ibn-i teymiyye

İbni Teymiye’nin Hapse Atılışı – Murat Yazıcı

HİCRİ 722 YILINDA DİMAŞK KALESİNDE TUTUKLANDIĞI

722 senesi Şaban ayının 16. günü Mısır’dan gelen bir postacı, İbni Teymiyye’nin tutuklanmasına dair sultanın yazılı emrini beraberinde getirdi. Dimaşk kalesinde yine hapsedildi. Tevkif sebebi: (Üç mescid (Mescid-i Aksa, Mescidü’l-haram ile Mescid-i Nebevi)’den başkasına yapılacak sefer için yükler bağlanmaz ve İbrahim Halil aleyhisselam ile Peygamberimizin sallallahü aleyhi ve sellem kabirlerinin de diğer peygamberlerin kabirleri gibi ziyaretleri caiz değildir) demesi idi.

Bu hadiseden sonra Şam uleması yine İbni Teymiyye hakkında bir fetva yazdılar. Çünkü insanların efendisine sallallahü aleyhi ve sellem karşı kalbinde kin olan kimseden başkasının ağzından çıkmayan bu meseleyi evvela kendisi ihdas etmiştir. Bu sebeple İmamü’l-Allame Burhanüddin el-Fizari, İbni Teymiyye’nin bu görüşüne dair kırk satıra yaklaşık bir hüküm yazdı ve neticede onun tekfirine fetva verdi. Şeyh Şihabuddin b. Cebhel eş-Şafii de Burhanüddin’e muvafakat etmiş, Maliki alimi de o yazının altına görüşünü ilave etmiş, başkaları da bu hususta yazılar yazmışlardır. Yazdıkları bu yazılarda İbni Teymiyye’nin doğru yoldan saptığında, bid’atçılık ve zındıklığında ittifak vaki olmuştur.Daha sonra Dimaşk’taki sultan naibi, kadılar ve alimler ile bir toplantı daha yapmak istediyse de, bu meselenin münakaşasının uzun süre devam edebileceğini ve vaki olan bu olayın sultana haber verilmesi gerektiğini düşünerek İbni Teymiyye’nin fetvasını sultana sunulacak yazıların içine koydu ve ona gönderdi. Sultan, o fetva için kadıları topladı. Fetva kendilerine okundu, Kadıu’l-Kudat Bedrüddin b. Cemaa fetvayı eline aldı ve hakkında (Bu makaleyi yazan kimse dâldır (doğru yoldan sapıtmış), bid’atçının birisidir) diye üzerine yazdı. Hanefi ve Hanbeli kadıları da ona muvafakat edip, dolayısıyla İbni Teymiyye’nin küfründe ittifak vaki oldu.

ŞAM VE MISIR ULEMASININ İBN TEYMİYYE HAKKINDAKİ İTTİFAKINA İTİMAD EDİLMESİNE DAİR MISIR’DAN GELEN SULTAN EMRİ

Şaban ayının üçüncü Cuma günü sultanın yazılı emri Şam’daki naibe geldi. Sultan, yazının Cuma günü caminin büyük kapısı önünde okunmasını emretmişti. Sultanın emri üzerine yazı Cuma günü okundu. Yazıyı okuyan Muvakki (sultanın mührünü fermanına bastıran) Bedrüddin b. el-İzaz, tebliğ eden de müezzin İbn el-Necibi idi. Besmele’den sonra yazının muhtevası şöyle idi:İbn Teymiyye hakkında gönderilen mektub geldi, okuduk. Kadıların ve en büyük âlimlerin hükümlerine binaen İbn Teymiyye’nin artık fetva vermekten men edildiğine dair sultan tarafından verilen emirlerden sonra, mezkur adamın yine fetva işine devam ettiğini anladık. Bu sebepten dolayı bir toplantı düzenledik. İbn Teymiyye’nin fetvasının kadılara, âlimlere okunmasını emrettik. Okunduktan sonra, İbn Teymiyye’nin Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem ile diğerlerinin kabirlerinin ziyaret edilmemelerine dair verdiği fetvasının yanlış ve merdud olduğunda hepsi ihtilafsız ittifak ettiler. Onun mutlak olarak fetva vermekten menedilmesine, uzun müddet hapsedilmesine hükmettiler ve bunu huzurumuzda, İbn Teymiyye’nin verdiği fetva nüshasının arkasına kendi el yazılarıyla yazdılar. Dürülmüş bu mektupları yüce sultanın tarafına yolladık. Ta ki, dört mezheb kadılarının onun hakkında verdikleri hükmü anlayıp, vermeye cesaret ettiği bu fetvasından dolayı, Dimaşk kalesinde tutuklanmasını emretsin, fetva vermesini ve halkın da yanına gidip gelmesini menetsin. Bu hususta bilgi edininiz ve kendisinin de dört mezheb imamlarının verdikleri hükümden haberi olsun.Alimler, bu hükme binaen anılan adamın uzun zaman hapis edilmesine fetva vermişlerdir. Zira kendisi her zaman halk arasında münker şeyler ve zındıklık meydana çıkarıp onlarla zihinlerini meşgul ediyor, avam tabakasının zayıf akıllarını, düşüncelerini ve akaidini bozuyor. İşte, bunlardan menedilirse, kendisinden gelen zarar yolu kapanacaktır, diye fetva verdiler.Sultanın işlemi buna göredir. Ve böylece ahaliye emredilsin.İbn Teymiyye hakkındaki bu yazımız gereğince, onun yolundan gideni veya onun bu fetvasıyla fetva veren veya talak hususunda fetvasıyla amel edeni bunlardan menedersiniz. Bununla amel eden veya fetva veren bir kimseden haberiniz olunca halini araştırır, şayet hoca olan alimlerdense, İbn Teymiyye gibi onu azarlar, şayet gençlerden olup gösteriş için yaparsa, onları bu yoldan iyice menedersiniz. Halkın durumunu düzeltmek ve doğru yolda yürütmek; icmaa muhalif olan şeylerle fetva vermek, Allahü teâlânın dininde daha önce hiç kimsenin zikretmediği çeşitli bid’at yollarına sapmak hususunda onları engelleyiniz.

İBN TEYMİYYE’NİN 27 RECEP 726’DA YAZDIĞI FETVASININ ARKASINA MISIR’DAKİ DÖRT MEZHEB KADILARININ YAZDIKLARI FETVALARDAN NAKLEDİLEN FETVA SURETİ

Bütün hamdler Allah’a olsun. Nakledilen bu fetvanın münderacatı İbn Teymiyye’nin, (Enbiya ve salih zatların kabirlerini ziyaret etmek bid’atdır ve onların ziyaretlerine sefere çıkmak caiz değildir.) dediği kavli ve buna benzer sözleri üzerine sorulan suale cevaptır. Bu dediği şeyler bâtıl olup merdudtur. Bu müftünün, din imamları ve alimler katında bâtıl olan bu gibi fetvalardan vazgeçmesi, garip fetvalar vermekden men edilmesi, vazgeçmediği takdirde hapsedilmesi, halkın bu hususlarda kendisine uymaması için durumun teşhir edilmesi lazımdır. Bunu Muhammed b. İbrahim b. Sadullah b. Cemaa yazmış, Muhammed b. El-Hariri el-Hanefi de aynı görüşü paylaşmıştır. Lâkin, mehil verilmeden kat’i olarak hemen şimdi hapsedilmelidir, diye ilave etmiştir. Muhammed b. Ebubekir el-Maliki dahi onun bu fasid fetvası ve benzerleriyle daha başka bâtıl meselelerin ortadan izale edilmesi için İbn Teymiyye’nin men edilmesini te’kiden söylemiştir. Ahmed b. Ömer el-Makdisi el-Hanbeli keza… Alimler İbn Teymiyye’nin diğer bir fetvasına daha rastladılar ki, onda, (icmaa göre Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem ile diğer peygamberlerin kabirlerinin ziyaret kat’i olarak mâsiyettir [günahtır]) demiştir. İşte hakimler bu fetvanın ona ait bir fetva olduğunu Kadı Celalüddin Muhammed b. Abdurrahmani’l Kazvini’nin şahidliğinden anladılar. Bu fetvanın üzerinde İbn Teymiyye’nin el yazısını görünce, kendisinin olduğunda hiç şüphe kalmadı. Bu sebeple, Resulullah ile onun ziyaretinde bulunan dünya Müslümanları için gayrete gelerek, İbn Teymiyye’yi bid’atçılıkla, sapıklıkla ve doğru yoldan ayrılmakla itham ettiler, onu tahkir edip hapsettiler.

Kaynak: Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s.401-402.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu