Kanayan Yaramız: “Kız Çocuklarımızın Eğitimi Ve Evliliği”
(Üniversitede okurken aldatılıp gizli nikah kıyılarak hamile bırakılan ve ortada yapayalnız kalan, İslami eğitim de almış olan tesettürlü zavallı bir kızımız hakkında)
&&&
Allah hidayet ve basiret versin. Şeytanın ve şeytanın avenesi hainlerden korusun. Çoluk çocuğumuzla birlikte cümle Müslümanların evladını korusun!
İşte! Kızlarımızı eğitiyoruz, kariyerlendiriyoruz, kültürlendiriyoruz, kendi ayağı üzerinde durabilsin vs. derken, kontrolsüz ve ölçüsüz salıvermede şeytani çevrede kapıyı çalan felaket… Hem de köklü İslami eğitim görmüş pür tesettürlü bir kızımız!.. Eğitim alma ve kültürlü olmak güzel, ama bunun ortamı da inanç ve kültürümüze uygun olmalı değil mi?..
Geldiğimiz durumda İslami eğitim alan tesettürlü kızımız bu fecaate uğruyorsa, gerisini düşünmeye hacet var mı dersiniz? Güya Müslüman olanı, fuhşa, gayri meşru ilişkiye böyle yol buluyor. Öteki de bu sahteciliğe ihtiyaç duymadan yoluna devam mı eder, bilmiyoruz…
Bir bakarsınız birileri, “İslami eğitimli ve tesettürlü bir kız” lafını görünce, “işte kapalıların hali bu” deyip, faturayı yine dine ve dindarlığa da yükleyebilir… Ancak, bu talihsiz lafı geveleyen kimse, dindarlarda bu hadiselerin asgari düzeyde olduğu gerçeğini de inkar edemez.
Asıl olan gerçek şudur: İslam’ın emir, tavsiye ve tedbirleri göz ardı edilirse, olacaklar üç aşağı beş yukarı belli gibidir. Bu hususta, “Köklü bir İslami eğitim almış tesettürlü bir kız, nasıl oluyor da elin erkeğiyle muhabbet kaynatabiliyor acaba”, diyecek kimseye de “haksızsın” denilemese gerek.
“Bu da biraz gericilik olmuyor mu canııımm?” diye seslenenleri duyar gibi olsak da hakikat böyle!..
Zorunlu eğitimi bitirene kadar kızlarımız zaten 18-20 yaşa geliyor. Belki bu yaşlarda aile hayatı kurması gereken kızımız, 20-25 yaşında daha üniversitede öğrenci… Bunun en erken evliliği 25-30 yaş arası demektir… Şayet olursa…
En büyük sıkıntı bu olabilir. Karma eğitim de işin cabası…
İslami irşad ve bilgiden yoksunluk ise işin en kötüsü fakat, bir çare! bir çare!
Duruma çare arayacak ve toplumu irşad edecek dini kurumlar, işin kolayını bulmuşlar:
“Modernleşelim, modernleştirelim… İslamı da biraz ılımlaştırıp, hayatımıza uyduralım… Kadını da katıp karıştıralım topluma gelişi güzel gitsin varsın…”
İyi ama, bu kızcağızın başına gelenler de bir bakıma bu tavsiyelerden kaynaklanmadı mı?..
Ne olacak bu nesil böyle acaba?..
Aynı sorun, erkek çocuklarımız için de söz konusu değil mi, diyeceksiniz…
Evet, onlar için de bu problem yok değilse de kızlarımız için durum, daha da hassas…
Örneğin basında, ODTÜ’de erkek-bayan tuvaletlerinin birleştirildiği haberini okuduk. İnşallah yanlıştır. Bu haberin doğruluğu varsayımında, bayanlar için tehlike daha büyük olacaktır, sanırım.
Nüfusumuzun ihtiyarlamasından şikayetle, nikah törenlerinde çok çocuk tavsiyesinde bulunan büyüklerimiz, bizce bu endişeyi asıl ortadan kaldıracak olan, “zamanında evlilik” imkanlarına doğru da bir başlarını çevirmeliler!
Fuhşa ve gayri meşru hayata götüren sebepler mümkününce ortadan kaldırılırsa, üniversite tuvaletlerinin izbelerine atılan gayri meşru ceninler telef olmaz, meşru olarak dünyaya gelir ve allı-pullu bebek odalarında nüfusumuza iştirak ederler.
Allah’ım, bize hakkı göster ve hakka ittiba ile rızıklandır! Batılı da batıl göster ve içtinap etmede bize yardım et! Amin!
13.07.2017
Dr. Ahmet Gelişgen
www.ahmetgelisgen.com