Tasavvuf

İlham ve Rüya Dinde Delil Olabilir mi?

(Günümüzde bu yolla insanlar yönlendirilmektedir.) Anlatılan rüyanın gerçek mi yalan mı olduğu nasıl tesbit edilebilir?
Gerek zâhir, gerekse bâtın âlimlere göre ilham; kendisiyle şer’î hükümlerin sabit olduğu, kitap ve sünnetten bağımsız bir delîl değildir. Bâtın ulemâsı nazarında -amelî hayat kitap ve sünnetten elde edilen ilim doğrultusunda düzenlendikten sonra- ilham, kitap ve sünnetin anlamlarını kavramada sahîh bir yol olarak görülür. Aksi hâlde ilham, kendisiyle amel etmek câiz olmayan şeytanî bir vesvese olur…
Keşiflerin ve ilhâmların doğru olup olmadığı, şerîata (İslâmîyet’e) uygun olup olmamaları ile anlaşılır. Tasavvufun, velâyetin yüksek tabakalarında bulunan evliyâ da, ilmi olmayan, diğer Müslümanlar gibi, bir müctehide tâbi olmak mecbûriyetindedir. Bayezîd-i Bistamî, Cüneyd-i Bağdâdî, Celâleddîn-i Rûmî ve Muhyiddîn ibn-i Arabî hazeratı gibi velîler, herkes gibi, bir mezhebe tâbi olarak yükselmişlerdir. İslâmî hükümlere yapışmak, bir ağaç dikmek gibidir. Tasavvufta ilerlemenin neticesinde ortaya çıkan ilimler olan ilimler, mârifetler, keşifler, tecellîler, aşk-ı ilâhî ve muhabbet-i zâtiyye, bu ağacın meyveleri gibidir. Yâni meyve elde etmek için ağaç dikmek şarttır. Yâni, îmân olmazsa ve şerîate göre yaşanmazsa, tasavvuf ve evliyâlık hâsıl olamaz.

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu