Evde Cemaatle Bayram Namazı Kılınır Fetvası Yanlıştır!
“Bayram namazı evde cemaatle kılınırsa, vacip olan bayram namazı ifa edilmiş olur” şeklinde bir fetva yanlıştır. Piyasada bu şekilde dolaşan yazıda, mezheplerin hükümleri, adeta “tukaş” a çevrilmiş.
Hanefilerde, Bayram namazının şartları ile cuma namazının vucub ve sıhhat şartları aynıdır. Ancak bayram namazı, cuma farz olanlara vaciptir.
Bir mazeretten dolayı Cuma namazı yerine öğle namazı kılmak farzdır.
Bir mazeretten dolayı bayram namazı kılamayanın da aynı vakitte, 4 rekat nafile namaz kılması tavsiye edilmiştir ki bu kuşluk namazı olur.
Siz, farz olduğu halde “evde cemaat olarak cuma kılınmaz” diyerek böyle uyguladıysanız -ki doğrudur- “Bayram namazı evde cemaatle kılınırsa, vacip olan bayram namazı kılınmış olur” diyemezsiniz! Yoksa bu, ciddi bir tezat olur.
Hanefiler dışındaki üç mezhebde bayram namazı sünnettir. Yani kılınmasa da olur.
Şafiilerde bayram namazı ferdi olarak da kılınabilir, ama cemaatle kılmak efdaldir.
Cemaatle kılındığı takdirde de birden fazla yerde kılmak mekruhtur.
Şafiilerden, “bayram namzunın münferid kılınabileceği” hükmünü; Hanefilerden de “bayram namazının vacip olduğu” hükmünü alarak, “evde cemaatle kılınca vacib borcu düşer” derseniz, tam bir “turşu” olur. Zira büz mezhebin hükmü, kendi sistemi içerisinde geçerli olur. Mezheplerden rasgele hüküm alıp yeni bir uygulama veya hüküm yahut da yeni ibadet şekli ortaya çıkarmak çok tehlikelidir…
Evde Cemaatle Bayram Namazı Kılınır Fetvası Yanlıştır!
Esasen bayram namazının özelliği, sevinç gününde müslümanların hepsini bir arada toplayan olmadısıdır. Bu nedenle, “musalla” denen hususi büyk namazgahda kılınır.
Bayram namazı da cuma namazı da, müslümanları bir araya toplamadıktan sonra hiç bir özelliği kalmaz.
Madem şafiilere girdiniz, söylenebilecek şudur:
Kardeşim, cuma namazı kılamadığımıza göre, ondan daha aşağı gereklilik ifade eden bayram namazı hiç kılamayız. İçinde bulunduğumuz şartlardan doşayı bu günah getirmez.
Hanefi mezhebinde olanlar, bayram namazı kılamadıkları için, kuşluk vakti 4 tekat nafile kılabilirler.
Şafii mezhebinde olanlar ise, evlerinde münferit olarak bayram bamazı kılabilirler.
Cemaatle derseniz, bizce bu şafiilerde de olmaz, çünkü cemaatle namazın musallada kılınması gerekir.
Yeri gelmişken söyleyelim, formalite icabı kılınan “ucube vip cuma namazı” nın da dinde asla yeri olamaz. Zira bu şekilde, cuma şartları oluşmadığı gibi, cuma namazının toplayıcılık özelliği de olmamaktadır. Seçtiğiniz 20 bip adamla 2’şer metre arayla bunları dama taşı camiye dizip, caminin kapılarını da kilitleyip halka kapatmak, kötü bir ucubedir. Bununla “şiar” felan da sağlanmış olmaz. Üstelik halka cumayı yasaklayıp, kendiniz bunu ucube şekilde uygulamaya kalkarsanız, bu da halja karşı bir saygısızlık ve kendi kendini yalanlama olur. Bu yalış uygulama, cumanın farzı kifaye olduğu vehmini de doğurur. Sonraki zamanlarda bu delil olur.
Aksine bu yanlış uygulamalarla dinde ibadet şeklini bozmuş olursunuz. İbadetlerin yapılış şekli tabbudidir. Taabbudi, akla göre, şartlara göre değişmez. Şartlar varsa yaparsınız, yoksa yapamazsınız. Yapamadığınız zaman dinin, o ibadetin yerine koyduğu bir şey varsa onu ifa edersiniz. O da yoksa, kafanızdan, dindarlık afına da olsa, yeni bir ibadet şekli üretemezsiniz.
Aksi halde, özellikle dini kurumun yanlış uygulaması veya fetvası, dünde delil olur. Bunlar arşivlere geçer, sonraki kuşaklara belge olur. Siz, salgında dersiniz, yarınki kuşaklar, sizin bu uygulamanızdan hateketle her zaman geçerli derler.
En kötü durum ise, sözde dindarlık saiki ya da kisvesiyle ibadetin şeklini bozmaktır ki, bu büyük bir vebaldir.
Dinde kendi başına fetva heveslisi olmak da iyi bir tutum değildir…
