Şia Gerçeği

Şia’nın Sünni’ler Tarafından Kur An Dan Çıkarıldığını İddia Ettikleri Sûre Ve Ayetler – Prof. Dr. Durmuş Ali Kayapınar

Şı a’nın Kur’ân da 18 000 âyet bulunduğuna, bunların Hz. Ali Mushafı, Hz. Fatıme Mushafı, el-Câmı’ adlı mushafları ve Übeyy Mushafı gibi mushaflarında ver aldığına ve bu mushaflar içerisinde sünnîlerin mushafından bir tek harf bile bulunmadığına:

73 âyetten ibaret olan 10 sayfalık Ahzâb sûresinin aslında 286 uzun âyetten oluşan 50 sayfalık Bakara sûresinden daha uzun bir sûre iken, Sünnîler tarafından büyük bir kısmının çıkarılıp atıldığını; ayrıca Kur’ân’da “Sûretü’l-Velâye”, “Sûretiü’n-Nûrayn”, “Sûretü’l-Hafd” ve “Sûretü’l-Hal” gibi birçok sûrelerin yine Sünnîler tarafından çıkarılıp atıldığına inandıklarını belirtmiştik.
Şimdi En-Nûrî et-Tabersî’nın Muhammed Alî b Şehr Aşûbı’l- Mâzenderânî’nın (588/1192) Kıldhü’l-Mesâhb’inde, “herhalde O sûre şu olsa gerek” diye Kur’ân’dan tamamının düşürüldüğünü kaydettiğine işaret ederek; “Faslü’l-Hıtâb Fî îsbâti Tahrifi Kitabi Rabbi’l-Erbâb”ında metnini aktardığı “el-Velayet sûresi”nin tıpkı kopyesı ile tercemesını vermek istiyoruz.

En-Nüri’t-Tabersî Kur’ân’ın lafızlarının tahrif edildiğini ısbât sadedinde Molla Muhsıni’l-Keşmîri’nın Debistânü ‘l-Mezâhib ‘inden naklederek şöyle demektedir.
“Kur’ân’ın tahrifini konu alan delillerin zahiri mânâlarından anlaşılan. O’nun mânâsının değil, lafzının tahrifidir. “Debistân-ı Mezâhib” sahibinin. Şia’nın mânâsı bu olan inaçlarını zikrettikten sonra: Şia ‘dan bâzı kimselerin. Osman’ın mushafîarı yaktığını. Ali ve Ehl-i B ey ti’nin faziletleri hakkındaki sûreleri telef ettiğim ve bunlardan birinin şu: “el-Velâyet Sûresi” olduğunu zikretmişlerdir. ”

“EL-VELAYET” SURESI’NIN TERCEMESI

“Bismillahirrahmanirrahim. Ey îmân edenler iki nura (Hasan ve Huseyn’e) îmân edin Biz o ikisine, size âyetlerimizi okumalarını ve büyük günün azabından sızı korkutup sakındırmalarını ınzâl ettik Bunlar (Allah ‘in ahdi ile) biri diğerinden olan iki nurdur. Ben herşeyi işiten ve bilenim. Bu ahdi. Allah’ın Rasûlü ile birlikte âyetleri çerçevesi içerisinde yerine getirenler var ya, işte onlar için Ne ‘İm cennetleri vardır. İnandıktan sonra verdikleri va ‘di bozarak inkâr edenler var ya, işte onlarla Rasûlüllah ‘m sözlerinde durmak üzere kendileriyle sözleşmış olduğu kimseler varya, işte onlar da cehenneme atılacaklardır. Onlar kendi nefislerine zulm etmiş ve “Rasûl’ün Vasisi “ne isyan etmişlerdir. Onlara hamim (kaynar) suyu içir ile çektir. O. öyle bir Allah ‘tır ki, gökleri ve yeri dilediği şekilde aydınlatmış, meleklerden dilediklerini seçmiş ve mü’mmîerden dilediklerini de halk etmiştir, işte bunlar yaratıkları cümlesi içerisindedirler. Allah neyi dilerse, onu yapar. Rahman ve Rahim olan Allah ‘tan başka ilâh yoktur. Onlardan öncekiler peygamberlerine hile yapmış ve onları aldatmışlar: Allah da onları hileleri sebebiyle cezalandırmıştır. Muhakkak ki, benim cezalandırmam çok şiddetli ve elem vericidir. Allah Ad ve Semud kavimlerini yaptıkları şeyler yüzünden helak etmiş ve onları size öğüt ve nasihat kılmıştır. Siz ise (buna rağmen) sakınmıyor, korkmuyorsunuz. Ben. Fır’avm ve tebeasmm tümünü. Mûsâ ve kardeşi Hâriın ‘a taşkın davranmaları yüzünden, size mu ‘cıze ve alâmet olsun diye (denizde) boğdum. Muhakkak ki sizin çoğunuz /âşıksınız. Şüphesiz ki. Allah onları mahşer günü (bir araya) toplayacak ve kendilerine soru sorul¬duğu zaman cevap veremeyeceklerdir. Muhakkak ki cehennem onların dönüp dolaşıp varacakları yerdir. Allah her şeyi bilir ve her şeye hükmeder. Ey Peygamber’ Benim inzârımı (korkutmamı) tebliğ et. Zira onlar bunu bileceklerdir. Şüphesiz benim âyetlerimden ve hükmümden yüz çevirmiş olanlar zarar edeceklerdir. Sonra verdikleri sözü tutanların durumu şöyle olacaktır Ben onları kesinlikle Na im cennetleriyle mükâfatlandıracağım. Elbettekı Allah, mağfiret ve büyük ecir sahibidir. Muhakkakkı Alî. müttekilerden (Allah ‘tan sakınanlardandır. Ve kuşkusuz biz onun hakkını din gününde elbet vereceğiz. Biz Ona yapılan zulumdan gâfıl değiliz. Ve biz onu, senin ehlinin hepsinden kerîm (değerli) kılmışız. O ve Onun zürriyyeti (soyundan gelecek olanlar) elbet sabırlı kimselerdir. Onların düşmanları mücrimlerin (canilerin) öndendirler. Yâ Muhammedi îmân ettikten sonra inkâr edenlere deki: -Demek siz Dünya hayatının zînetmi istediniz ve bunu elde etmekte acele ettiniz?! Allah ve Rasûlünün size olan va’dinı unuttunuz ve pekiştirildikten sonra verilen akitleri bozdunuz öylemi?! Şüphesiz ki, biz size belki hidâyete erersiniz diye darb-ı meseller getirdik. Ey Peygamber! Muhakkakla biz sana apaçık âyetler indirdik bu âyetler içerisinde Allah’ın mü’mın olarak öldürdükleri var. Senden sonra yüz çevirmeleriyle arzı endam edenleri var. Onların yüz çevirenlerinin peşim bırak. Zira onlar yüz çevirmişlerdir. Biz anları hiç bir şeyin fayda vermediği ve merhamet edilmiyeceklerı günde huzurumuza çekeceğiz. Muhakkak onlar için Allah’tan, dönemeyip (içinden çıkamayıp) kalacakları bir yer vardır. Sen Rabbınm ismini teşbih et ve secde edenlerden ol. Biz halef kılındıkları şeyle Mûsâ ve Hârûn ‘u gönderdik. Onlar (Fir ‘avn taraftarı olanlar) Hârûn ‘a taşkınlık ettiler. İşte bu, güzel sabr(m yeri)dir. Biz onları maymun ve domuz yaptık. Ve onlara dirıltilecekleri güne kadar lanet ettik. Sen sabret. Onlarda sabr edeceklerdir. Biz sana, senden önceki peygamberler gibi hiikm getirdik, hükümranlık verdik. Ve sana onlardan “vasiy” yarattık. Umulurki, o “vasiy”ler geri dönerler. Benim emrimden kim yüz çevirirse bilsinki, dönüp dolaşıp ge¬leceği yine benim. Onlar, küfiirleriyle biraz yararlana dursunlar. Sen ahdini bozanlardan birşey isteme. Ey Peygamber! Biz senin için îmân edenlerin boynuna bir ahid yükü yükledik. O ahdi al ve şiikredenlerden ol. Muhakkak ki Ali geceleri Namaz kılar, duâ eder. secde eder, âhiretten korkar ve Rabbı ‘nın sevabım umar. Deki, zulmedenler, benim azabımı bile bile, eşit seviyede olabilirler mi?! Allah onların boyunlarına zincir tasmaları takacak. Onlar boyunları bukağılı halde yaptıklarına pişman olacaklar. Biz sem Ali ‘nin sâlih zürriyetiyle müjdeledik. Onlar bizim emrimize muhalefet etmezler. Benden onlara diri iken ve diriltildikleri gün rahmet ve bereketler vardır. Benden sonra onlara taşkınlık edenlere benim azabım var. Şüphesiz ki onlar kötü ve ziyanda olan bir kavimdir. Onların yolunu kendilerine yol edinenlere de benden rahmet var Onlar (özel) odalarda güven içerisindedirler. Hamd, âlemlerin Rabbı ‘na aittir.’

133Zahir. İhsan İlâhî, eş-ŞVatü ve’l-Kur’ân: 141.
134Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 34.
135Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve l-Kur’ân: 32
.136Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve ‘l-Kur’ân: 31.
137Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve ‘l-Kur’ân: 137 ve 138.
138 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 32.
139Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 98.
140Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 15, 16, 18, 22.
141 et-Tabersi en-Nûri, Faslü’l-Hitâb Fi Isbâti Tahrifi Kitabi Rabbi ‘l-Erbâb: 180, 181.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu