Ali Eren

Üç aylar ve Regâib Gecesi

Oruç mevsimine girdik. Bugün, üç ayların ilki olan Recebin ikisi. Bu akşam da Regâib Kandili…

Üç aylar denilince, hemen oruç akla gelir. Çünkü bu üç ay, Receb, Şaban, Ramazan, bir nevi oruç mevsimidir. Ramazanın değeri zaten belli. Receb ve Şaban ayları da, Peygamberimiz’in diliyle övülmüş, Müslümanlar bu aylarda daha fazla ibâdet etmeye, hususiyle oruç tutmaya teşvik edilmişlerdir. Bu iki ay, bir nevi Ramazana hazırlık, bu aylarda tutulan oruçlar da bir nevi, farz  Ramazan orucuna hazırlıktır.

Allah indinde, bütün zamanlar eşittir. Fakat bazı zamanlar, içinde meydana gelen bir takım mühim  hadiseler ve ilâhî tecelliler sebebiyle üstünlük kazanır. Peygamberimiz’den rivayet ediliyor ki:

“…Allahü Teâlâ, Nuh Aleyhisselam’ı Receb ayında gemiye bindirdi. Hz. Nuh, gemide oruç tuttu ve yanındakilere de tutmalarını emretti. Allahü Teâlâ da onları kurtardı ve boğulmaktan korudu. Ve yeryüzünü tufan sebebiyle küfür ve taşkınlıklardan temizledi.”   

“Allah’ın, gökleri ve yeri yarattığından beri ayların sayısı 12 olup bunlardan dördü hürmetli aylardır.” (Tevbe, 36)

Hürmet edilmesi gereken bu aylarda işlenen kötülüklerin günahı da iyiliklerin sevabı da diğer aylarda işlenenlere göre daha fazladır. O hürmetli aylardan birisi, şimdi ikinci gününü yaşadığımız Receb ayıdır. Diğer üçü ise arkası arkasına gelen Zilkade, Zilhicce ve Muharrem aylarıdır.

Receb ayının her iki tarafında, hem bu ayı hem de ibâdet eden mü’minlerin kalbini aydınlatan iki kandil parlamaktadır: Bu ayın ilk Cuma gecesine denk gelen Regâib ve 27. gecesine denk gelen Mirac kandili…

Receb ayı, mü’minlerin günahlarına karşı sağırdır, duymaz. Âhirette, Receb ayına mü’minlerin günahı sorulduğunda, ben duymadım diyeceği bildiriliyor. Bu ayda, bol bol manevî rahmet yağar ve şeytanlar taşlanır.

Receb ayı, Peygamberimiz’in ifade buyurdukları gibi, “Allah’ın ayı”dır. Onun için, biz mü’minlere düşen, Allah’ın zatını ve birliğini bildiren İhlas sûresini bu ayda çok okumaktır.

Receb ve Şaban aylarında oruç tutmanın sevabı pek çoktur. Bu aylarda tutulabildiği kadar oruç tutmalıdır. Recebin birinci günü oruç tutanlara 3 senelik, ikinci günü oruç tutanlara 2 senelik, üçüncü günü oruç tutanlara bir senelik nâfile oruç sevabı verilir. Bu, hadis-i şerif ile sabittir. Üç günden sonra her gününe birer aylık nâfile oruç sevabı verilir. Mecbûrî olmamakla beraber, bu ayın başında, ortasında ve sonunda üçer gün oruç tutmalıdır. Üç gün tutamayanlar, hiç olmazsa birer gün tutarlarsa, bu ayı oruçsuz geçirmemiş olurlar.

Sevgili Peygamberimiz’in, Receb ve Şaban aylarında çokça okuduğu şu duaya da devam etmelidir: Ey Allahım! Bizler hakkında Receb ve Şaban aylarını mübârek kıl ve bizleri Ramazana kavuştur.

Peygamberimiz, (s.a.v.) buyuruyorlar ki, “…Receb-i şerifin ilk Cuma (Regâib) gecesinden gafil olma. Melekler o geceye Regâib (değerli) demişlerdir. Zira o gece, gecenin üçte biri geçtikten sonra, yer ve göklerdeki bütün melekler Kâbe-i Muazzama’nın etrafında toplanırlar. Allahü Teâlâ onlara hitaben, “Ey meleklerim dilediğinizi benden isteyiniz” buyurur. Onlar da, “Yâ rabbi, istediğimiz Receb ayında oruç tutanları affetmendir” derler. Allah (c.c.) de buyurur ki, “Receb ayında oruç tutanları afettim.”

Cenabı Hakk’ın, kâinata gönderdiği en büyük hediye Peygamberimiz’dir. (s.a.v.) Kur’an’da ifade buyurulduğu gibi, O, âlemlere rahmet olarak gönderilmiştir. Onun mübârek vücudu bütün yaratılmışlardan efdaldir. Çünkü, o zaten bütün kâinatın yaratılma sebebidir. Onun temiz ruhu bütün ruhlardan, onun kabîlesi bütün kabîlelerden, onun ashabı peygamber olmayan diğer insanlardan, mûcize olarak onun parmaklarından fışkıran sular bütün sulardan, ona verilen kitap bütün ilâhî kitaplardan üstündür. Regâib gecesi dahi değer ve şerefini Peygamberimiz’den almaktadır. Çünkü bu gece, Hz. Âmine Vâlidemizin, Peygamberimiz’e hâmile olduğunu anladığı gecedir.

Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan, merhum Ömer Nasuhi Bilmen’in bazı zatlardan nakline göre, Peygamberimiz, Regâib gecesinde manevî tecellilere kavuşup nurlara gark olmuş ve Allah’a şükür için bu gece 12 rek’at namaz kılmıştır. Bizim için uygun olan, her hususta sevgili Peygamberimiz’e uymaktır. Öyleyse gelin, biz de bu gece en az 12 rek’at namaz kılalım. Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevabı pek çoktur…

Ramazan ayına ait teravih namazı hariç, birbirlerini çağırarak nâfile namazları cemaatle kılmak mekruhtur. Böyle nâfile namazları cemaatle kılmak için toplanmamış olan ve bir yerde bulunan birkaç kişinin, böyle namazları cemaatle kılmaları câiz görülmüştür.

Değerli okuyucular, şu anda dünyanın çeşitli yerlerinde, bilhassa Filistin’de can derdinde olan kardeşlerimizi, maddi yardım yapamıyorsak bile, hiç olmazsa dualarımızda unutmayalım. Hayırlı kandiller diliyorum efendim.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu