Ali Eren

Madem 1.500.000 + 1 ise bayraklar niye yarıya inmedi?

Devlet-î Âl-i Osman/yüksek Osmanlı Devleti, yönetimi altındaki bütün unsurlara olduğu gibi Ermenilere de âdil davranmış, onlar da bu eşsiz adâlete nankörlükle değil sadâkatla karşılık vermişlerdi.  Onun için, bu millet  Ermenileri hep “Millet-i sâdıka/sâdık millet” olarak andı. Ermenilerle Türkler, yan-yana, komşu komşuya yaşarlar, birbirlerine ikramlarda bulunurlar, hatta Ermeniler, müsafirliğe gelen Müslüman komşuları için evlerinde seccâde bile bulundururlardı.

“Hepimiz ermeniyiz” diyenlerin kaç tanesi bu eski samimiyeti bilir? Eğer biliyor ve bu samimiyeti yerinde görüyorlarsa, “1.500.000+1” diye yangına körükle gideceklerine bu  samimiyetin geri gelmesi için çalışmalı değiller mi?

Tek dişi kalmış olan ve o tek o dişi de iltihaplı/cerahatlı/ irinli olan canavar, medeniyetinin(!) gereğini yaptı. Ortaya,  “Türkler Ermenilere katliâm yaptı” diye bir söz attı. Garip olan, bu davayı şiddetle sürdürenlerin Ermeni olmaması.

Şuna bakın! Doğu Perinçek ve Yusuf Halaçoğlu’nu suçlu gören, Ermenistan değil İsviçre… “Türkler, Ermeni katliâmı yapmamıştır” diyenleri cezalandıran da, yine Ermenistan değil, Fransa… Yani hepsi de tek dişi kalmış olanlar…

SAYIN SAVCILARIMIZ! BU NE DEMEK?

Elin, meseleye Fransız kalması gereken Fransası, “Bana göre, ‘Türkler, Ermeni katliâmı yapamamıştır’ demek suçtur. Öyle dersen seni hapse atarım haaa!” derken, Türkiye’de onların ağzıyla konuşarak “1.500.000+1” ne demek?

“Evet! Türkler BİR BUÇUK MİLYON Ermeniden bir fazla olarak da Hrant’ı öldürdüler” demek değil mi?

Bu, “Denilse ne olur denilmese ne olur? Varsın çeneleri yorulana kadar deyip dursunlar” cinsinden geçiştirilecek bir söz değil. Çünkü bunun arkasından gelecek olan var: Türkiye’den tazmînât  ve toprak talebi..

Öyleyse soralım: Sayın savcılarımız! Fransa’da “Türkler, Ermeni katliâmı yapmadı” demek suç da, Türkiye’de, “Türkler, Ermenileri katliâm yaptı” demek serbest midir? Bunu da mı hazmedeceğiz ey savcılarımız ey hükümetimiz?

ŞU 301. MADDE

Şimdi tutturdular, “301. madde kaldırılsın.” Kaldırılsın diyorlar da bu maddenin ne dediğini yazmıyorlar. Kardeşim, şu maddeyi bir yazın; vatandaş okusun, görsün, neyi cezalandırdığını bir anlasın şöyle… Yoook! Yazmazlar…

Yazmamakta direniyorlar ama, neyse ki öğrendik. Meğer bu madde Türklüğü aşağılayanlara hapis cezası veriyormuş.

Öyleyse, dertleri ne? Türklüğe hakaret edilsin ama, bunu yapanlar hapsedilmesin. Öyle ya canım! Türklüğe hakaret etmişse etmiş.. N’olmuş yani! Hakaret etti diye hemen hapse mi atmalı? Tıpkı, “Adam öldürdü diye idam mı edelim?” yani demek gibi. İyi de, yarın bayrağa  ve mukaddesatımıza hakaretler gelirse ne olacak?

Bir Allah’ın kulu çıkıpta, “Ne yani! Türklük şamar oğlanı mı! Türklüğe hakaret serbest mi? Nasıl cezasız kalır, elbette cezalandırılmalıdır!” demiyor. Hükümet üyelerinin, “Bu maddenin kaldırılması düşünülebilir. Değiştirilmesi düşünülebilir…” cinsinden laflar etmeleri ise ibretlik sözler olarak zihnimize kazınıyor…

HEPİMİZ FİLİSTİNLİYİZ, HEPİMİZ LÜBNANLIYIZ

“Hepimiz Ermeniyiz” sloganı protesto yedi ya, bu sloganı kendilerine göre müdafaaya çalışıyorlar. Hrant Dink’in cenazesini kaldırma komitesi başkanı, “Daha yakında hepimiz Filistinliyiz, hepimiz Lübnanlıyız diyorduk, o yanlış değildi de hepimiz Ermeniyiz demek niçin yanlış oluyor?” mealinde konuşuyor.

Böyle konuşanlar, bu milletin, Filistinli ve Lübnanlılarla Ermeniler arasındaki farkı bilmeyecek kadar  düşünce sahibi olmadığını mı zannediyorlar? Böyle bir zan ve kanaat  içindeyseler, o eksiklik bile kendilerine yeter de artar.

Biz biliyoruz ki, Filistinli ve Lübnanlılar, “Türkler bize katliâm yaptı” demiyor. Ama Ermeniler diyor.

Filistinli ve Lübnanlılar, Türkiye’den tazmînât ve toprak talep etmiyor. Ama Ermeniler ediyor.

Filistinli ve Lübnanlılar, devamlı bir İsrâil zulmü ve katliâmı yaşıyorlar ama Ermeniler yaşamıyor.

Bu gerçekler ortadayken, nasıl olur da Filistinli ve Lübnanlılar  Ermenilerle bir tutulur!..

Bunun altındaki mana şudur: “Filistinli ve Lübnanlılara İsrail katliâm yapıyorsa, geçmişte de Türkler Ermenilere katliâm yaptı.” Bu sözü bir Fransız veya İsviçreli söyleyebilir ama, kendine iftira olacağından, bir Türk  asla…

Bu düşünce çerçevesinde, eğer hakkımız ise onlara soruyoruz: Türkiye’den yana mısınız, yoksa karşıdan yana mı?

ÇOK AYIP! BAYRAKLAR  YARIYA İNMEDİ.

a- Orman Bakanı’nın danışmanı Taceddin Ural, “Papa Bir Puttur” isminde bir kitap yazdı. Buna önce memnun olan Sayın Bakan, kitap kartel medyası tarafından tenkit ediliverince, danışmanına “Derhal istifa et!” emrini verdi.

b-İstanbul’da sayısız hadiseler olduğu halde, “Dikkat Misyoner Geliyor!” isimli kitabın bedava dağıtılmasına izin vermeyen İstanbul valisinin, görevden alınması bile düşünülmezken, Hrant Dink’in katili Trabzonlu çıktı diye, Trabzon valisi ve Emniyet müdürü derhal görevden alındı.  İşte size iki ibretlik kitap hadisesi ve iki görevden alınma gerçeği…

Bu arada kartel medyasının unuttuğu çok önemli bir eksiklik oldu. Önceki papanın ölümünde bir üzüntü göstergesi olarak bayrakları yarıya indirten hükümetimiz, maalesef Hrant Dink’in ölümünde bunu yapmadı. Hadi Hükümet yapmadı, peki kartel medyası niye dile getirmedi! Bu kartel ya çok gâfil veya kendi gücünün farkında değil…

Be sevgili kartel mensubu taş yürekli meslektaşlar, nasıl olsa her arzunuz yerine getiriliyor. İnsan, Hrant Dink’in cenazesinde bayrakların yarıya indirilmesini unutur mu? Hıristiyanlıksa, papa gibi Hrant’da hıristiyandı. Bu ne gaflet!..

Bu ihmalkârlıkta hükümet bir suçluysa, siz iki suçlusunuz. Niye hatırlatmadınız? Ayıp çok ayıp. Bu ayıp size yeter…

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu