Nurettin Yıldız Kaynak Göstermeli
Nurettin Yıldız konferansında şunları söylemiştir: “Mal hırsı ve şehvet tehlikesinden hiç kimsenin garantisi yoktur. Ebûbekir bile olsa… Bir hurma fidanı için ağzını bozmuştur. Bir kere o hurma dikilen araziye para vermemişsin, kelepir gelmiş sana… Yani o hurma olmasa acından ölecekmiş gibi bir fidan için ağzını bozmuştur. Bundan ders alacağız ağzımızı bozmamaya çalışacağız, kazara böyle bir ayak kayması dil kayması olursa aynı azimle devam edeceğiz…” Bu iftiralara verilecek cevap nedir?
Seyyidinâ Ebûbekir (r.a.)’den elbette bütün Müslümanlar ders almalıdır. Müslümanlık dersi, insanlık dersi, fazilet dersi…
Satır aralarında zerk edilen bu ve bunun gibi zehirleri görünce konferansın diğer kısımlarındaki medih dolu ifadelerin amacı daha iyi anlaşılmaktadır. Hata meselesine gelirsek: Peygamber (s.a.v.) Efendimiz “Hepiniz hata edicilersiniz” buyurup kimseyi istisnâ etmediği için İslâm âlimleri, bu kapsama Hz. Ebûbekir (r.a.)’in girdiğini beyan etmişlerdir.
Şöyle ki İbn-i Abbas (r.a.)’in rivayet ettiği uzun bir hadîs-i şerifte bir gün huzur-u Resûlullah (s.a.v.)’de birisi rüyasını anlatır. Hz. Ebûbekir (r.a.) Efendimiz “Yâ Resûlullah müsaade buyurursanız rüyayı ben tâbir edeyim.” der. Rüyâ tabirini yaptıktan sonra Peygamberimiz (s.a.v.): “Yâ Ebûbekir, bir kısmında isabet ettin bir kısmında hata ettin.” Buyurur. Âlimler, “Hepiniz hata edicilersizin” hadîsinde istisnâ olmadığına için Hz. Ebûbekir (r.a.)’in hatası da budur demişlerdir, çünkü peygamberler ancak ismet sıfatına sahiptirler. Hz. Ebûbekir (r.a.)’in bunun ötesinde bir hatasından bahsetmek, kendisi hakkındaki âyet ve hâdislere muhalefet anlamı taşır.
Peygamberlik hâriç her hususta Nebi (s.a.v.)’e vâris olan, “Allah tarafından bana feyz olarak her ne verildi ise, ben onu (tamâmen) Ebû Bekir’in kalbine boşalttım ” buyurulan bir zâtta hâşâ mal hırsından yâhut menfî mânâda şehvetten söz etmek dolaylı yoldan Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizi yalanlamaktır. Çünkü Resûlullah Efendimiz (s.a.v.):
“Allah (c.c.) için 360 adet güzel ahlâk vardır. Ehl-i tevhid olduğu halde kim bunlardan birine sahip olursa, er-geç Cennet’e götürür”. Bunun üzerine Hz. Ebû Bekir (r.a.),
– “Bu ahlâklardan birisi olsun bende var mıdır?” deyince Rasûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.),
“Yâ Ebâ Bekir! Onların hepsi sende vardır…” buyurmuşlardır.
Bu ahlak şubelerine sahip olmak elbette bunların zıttı olan mal sevgisi dünya hırsı gibi bayağı ahlâktan kurtulmuş olmayı gerektirir.
Tarihte bu tip ifadeleri ve Ashâb’a karşı böyle eleştirel bir yaklaşımı ancak müsteşrikler sergilemeye cesaret edebilmişlerdir.
Seyyidinâ Ebûbekir (r.a.)’in fazileti Kur’an ve sünnetle sabit olup, bu zâtı diline dolamanın hükmü fıkıh ve akaid kitaplarında yazılıdır.
(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)