Nüzûl-i Îsâ meselesinde tefsirler ne diyor…
İslam/ehl-i sünnet inancına göre, Hz. Îsâ âhırzamanda, kıyametten önce yeryüzüne inecektir. Bu husus, îtikat/inanç kitaplarımızda kayıtlı olmasına rağmen, son zamanlarda bazı kimseler bu meseleyi ikide bir konu ediyor ve “Bu, aklın alacağı bir şey değil” diyerek inkar ediyorlar. En iyi ve en doğruyu kendi akıllarının tesbit ettiğini düşünüyorlar olmalılar ki, bu meseleyi akılları almadığı için inkar ediyorlar. Ama her şeyin kuru akılla izah edilemeyeceği açık. Meselâ melek, mûcize, âhiret meselesi…
İlim ehline, bir mesele hakkında hüküm verirken “Benim aklım almıyor” demek yakışmaz. Çünkü bu şekilde bir neticeye de varılamaz. Zira, pekâlâ biri de çıkıp “Senin aklın almıyorsa benimki alıyor” diyebilir. Böyle meselelerde geçerli olanın akıl değil, ilim olduğunu lütfen hatırlayalım…
Öyleyse ilme gitmeli, ilmin zirvesini taşıyan Allah kelamına müracaat etmeli. Ama yaparken de yine kendi aklımızı ölçü almak yanlış. Kendimiz çekilip, tüm İslam âleminin kabul ettiği tefsirlere bakalım.
Ama önce, Zuhruf sûresinin bahse konu olan 61. âyetinin mânâsını görelim. Bu âyet, tefsirlerin, “Hz. Îsâ’nın ineceğini haber veriyor” dediği âyettir. Âyetin meâli şöyle: “Şüphesiz ki o, kıyamet için bir alâmettir/ilimdir/bilgidir.” Mealde, “O” deniliyorsa da “O”nun ne olduğu açık değil. Kendimiz tefsir âlimi olmadığımız için bu mesele için tefsirlere bakacağız. İbn-i Kesir Tefsirine bakıyoruz.
1- “İbn-i Abbas, şöyle dedi: “O, (kıyamet için ilim olan) kıyamet kopmadan önce Meryemoğlu Îsâ’nın zuhurudur/dünyaya inmesidir.”
Devamla deniliyor ki, “Doğru olan, âyetteki “İnnehû / muhakkak O” zamirinin Hz. Îsâ’ya ait olmasıdır. Çünkü âyetin gelişi Hz. Îsâ’nın anılmasıyla ilgilidir. Bu âyette kastedilen, Hz. Îsâ’nın kıyamet gününden önce yeryüzüne inmesidir.”
2- Müfessir Fahreddin Râzî, Tefsir-i Kebîr ismiyle anılan Mefâtîhu’l-Gayb isimli eserinde, bahsettiğimiz Zuhruf sûresinin 61. âyet-i kerimesinin tefsirini yaparken, Hz. Îsâ’nın yeryüzüne ineceğine dair hadis-i şerife yer vermiş. Hadiste, “Îsâ, elinde mızrağı olduğu halde, Arz-ı Mukaddes’de, Efik adındaki tepeye iner” buyurulduktan sonra devamında Hz. Îsâ’nın neler yapacağına dair bilgiler de veriliyor.
3- Müfessir İmam Kurtubî, El- Câmiu li- Ahkâmi’l-Kur’an isimli tefsirinde, Zuhruf sûresinin bu 61. âyetinin tefsirini yaparken şu hadis-i şerife yer veriyor: “Meryem oğlu Îsâ semadan Arz-ı Mukaddes’teki Efik ismiyle anılan tepe üzerine, sarımtırak iki elbiseye bürünmüş olarak inecek. Saçları yağlanmış olacak. Elinde de Deccal’i öldüreceği bir harbe bulunacak. İnsanlar ikindi namazında imamla namaz kıldıkları bir sırada Beyt-i Makdis’e gelecek. İmam geri çekilmek isteyecek, fakat Îsâ onu imamlığa geçirecek ve Muhammed (s.a.v.)’in şeriatı üzere imamın arkasında namaz kılacak. Sonra domuzu öldürecek, haçı kıracak. Havra ve kiliseleri yıkacak. Kendisine iman edenlerin dışında kalan Hıristiyanları öldürecek.”
Not: Buradaki, “Domuz ve haç” kelimelerinden kasıt, bildiğimiz domuz hayvanı ve Hıristiyan haçı olmayıp, bunların delalet ettiği mânâlardır.
4- Elmalı Tefsiri, aynı âyetin tefsiri sadedinde şöyle diyor: Îsâ gerek ortaya çıkışı, gerek ölüleri diriltme mûcizesi ve gerekse ölülerin ayağa kalkmasını haber vermesi itibariyle kıyametin meydana geleceğine bir delil olduğu gibi, hadiste haber verildiğine göre, inmesi de kıyametin alâmetlerindendir.”
5- Rûhu’l- Beyan Tefsiri, aynı âyet-i kerimenin tefsirinde hadis-i şeriflere yer vererek, Hz.Îsâ’nın ineceğini geniş geniş izah ediyor.
6- Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Ömer Nasuhi Bilmen, Kur’anı Kerim’in Türkçe Meâl-i Âlisi ve Tefsiri isimli eserinde, aynı âyet-i kerimenin tefsirinde şöyle diyor: “Maahâzâ, Îsâ Aleyhisselam’ın yer yüzüne nüzul edeceği (ineceği) de kıyametin şerâitinden (şartlarından) sayılmaktadır.
7- Kâzî Beyzâvî’de de aynı âyetten bahsederken Hz. Îsâ’nin yeryüzüne ineceğini bildiren hadis-i şerife yer veriliyor.
8- Muhtasar Taberî Tefsiri tercümesinde şu dip notu görüyoruz: “ İbn-i Kesir dedi ki: Kıyamet gününden önce İsa’nın âdil bir devlet başkanı ve adâletli bir hâkim olarak yeryüzüne ineceğini Peygamber Efendimiz’in bildirdiğine dair mütevâtir hadisler mevcuttur.” (Cild 5, sa: 2166)
Kur’an’ın mânâsına hakkıyla vâkıf olan tefsir âlimlerinin asırlardır yazdıkları zaten hep aynı. Bunu şimdi sadece i’rabdan mahalli olmayan bazıları inkar ediyor. Böyleleri zaten hep olagelmiş…