Ehli Kitap Ve Diğer Kafirlere Muamelemiz Nasıl Olmalı?
Kâfir ve müşriklere değer vermek ve onlara saygı göstermek, her zaman yasaktır. Ancak Allah (c.c.), kâfirlere iyilik etmemizi ve adaletli davranmamızı yasaklamamış ve buna izin vermiştir.
Bunun gerekçesi hakkında İslâm âlimleri şöyle demiştir: Kâfire saygı ve değer telkin eden davranışlarda bulunmak onu inanç/inkârındaki ölümcül hatasını anlamaktan alıkoyar ve kendi âdi i’tikadına devamla küfründe derinleşmesini sağlar.
Bu ise ona sapıklığında aynen yardımcı olmak ve hidâyetini güçleştirmektir. Ancak kâfirler, mü’minlerin kendilerine karşı bu tür sevgi ve saygı hissettirmeyen davranışlarının sebebini böyle bilmelidirler. Yâni anlamalılar ki, Müslümanlar i’tikadımızdaki şirkten ötürü bize karşı soğuk ve mesafelidirler; yoksa kendi aralarındaki tutumları gösteriyor ki aslında çok sevecen, cana yakın ve yardımseverdirler. Evet, mü’minlerin soğukluğunu hissedip sebebini böyle bilmeliler ki kabahatlerinin farkına varsınlar ve küfürden vazgeçip îmân etmek yolunu tutsunlar. “Müslümanlar güzel ahlâkları ve engin hoşgörüleriyle kâfirlere örnek olup onları fiilen İslâm’a özendirmeli” fikrine gelince:
Doğrusu Müslümanlar kendi aralarında şefkat, hürmet ve yardımlaşma ile kâfirleri İslâm dairesi içine girmeye özendirmelidir. Yoksa bugün yapılmakta olan küfür ehline saygı ve hoşgörüler gösterdi ki bu aksi muamele, kâfirleri İslâm’a özendirmediği gibi tersine, onların Müslümanlara karşı taşıdıkları yükseklik komplekslerini pekiştirmiştir. Kibir ve kendini beğenmek ahlâkları, kalpte bulunduğu sürece hidâyet mümkün değil; demek ki bu kibir ve ucubu kırmak gerekir.
Fetih Sûresinin sonunda mealen :
“Muhammed, Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler.”
Tahrim Sûresi 9. âyette: “Ey Peygamber! Kâfirler ve münâfıklarla savaş, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne de kötüdür!” buyrulmaktadır.
(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)