Selefilerin Anatomisi

Vahhabilerin Mübarek Gün ve Geceler Hakkında Görüşleri

Mübarek gecelerde ibadet etmeyi ve gündüzünde oruç tutmayı haram saymaları:

Vahhabiler tarafından yazılan, ‘et-Tevhid’ adlı kitaplarmda: ‘Dini geceleri kutlamak haramdır. Şaban ayının 15’ini namaz ve oruçla geçirmek haramdır,’3 diye geçmektedir. Yine bu hususta yine onların kitabı olan, Salih bin Fevzan el-Fevzan, ‘et-Tevhid,’ s. 121/de:

“Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin Mevlid kandilini kutlayan Müslümanları Hz. İsa’nın doğum gününü kutlayan Hristiyanlara benzet-mekte ve bunu cahil olan halk ve dalalette olan alimler her sene Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem)’in doğumu münasebetiyle Rebi’ul evvel ayında bu mevlid toplantıları
1 Ktitüb-i Sitte, Hadîs No: 2353; İmam Malik, Muvatta, Kasru’s-Salât 77.
2 Ktitüb-i Sitte, Hadîs No: 2353..
3 Salih b. Fevzan el-Fevzan, “et-Tevhid,” Riyad, Bid’at başlığı altında, s. 105-121.

yapmaktadırlar/’1 diyerek bu kandili kutlayan müslüman halkı Hristiyanlarla aynı görmekte ve dolayısıyla kafir demektedir.
Bunlar kandil gecelerini kutlamanın, bid’at ve haram olduğuna inandıkları için; bu günlerin zikir, namaz ve oruç gibi ibadetlerle geçirilmesi gerektiğine dair, sahih olarak muteber kitaplarda geçen çok sayıdaki Hadis-i Şerifleri de uydurmadır, diyerek delilsiz olarak sırf görüşlerine ters düştüğü için inkar ederler.
Bütün ehl-i sünnet uleması kandil geceleri diye kutlanan Kadir gecesi, Regaib gecesi, Miraç gecesi, Berat gecesi ve Mevlid kandili, Aşure günü, Cuma ve bayram geceleri gibi mübarek sayılan gün ve gecelerin, kutlanarak ibadetle geçirilmesi gerektiğini Âyet ve Hadis-i Şeriflerle ispat etmişlerdir.
Recep, Şaban ve Ramazan diye bilinen üç aylarda Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz, kendini ibadete verip çoğu kere bu ayları oruçlu geçirirdi ki, bu ayların ilki olan Recep ayının ilk cuma gecesi Allah’u Teala’mn mü’minlere mağfiretinin çok olduğu anlamına gelen Reğaib kandilidir. Yine Recep ayının 27. Gecesi Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz miraca yükseldiği için miraç gecesi olarak kutlanmaktadır. Şaban aynın 15. Gecesinin fazileti hakkmda o kadar çok Hadis-i Şerif var ki bu sebeple bu gece Berat Kandili olarak kutlanmaktadır. Ramazan ayının 27. Gecesi de Kur’an-ı Kerimde hakkmda “Kadir suresi” diye müstakil bir sure olan mukaddes bir gecedir. Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz bu geceyi Ramazan ayının son on gün içinde tek gecelerde araym diye haber vermiş. Daha sonra sahabeyi kirama bu gecenin 27. Gecesi olduğunu bizzat
1 Salih b. Fevzan el-Fevzan, “et-Tevhid,” s. 121 ve bu hususta, daha sapkın görüşleri için devamına bakınız.

haber verdiği için o gece kadir gecesi olarak kutlanıp ihya edilmektedir. Rebiul evvel ayının 12. Gecesi de Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin dünyaya geldiği gece olduğu için Mevlid Kandili olarak kutlanmaktadır.

Aşure Günü:

Muharrem aynının 10. Gününde ise islam tarihinde çok önemli hadiseler cereyan ettiği için bu günde aşure günü olarak kutlanmaktadır.

“Aşure günü Nuh (Aleyhis-selam)’m gemisi, Cudi dağına indirildi. O gün Nuh (Aleyhis-selam) ve yanındakiler, Allah’u Teâlâ’ya şükür için oruçlu idiler. Allah’u Teâlâ denizi, Ben-i İsrail için, aşure günü yardı. Aşure günü Allah’u Teâlâ Adem (Aleyhis-selam)’m ve Yunus (Aleyhis-selam)’m kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim (Aleyhis-selam) da o gün doğdu.”1
Bu geceler, Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin hürmetine onun ümmetine verilen zamanlardır. Şimdi bu gecelerin fazileti ve yapılması gereken ibadetlerle ilgili Hadis-i Şeriflerden bazılarına yer vereceğiz.
Abdullah İbn Abbas (Radıyallahu anhumâ) demiştir ki:
1 Taberani, Mu’cem’ul-Kebir, Hadis No: 5407.
“Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Medine’ye gelince Yahudi’lerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Bunun sebebi sorulduğunda Yahudiler: “Bu gün Allah’u Teala’nın, Firavun’a karşı Musa’ya yardım ettiği gündür. Biz onu tazim için bugün oruç tutuyoruz,” dediler. Bunun üzerine Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem): “Biz Musa’ya sizden daha yakınız,” buyurdu ve Aşure orucunu emretti.”1
Ebû Katade (Radiyallahu anhu)’dan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:

“Aşure günü orucunun, önceki yılın günahlarına kef-faret olacağını Allah’u Teâlâ’nın rahmetinden umarım.”2
İbn-i Abbas (Radiyallahu anhumâ)’dan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki:
“Aşureden bir gün önce veya bir gün sonra da oruç tutarak. Yahudilere muhalefet ediniz.”3
Hz. Aişe (Raiyallahu anhâ)’dan o şöyle dedi:
1 Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 2982; Sahih-i Buhari, Enbiya, 24, Menakıbu’l-Ensar,
52; Sahih-i Müslim, Sıyâm, 127 Sünen-i Ebû Dâvûd, Savm, 64; Sünen-i İbn Mâce, Sıyâm,41.
2 Sünen-i Tirmizi, Savm 48; Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 2985.
3 Ahmed b. Hanbel, Müsned, Hadis No: 2047; Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 2988.

“Ramazan orucundan önce Aşure orucu tutulurdu. Ramazan orucu farz olunca, Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) dileyen tutar, dileyen tutmaz,” buyurdu.1

Regâib Gecesi:

“Günyet’üt-Talibin” kitabında nakledilen Hadis-i Şerifte Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz Regâib gecesi hakkında şöyle buyurmuştur:
“Siz Recep ayının ilk Cuma gecesini gaflet içinde geçirmeyiniz. O öyle bir gecedir ki, melekler o geceyi, Regaib diye anlatırlar.2
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz: “Regaib gecesinde, tecelli’yi Ef’ale mazhar olup nûr-i ef’ale müstağrak olmakla Hakk Teala hazretlerine şükür için 12 rekat namaz kılmıştır.”3
Regaib gecesinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin kıldığı ve kılınmasını tavsiye ettiği namaz şöyledir:

1 Sahih-i Buharı, Tefsir’ul-Kur’an 26; Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 2979.
2 Abdulkadir Geylani, Kitâb-u Ümdefüs-Salihîn fî Tercümet-i Gtirıyefüt-Talibin,
Osmanhcaya Tercüme eden: Süleyman Hasebi, Matbaa-i Osmaniyye, İstanbul- h. 1303
(I-II) I, s5 277. Not: Burada bu eserden kullandığımız Hadis-i şeriflerin arapçalan,
Arapça baskısından alınmıştır. Bu baskının, basım yeri ve tarihi belirtilmemiştir.
3 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Bilmen Yayınevi, İstanbul-1968, s 205.

“Kim ki Recebin ilk perşembe günü oruç tutar, sonra akşam ile yatsı veya yatsı ile gecenin üçte biri arasında ve her rek’âtta bir Fatiha, üç Kadir sûresini ve on iki İhlâs okumak ve iki rek’âtta bir selâm vermek üzere on iki rek’ât namaz kılar, selâmdan sonra yetmiş kere:
“Allahümme salli alâ Muhammed’ini’n-Nebiyyi’l-Ümmiyyi ve alâ âlihi (ve sahbihi ecmain).” der, sonra secdeye kapanır ve secdesinde yetmiş kere:”Sübbûhün, Kuddû’sün (Rabbuna ve) Rabbü’l-Melâiketi ve’r-Ruhi” der, sonra başını kaldırır yetmiş kere: “Rabbi’ğfir verham ve tecâvez amma ta’lemü (inneke ente e azzül ekrem)” der, sonra tekrar secdeye kapanır ve birinci secdede okuduklarını aynı şekilde tekrar eder. Sonra secdede iken dilediğini isterse bütün istekleri yerine gelir. Zira Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz devamla buyuruyor ki: Bu namazı kılan kimsenin, deniz köpükleri, kumlar sayısı, dağlar ağırlığı kadar, ağaçlar yaprakları sayısınca günahı olsa da Allah’u Teâlâ bütün günahlarını mağfiret eder ve akrabasından cehennemi hak etmiş yedi yüz kişiye şefaat eder/’1

Mirac Gecesi

Receb ayının 27. gecesi olan Miraç gecesinde, “12 rekat nafile namaz kılınması müstehap görülmüştür. Her rekatında Fatihay-ı Şerif ile başka bir sure okuyarak iki rekatta bir selam vermelidir. Sonra yüz kere: “Subhanallahi velhamdu lillahi ve lâ ilahe illallahu vallahu ekber,”
1 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, I, 277; Gazali, İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn, I, Hadîs No: 645, Rezîn kitabında bunu irad etti.

teşbihini okumalı. Sonra yüz kere istiğfar ederek, yüz kere de selatu selam okumalıdır. Gündüzünde de oruçlu bulunmalıdır. Bu halde ma’siyete dair olmaksızın yapılacak her duanın kabulü, Allah’u Teala’dan umulur.”1
Ebu Hureyre (Radiyallahu anhu)’dan Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) buyuruyor ki:
“Bir kimse Receb ayının 27. günü oruç tutar ise, kendisine altmış aylık oruç sevabı yazılır/’2
Hasan Basri Hazretlerinden şöyle nakledilmiştir:
“Receb ayının 27. gecesi, olduğu zaman Abdullah bin Abbas (Radiyallahu anhu) sabaha itikaf niyeti ile çıkardı. Öğlen namazına kadar da namaz kılardı. Öğlen namazını kıldıktan sonra da bir miktar dinlenirdi. Daha sonra dört rekat namaz kılardı. Bu namazın: her rekatında Fatiha suresinden sonra birer kere muavvezeteyn surelerini, üç kere kadir suresini, elli bir kere de ihlas suresini okurdu. Bu namazdan sonra, ikindi namazına kadar dua ederdi. Bu arada şunu söylerdi. Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz de bu günde böyle yapardı. Ebu Hureyre ve Selman-ı Farisi (Radiyallahu anhuma), Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem)’in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:
1 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, s. 205.
2 Abdulkadir Geylani, Gunyetti’t-Tâlibin, I, 278.

“Receb ayında bir gün ve bir gece vardır ki, her kim o günü oruçla, geceyi dahi namazla geçirir ise, kendisine yüz sene, geceleri namaz kılanın gündüzleri dahi oruç tutanın sevabı verilir.” O gün Receb ayının bitiminden üç gün evvelki gün ve gecedir. Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimize o gün peygamberlik verilmiştir.1

Berat Gecesi

Sure-i Duhan, Âyet 3: “Muhakkak ki, biz Kur’an-ı Kerim’i mübarek bir gecede indirdik.”

İbn-i Abbas (Radiyallahumâ), bu Âyet-i Kerime de geçen gece tabirini şöyle açıklamıştır: “O gece Şabanın ortasıdır. Yani 15. gecesidir ki bu gece Berat gecesidir.”2
Bu geceyle ilgili Hz. Aişe (Radiyallahu anhâ)’dan şöyle nakledilmiştir:

“Şaban ayımn 15. gecesinde gece yarısı olunca, RasuluUah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz yanımdan ayrıldı… kendi kendime sandım ki, RasuluUah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz hanımlarından birinin yanına gitti. Hemen kalktım. Onu evin içinde

1 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, I,278.
2 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, 1,288.

aramaya başladım. Ararken ellerim ayaklarına dokundu. Kendisi secdeye varmıştı. Şu duayı okuyordu, ezberledim: “Gizli halim ve hayalim önünde secde etti. Kalbim sana inandı. Nimetlerle sana dönüyorum. Günahlarımı sana itiraf ediyorum. Nefsime zulmettim. Beni bağışla. Senden başka günah bağışlayacak yok. Cezandan affına sığınıyorum. Azabından rahmetine sığınıyorum. Dergahından hoşnutluğuna sığınıyorum. Senden sana sığınırım. Sen kendini övdüğün gibi ben seni övemem. Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz bu hal ile oturup kalktı. Sonunda sabahı etti. İbadetten hiç ayrılmadı. Ayakları şişip ağrımaya başladı. Ben, bir yandan ayaklarını oğuyor, bir yandanda şöyle diyordum: “Anam babam sana feda olsun! Allah’u Teala senin gelmiş ve gelecek bütün günahlarını bağışlama di mı?” Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz bana şöyle buyurdu: “yâ Aişe! Allah’u Teala’ya şükreden bir kul olmayayım mı? Sen biliyor musun bu gece de ne gibi hayırlar vardır? (Ya Rasulallah!) bu gecede ne vardır? diğer gecelerden üstünlüğü nedir? diye sorunca buyurdu ki:
“Bu sene doğacak çocukların hemen her biri, bu gece yazılır. Bu sene, ölecek kimselerin her biri bu gece yazılır. Kulların rızıklarının hemen hepsi bu gece gelir. Kulların yapıp ettiği amellerin hepsi bu gece Hakk Teala katma çıkanlır.”Bu arada sordum:
“Ya Rasulallah! Hemen herkes, Allah’ın Rahmeti ile cennete girecek öyle mi?” Şöyle buyurdu: “Evet! Öyledir. Hemen herkes Allah’u Tealanın Rahmeti ile cennete girecektir.” Sende mi Ya Rasulallah? diye sordum. Şöyle buyurdu: “Evet! Ben de. Ancak Allah’u Teala beni rahmetine daldırmıştır’ Sonra başım ve yüzünü meshetti (yani elini yüzüne çaldı).1

İbn-i Abbas (Radiyallahu anhuma)’nın azatlı kölesi İkrime (Radiyallahu anhu):
Sure-i Duhan, Âyet 4’te: “O gece, hikmet inceliği taşıyan her iş ayırt edilir,” Âyet-i Kerimesinde anlatılan gecenin Şaban aymm 15. Gecesi olduğunu söylemiştir.2
Ali ibn-i Talib (Radiyallahu anhu)’den Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem):
“Şaban ayının 15. Gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünü (onbeşinci günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah’u Teâlâ (keyfiyeti bize meçhul bir halde) dünyaya en yakın göğe inerek (o andan) fecir oluncaya kadar: “Benden mağfiret dileyen yok mu? Ona mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu? Onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) Mübtelâ olan yok mu? Ona afiyet vereyim. (Belâdan kurtarayım) şöyle olan yok mu? Böyle olan yok mu? buyurur.”3
Ebû Musa el-Eş’ari (Radiyallahu anhu)’den Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem):
– Şüphesiz Allah’u Teâlâ şaban ayının onbeşinci gecesi (kullarına rahmetle) bakar ve herkese mağfiret eder. Yalnız
1 Abdulkadir Geylani, Gunyetti’t-Tâlibin, I, 289-290.
2 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, 1,291.
3 Stinen-i ibn-i Mâce, İkamet’üs-salah 191;; Beyhaki, Şu’ab’ul-İman, Hadis No: 3542; Gümüşhanevi, Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 834; İmam Şa’rani, Levâkihu’l-Envâri’l-Kudsiyye fî Bey’an’il-Uhud’il Muhammediyye-el-Uhûdti’1-Ktibrâ (Büyük ahidler), Tercüme: Salahaddin Alpay, Bedir Yayınevi, İstanbul-1981, s.231.

ona şirk koşana veya müşahine (kin besleyen ve bid’at sahibine) mağfiret etmez/’1
Ebû Hüreyre (Radiyallahu anhu)’den rivayet edildiğine göre; Rasûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
Şaban ayının 15. Gecesinin ilk vaktinde Cebrail bana geldi, şöyle dedi: Ya Muhammedi Başını semaya kaldır… Sordum: Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
1 Sünen-i ibn-i Mâce, Cild 4, Hadîs No: 1390; Gümüşhanevi, Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 4037; İmam-ı Şa’rani, el-Uhûd’ül-Kübrâ, s. 231; Taberanî, Bezzar; Beyhâkî rivayet etmişlerdir

– Bu gece Allah’u Teâlâ rahmet kapılarından üçyüz tanesini açar. Kendisine şirk koşmayanlardan hemen herkesi bağışlar. Ancak büyücü, kâhin, devamlı şarap (alkollü içki) içen, faizciliğe ve zina’ya devam eden kimseler hariç. Bu kimseler tevbe edinceye kadar, Allahu Teâlâ onları bağışlamaz. Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi:
– Ya Muhammedi Başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış. Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş, şöyle sesleniyor:
– Ne mutlu bu gece rükû edenlere… İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyordu:
– Bu gece secde edene ne mutlu… Üçüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu:
– Bu gece duâ edenlere ne mutlu…Dördüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu:
– Bu gece, Allah’ı zikredenlere ne mutlu… Beşinci kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu:
– Bu gece, Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu… Altıncı kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu:
– Bu gece müslümanlara ne mutlu…Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu:
– Hiç bir dilekte bulunan yok mu ki, kendisine dilediği verilsin?… Sekizinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu:
– Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın?… Bunları gördükten sonra Cebrail (Aleyhis-selâm)’e sordum:
– Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak? Şöyle dedi:-

– Gecenin ilkinden, tan yeri ağarıncaya kadar… Sonra şöyle dedi:
– Yâ Muhammedi Allah’u Teâlâ, bu gece, Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azad eder/’1
Şaban ayının 15. Gecesi olan Berat gecesinde kılman namaza, “Salaful-Hayır,” denilmiştir. Bu namaz bir çok rivayette yüz rekattir. Her rekatmda Fatiha’dan sonra 10 İhlas suresi okunarak kılınır.2
Hasan Basri’den rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir:
“Şabanın 15. Gecesi, her rek’âtında bir Fatiha ve onbir İhlas okumak ve iki rek’âtta bir selâm vermek suretiyle yüz rek’ât namaz kılınır. İsterse her rek’âtında Fatiha’dan sonra yüz “İhlâs” okumak suretiyle on rek’âtta kılabilir. Bu şekilde kılmak, bütün müstehab namazlarda da mervidir. Selef bu namazı kılar ve buna: “Salat’ul-Hayır” (yani hayır namazı), derlerdi. Hatta bu namazı bir araya toplanıp, cemaatle de kılarlardı.”3 Otuz Sahabi bana haber verdi ki, bu gece bu namazı kılan kimseye Allah’u Teâlâ yetmiş kere nazar eder ve her nazarında yetmiş ihtiyacını temin eder. En küçüğü günahlarını mağfiret etmesidir.”4
İbn-i Mes’ud (Radiyallahu anhu)’dan Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki:
1 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, 1,292.
2 Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, Bilmen s 205.
3 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, 1,293.
4 Gazali, İhyâu ‘Ulûmi’d-Dîn, I, Hadîs No: 646-647..

“Şabanın 15. Gecesinde, (Lâ ilahe illallah) kelimesini Allah’a ulaşmaktan hiç bir şey alıkoyamaz. Ancak devamlı içki içen kişinin ağzından çıkarsa başka/’1
Beyhaki’de İbn-i Ömer (Radiyallahu anhuma)’dan nakledilen Hadis-i Şerifte RasuluUah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz şöyle buyurdu:
“Şu beş gecede yapılan dua geri çevrilmez:
1. Cuma gecesi,
2. Regaib gecesi,
3. Berat gecesi,
4. Ramazan bayramı gecesi
5. Kurban bayramı gecesi/’2

Kadir Gecesi
Allah’u Teâlâ, Sure-i Kadir, Âyet 3’te: “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır,” buyuruyor.3 Bir ay demiyor, bin aydan hayırlıdır, buyuruyor. Bin ay yaklaşık seksen üç sene eder.
Bu gecenin fazileti hakkında RasuluUah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
1 Gümüşhanevi, Râmûz-ul Ehâdîs, Hadîs No: 6028
2 Beyhaki, Şu’ab’ul iman, Hadis No: 3558.
3 Sûre-i Kadir, Âyet 3.

“Kadir gecesi geldiği zaman Allah’u Teâlâ Cebrail’e şu emri verir: Yeryüzüne in…
Ramazan ayının son günü oldukta; Allah’u Teâlâ o gün Ramazan ayının ilk gününden o güne gelinceye dek ne kadar kimseyi cehennemden azad etmiş ise, o kadar kimseyi cehennemden azad eder. Bunun üzerine Cebrail; elinde yeşil sancak, meleklerden büyük bir kafile ile yeryüzüne iner ve elindeki yeşil sancağı Kabe’nin damına diker. Cebrail’in altı yüz (diğer bir rivayette de: üç yüz altmış) kanadı vardır. Bunları ancak Kadir gecesi açar. Bunları açtığı zaman, doğuyu batıyı aşar. Daha sonra Cebrail meleklere şu emri verir:
– Muhammed ümmetinin arasına girin… Ve melekler Muhammed ümmetinin arasına girerler. Melekler Muhammed ümmetinin arasına girdikleri zaman her ayakta durana, namaz kılana, Allah’ın zikrini edene selâm verir, el sıkışırlar. Bu arada duâ edenlerin dualarına “Amin,” derler. Tâ ki, tan yeri ağarıncaya kadar bu durum böyle devam edip gider. Tanyeri ağardıktan sonra Cebrail meleklere şöyle seslenir:
– Ey Allah’ın dostları yolculuk var. Bunun üzerine yeryüzüne inen melekler şöyle derler: Ey Cebrail! Allah’u Teâlâ Muhammed ümmet-i için neler eyledi? Onların bu sorusuna karşılık Cebrail (Aleyhis-selâm) şu cevabı verir:

– Allah’u Teâlâ onlara rahmet nazarı ile baktı; kendilerini affetti. Ancak şu dört zümre hariç:
1. Devamlı şarab (alkollü içki) içen…
2. Ana-babasma asi gelen

3. Akrabalık bağlarını koparan.
4. Bid’at ehli olup İslâm cemaatını ve ümmetini terk edip onlardan ayrılan/’1
Mevlid Kandilinin kutlanmasının sebebi, Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem)’in dünyayı şereflendirdiği gün olmasıdır.
Sure-i Yunus, Âyet 58:
“(Ey Habibim!) De ki: “Allah Teâlâ’mn fazl ve rahmeti ile işte yalnız onunla ferahlansınlar (sevinsinler). Bu, onların topladıklarından (mal ve mülklerden) daha hayırlıdır/’
Bu Âyeti Kerime de, Allah’u Teala’nın rahmeti ile sevinsinler diye söylediğinin Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) olduğu, Sure-i Enbiya Âyet 107’de:
“Biz Seni alemlere rahmet olarak gönderdik/’
ifadesiyle apaçık ortadadır. Bu Âyet-i Kerime de, Mevlid-i Şerif okuyarak Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz ile sevinmek, kutlama yapmak gerektiğine açık işaret vardır.2
Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimizin bizzat kendisi doğum gününü kutlardı. Bu hususta Müslim, Ebu Davud ve Nesai’de nakledilen Hadis-i Şerif şöyledir:
1 Abdulkadir Geylani, Gunyetü’t-Tâlibin, n, 8.
2 Muhammed bin Abduh Yemani, Sahabede Peygamber Sevgisi, s. 38.

“Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem) Efendimiz Pazertesi günleri oruç tutardı. Kendisine bu oruç hakkında sorulduğunda şöyle buyurdu: “İşte o gün, benim doğduğum gündür ve peygamber olarak gönderildiğim gündür.”1
Abdullah İbn-i Abbas (Radıyallahu anhumâ) demiştir ki:
“Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Medine’ye gelince Yahudilerin Aşure günü oruç tuttuklarını gördü. Bunun sebebi sorulduğunda Yahudiler:
– “Bu (gün) Allah’u Teala’nın Firavun’a karşı Musa’ya yardım ettiği gündür. Biz onu tazim için bugün oruç tutuyoruz,” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem):
– “Biz Musa’ya sizden daha yakınız” buyurdu ve Aşure orucunu emretti.”2
Bu Hadis-i Şerifte, Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz Musa (Aleyhis-selam)’ın firavunun elinden kurtulduğu zamanı oruç tutarak kutluyorsa iki cihan güneşi olan ve her şey onun hürmetine yaratılan Rasulullah (Sallallahu aleyhi vesellem)’in doğum gününü kutlamak elbette daha önemlidir.
1 Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 3012; Sahih-i Müslim, Siyam 36 (198); Muhammed
bin Abduh Yemani, Çocuklara Rasulullah Sevgjşsini Öğretmeliyiz, s. 37.
2 Rudani, Cem’ul-Fevaid, Hadis No: 2982; Sahih-i Buhar i, Enbiya, 24, Menakıbu’l-Ensar,
52; Sahih-i Müslim, Sıyâm, 127; Sünen-i Ebû Dâvûd, Savm, 64; Sünen-i İbn Mâce, Sıyâm, 41.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu