Ali Eren

Bu makûle medya cahillikleri ve biz…

2 Ocak Salı akşamı ile bir gün önce veya bir gün sonra NTV ve Kanal 8’de hacılarla ilgili iki ayrı haber dinledim. Spikerler, “Hacıların haccı tamamladıklarını ve bayram namazını Kâbe’de kıldıklarını” söyledi… Epeyce güldüm. Meseleyi bilenler de gülmüşlerdir. Çünkü, bu haberleri hazırlayanlar câhilliklerini sergilemişler.

Bilmiyorlar ki, hacta bayram namazı yoktur; hacılar bayram namazı kılmazlar. Bayram gecesi Müzdelife’de vakfe yapılıp sabahtan itibaren  şeytan taşlamaya gidilir.. Şeytan taşlanır, kurbanlar kesilir, tıraş olunup ihramdan çıkılır. Yani bayram namazı kılınmaz. İki gün daha şeytan taşlama ve Kâbe’yi tavaf vardır…

Peki ama bu kanallar seyircilerine niçin yanlış haber veriyorlar? Niçin olacak, haberi bilerek değil de masa başında yazdıkları için… Zavallı câhilim, pardon garibim ne bilsin hacıların bayram namazı kılmadığını…

Kim bilir belki de şöyle düşünmüşlerdir: “Yahu, bayramda bayram namazı denilen bir namaz vardı galibâ. Hacılar bu namazı kılsalar kılsalar Kâ’be’de kılmışlardır. Öyleyse ona uygun bir haber yapmalı.”

Zavallı Hasan Karakaya, bu makûle meslektaşların hiç olmazsa “Abdest” kelimesini bari doğru yazmaları için senelerdir uğraşır durur. Ama, bir serap uğruna bu kadar uğraşmak da iyi niyet israfı olsa gerek…

BURADA BAYRAM NAMAZI KILANLARA GELİNCE

Bayram namazında 2-3 bin kişilik bir topluluğa hitap etme imkanım oldu. Baktım, namaza gelenlerin içinde yetişme çağında olanların azın da azı olduğu görülüyordu. Yani, çok azı çocuğunu bayram namazına getirmişti.

Oysa Müslümanların çoğunun çocukları var; zürriyetleri kesik değil. Fakat kendileri bayram namazına geldikleri halde, maalesef çocuklarını getirmemişler. Anlaşılan bazı evlerde, bayram namazına gidileceği ve  sabah kolay kalkabilmek için biraz erken yatılması gerektiği çocuklarla konuşulmuyor. Bu üzücü bir durum…

Böyle ebeveynler, çocuklarının yaşları ilerleyip de bayram namazlarına bile gitmedikleri zaman, “Ah! Bizim oğlan bayram namazına bile gitmiyor” diye şikâyetleneceklerdir ama o zaman hiç faydası olmayacaktır.

Müslümanların, “Biz namaz kılmaya nereden de alışmış olduk. Buna biz alıştık, bari çocuklarımız alışmasın” diye düşünmeleri hayal bile edilemez. Buna her şeyden önce iman engeldir. Öyleyse bu hal ne haldir!

THK BAŞKANI’NIN SÖZLERİ

THK Başkanı emekli general Sayın Yusuf Güngör, bayramdan önce bir TV programında, Vakit hakkında, “Bu gazete her kurban bayramından önce THK aleyhinde mutlaka bir şeyler yazar” dedi. Bunun üzerine kendisine, “Başka müesseselerin deri toplamalarına karışmayın, bırakın onlar  da toplayabilsin, denildi. Buna, “Siz kanunu okumamışsınız. Başkalarının deri toplamalarını yasak eden biz değiliz, kanundur, diye cevap veriyordu. “Fakat, başka müesseseler deri toplamaya kalkınca onları şikâyet ediyorsunuz, sözüne ise kabul edilebilir bir cevap veremeyen Yusuf Bey, kurban derisi toplama hakkının diğer hayır müesseselerine yasak edilmesini kanuna atıyor ve bundan hiç rahatsız gözükmüyordu. “Nasıl olsa bu hak bize verilmiş bulunuyor” rahatlığı içindeydi. Kendisine, “Sayın generalim” şeklinde hitap edilmesine karşı, her ne kadar “Ben general değilim, şimdi emekliyim” diyorsa da, üst perdeden ve âmirâne konuşmayı da ihmal etmiyordu.

THK’nın hizmetlerinden bahseden başkana diyoruz ki: Halk, lâyıkıyla hizmet edeni zaten takdir eder ve derilerini ona verir. Öyleyse, gerçek hizmetin ortaya çıkması için, hükümete şöyle bir teklifte bulunabilir misiniz:

“Biz, kurban derilerini toplama hakkının sadece TKH’na ait olmasından rahatsızız. Bunu diğer hayır kurumlarına da serbest edin ki, milletin derilerini gerçekten nereye vermek istediği ortaya çıksın.”

Eski THK başkanlarının hiç biri buna cesaret edemediği gibi, Yusuf Bey de ede(bi)cek gibi görünmüyor…

ABD’nin SADDAM’ın İDAMIYLA  YAPTIĞI HAKARET

Saddam’ı idama mahkum ettiren 50 yıllık dostumuz(!) ABD, kendisi idam etmeyip onu düşmanlarına teslim etti. İdamı bayrama denk getirterek de Sünnî Müslümanlara açıkça hakaret etti.

İşgalden sonraki zulüm, işkence, tecavüz ve kaç yüzbin sivilin öldürüldüğü bilinmeyen katliâm göz önüne getirilince, esas cânînin Saddam mı yoksa Bush mu olduğu ise apaçık ortada.

Son nefese kadar mertliğini bozmayan Saddam’ın, davasına ne kadar sadık olduğu, onun kelime-i şehâdeti tamamlamasına bile izin vermeyenlerin de ne kadar Müslüman oldukları anlaşılmış oldu.

TAKSİM’DEKİ YILBAŞI MASRAFLARI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın, Taksim’deki yılbaşı eğlenceleri için 2 katrilyon TL harcadığı söyleniyor. En iyisi, bunu başkan Kadir Topbaş’a sormak.

Sayın Başkan! Bu rakam doğru mu? Gerçekten yılbaşı eğlenceleri için 2 katrilyon mu harcadınız?

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu