Şia Gerçeği

Câmi ile cemevi yan yana projesi, tutarlı bir istek midir?

Türkiye’de, namâzla ilgisi olmayan Alevî zihniyet, daha gâliptir.
Cemevi, namâz kılmayan (namâzın beş vakit farz olduğuna da inanmayan) Alevîlerin buluştukları bir noktadır. Hâlbuki Hz. Peygamber (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: Bizimle onlar arasındaki ayırıcı temel unsur namâzdır. Namâzı terk eden kimse, küfre düşer..! (Hadîs-i Şerif, Tirmizi)
Bu noktada câmi ile cemevinin yan yana getirilmesi; ilmen, hukuken ve pratik açıdan da yanlış bir projedir. Cami bir ibadet mekânıdır. İslâm’ın beş emrinden birisinin yerine getirildiği bir mekândır. Cemevine ibadethane diyecek olursak, içindeki semaya, ellerin göğse vurularak dönüşe ibadet mi diyeceğiz? Bunlar, namâzın karşılığı olabilir mi? İslâm’da böyle bir ibadet şekli var mı?
Ayrıca bir de cemin üçüncü kademesinde lanetleme/bedduâ bölümü vardır. Bu bölümde; Hz. Ebûbekir’e, Hz. Ömer’e, Hz. Osman’a, binlerce sahâbeye, ehl-i sünnete (r.a.e.) bedduâlar edilir.
Câmi ile cemevini yan yana getirerek, bir yanda Allah (c.c.)’a ibadet edilecek ve Kur’ân-ı Kerîm okunacak, Resûlullah (s.a.v.)’a salatü selam getirilecek, Allah Resûlü (s.a.v.)’nün öğrettiği şekilde namâz kılınacak; diğer tarafta ise semah yapılacak ve dile gelmeyecek, vicdanlara sığmayacak ağır ifadelerle hakâretler yağdırılacak. Bu normal bir davranış değildir.
Lanetleme/bedduâ bölümünü dinleseniz bütün tüyleriniz diken diken olur. Cemevlerinde semah bölümünün seyredilmesine izin verilir; ama üçüncü bölüm olan lanetleme kısmının seyredilmesine izin verilmez.

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu