Mealcilik

Mealden Hüküm Çıkarabilir Miyiz?

Kur’ân meali okuyarak hüküm çıkarabilir miyiz? Kur’ân meali okurken nelere dikkat etmeliyiz?
Kur’ân-ı Kerîm’i tefsir ilmini ve sünneti derinlemesine bilmeden bilmeden, Kur’ân’daki hangi ifadelerin genel anlamlı, hangilerinin sınırlı mânâ ifade ettiğini, hükmü kaldırılmış âyetleri, o âyet hakkındaki ashâbın görüşlerini, tatbikatlarını öğrenmeden, onu delîl olarak kabul etmek veya sadece meallere bakarak onunla amel etmek câiz ve isabetli olmaz. Çünkü Kur’ân-ı Kerîm’i tefsir ilmini ve sünneti derinlemesine bilmeden bilmeden, Kur’ân’daki hangi ifadelerin genel anlamlı, hangilerinin sınırlı mânâ ifade ettiğini, hükmü kaldırılmış âyetleri, o âyet hakkındaki ashâbın görüşlerini, tatbikatlarını öğrenmeden, onu delîl olarak kabul etmek veya sadece meallere bakarak onunla amel etmek câiz ve isabetli olmaz. Çünkü “ İnsanlara, kendilerine indirileni açıklaman için sana da bu Kur’ân’ı indirdik.” (Nahl s. 44) buyuran âyet-i kerîme, Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin hüküm hakkındaki açıklamasının olup olmadığını bilmek için araştırmayı emreder.
Kur’ân’ın yalnızca mealini okumak, âyetlerdeki lugat ve belagat yönünden incelikleri ve iniş sebepleri bilinmediği zaman, yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Bu sebeple, yüzyıllardır Müslümanların çoğunluğunun teveccühünü kazanmış büyük müfessirlerin tefsirlerini okumak daha uygun görülmüştür.
Âyet meallerini olduğu gibi alıp, anladığımız gibi hüküm vermenin ve amel etmenin sonuçları nelerdir?
Urve bin Zübeyr (r.a.) hacc farîzasını eda ederken. Safa ile Merve arasındaki sa’yı, haccın vâciplerinden kabul etmiyordu. Çünkü o: “Safa ile Merve şüphesiz Allah (c.c.)’ın nişanlarındandır. Her kim Beytullah’ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah (c.c.) onu bilir, karşılığını verir.” (Bakara s. 158) mealindeki bu âyetten anlaşılan şudur: Hacc veya umre yapılırken Safa ile Merve arasındaki sa’y yapmanın sakıncası yoktur; insan dilerse yapmaz, herhangi bir şey lâzım gelmez, diyordu.
Ancak, Buhâri’nin rivâyet ettiği gibi, Urve (r.a.), Hazret-i Âişe (r.anhâ)’ye şöyle dedi: “Yukarıda mealini verdiğimiz âyeti okuyarak Safa ile Merve arasında sa’y etmenin bir sakıncası yoktur.” emrince sa’y farz değildir.” Hazret-i Âişe (r.anhâ.) de: Ey bacımın oğlu, çok kötü söyledin; eğer söylediğin gibi olmuş olsaydı, âyet şöyle olacaktı: “La” harfinin, “Cunahe” kelimesinin başında değil; “Yetufu’” kelimesinin başında olması gerekirdi. Hâlbuki âyetin nüzul sebebi şöyledir: Bu âyet, Ensar hakkında nazil oldu. Onlar, İslâm’dan evvel hacc yaparlar­ken Müselsel denilen yerde dikilen putu ziyaret ederlerdi. Onlar, İslâm’dan sonra hacc yaparlarken Safa ile Merve’yi ziyaret etmekten çekiniyorlardı. Bu durumu Resûlullah (s.a.v.) Efendimize sordukların­da, Yüce Allah, bu âyeti nazil buyurdu ve Resûlullah (s.a.v.) da sünnet yo­luyla Safa ile Merve arasında s’ay etmeyi vâcib kıldı. İkisinin arasın­daki tavafı terk etmek hiçbir kimseye câiz değildir.

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu