HZ. PEYGAMBER (S.A.V.)’İN, GECE İBADETİ İÇİN HZ. HZ. AİŞE’DEN İZİN ALDIĞI, İDDİASINI DİLE GETİREN “KADEM” AFİŞİ HAKKINDA
Sosyal medyada, “KADEM” imzalı, HZ. PEYGAMBER (S.A.V.)’İN, GECE İBADETİ İÇİN HZ. HZ. AİŞE’DEN İZİN ALDIĞI, İDDİASINI dile getiren bir logo/afiş/resim paylaşıldı. Üstelik bu iddiayı ispat sadedinde gösterilen hadis atıfları da, bu iddianın tersini anlatan hadisler. İşin en vahim yanı da burası, yani, feminist iddialara sahte hadis göstermek ve halkı kandırmak. Hz. Peygamber (s.a.v)’e yalan fiil isnad etmek de ayrı vahamet.
Halbuki, bu afişteki yanlış iddiaya kaynak gösterilen hadisler, iddianın tam da aksini ifade ediyordu.
Zira, Hz Aişe r.a.’den gelen bu hadislerde, (uyandığımda) Hz. Peygamber (s.a.v)’i yatağımda bulamadım, karanlıkta ararken, elim mübarek ayağına dokundu secdedeydi, diyor. Berat gecesini anlatırken de onu Cennetü’l-Baki’de buldum gece diyor, Hz. Aişe (r.a.). (Müslim, Salat, 222; Tirmizi, Savm, 39).
Asıl önemlisi, gösterdikleri hadislerin her ikisi de, ifade ettiklerinin tam aksini söylemesi. Eleştirilerin asıl odağı da budur. İstenirse, konunun araştırılması ayrı bir şey. Bu logoda afişe edilen iddiayı, kaynak gösterilen hadis muhtevasını ve konunun mahiyetini bırakıp, bu yanlış iddiayı desteklemek amacıyla başka hadisler aramak, iftirayı tezkiye ameliyesine yönelik çabalar olarak değerlendirilir.
Ailede eşlerin birbirlerine saygı ve sevgisini, hoşgörüsünü veya nezaket kurallarını dile getiren çok sayıda ayet ve hadis zaten vardır. Bu konu için yanlış iddiaları ıspat için ilişkisiz (hatta tersine) hadislerin kaynak göstermeye luzum yoktur.
DİYANET’İN, “HADİSLERLE İSLAM” ADLI KİTABINDA YER ALAN HADİS YANLIŞ VE İLAVELİ TERCEME EDİLMİŞ!
Diyanet’in “Hadislerle İslam” adlı kitabında yer alan konu ile ilgili hadisin yapılan hadisin tercümesi, ne yazık ki, ekleme yapılarak tercüme edilmiş. Hadiste yer almayan, “izin istedi de izin verdim” ifadesi, hadistenmiş gibi eklenmiş! Dipnotta verdikleri hadisin metninde “izin alma vs” diye bir ibare kesinlikle yoktur. Şöyle ki:
Diyanetin adı geçen eserinde, dipnotta kaynak olarak gösterdiği o hadiste,
إني لأحب قربك وأحب ما سرك قالت : فقام فتطهر ثم قام يصلي
Hz. Aişe r. a.’in anlattığına göre Hz. Peygamber (s.a.v), “Ya Aişe, bırak beni rabbime ibadet edeyim” dedi.
Ben de “Vallahi ben sana yakın olmayı ve seni sevindirecek şeyi isterim” dedim.” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) kalktı, abdest aldı ve namaz kılmaya (başladı..) diyor, Hz. Aişe r. anhâ.
Görüldüğü gibi, bu ifadelerde, “izin” diye bir şey yer almamaktadır. İşin aslı şudur ki, Hz. Peygamber (s.a.v) sadece, yataktan ayrılmak istediğini ve ibadet etmek istediğini haber veriyor. Hanımının yanında yatan biri, yanından ayrılırken başka ne desin?. Kaldı ki rivayetlerin çoğunda, Hz. Aişe r.anhâ, cildi cildime temas ediyordu, diye anlatmaktadır.
Diyanet’in, “180 akademisyen yazdı” diye öğündüğü “Hadislerle İslam” adlı kitabında yer alan bu cinayet, kitapta yer verilen diğer maksatlı düşüncelerden çok daha ehvendir…
KONU İLE İLGİLİ İBNİ HİBBAN HADİSİ
Bu konuda gelen hasen/makbul hadiste de izin istedi, izin verdim / ifadesi kesinlikle yok. (İbn Hibban, Tövbe Bahsi, Hadis No: 626).
Halbuki, logoda kaynak olarak gösterdikleri hadislerde (Müslim, Salat, 222 ve Tirmizi, Savm, 39 ) böyle bir ifade olmadığı gibi, iddia ettiklerinin de aksine; bu hadislerde, Aişe validemizin, Hz. Peygamber (s.a.v) yataktan kalktığından haberinin olmadığı belirtiliyor. Çünkü bu hadislerde Hz. Aişe validemiz, “Kaybettim, aradım (vb).” diyor, ararken elim ayağına dokundu diyor.
BEYHAKİ HADİSİ MUHTEVA OLARAK İDDİANIN AKSİNE DELİL TEŞKİL ETTİĞİ GİBİ, AYNI ZAMANDA ZAYIF RİVAYETTİR
Beyhaki’den zayıf rivayetle gelen hadiste (Beyhaki, Şuab, V/363; No: 3556) anlatılan olayda da Rasülüllah sav Hz. Aişe Validemizin yanından habersiz ayrılmıştır. Hz Aişe kıskançlık duyguları içinde onu ararkan Cennetü’l-Baki’de dua ederken bulmuştur. Aişe r.a. dönüp odasına çekilmiş, ardından Rasülüllah sav de odasına teşrif buyurmuştur.
Muhavere sırasında Hz Aişe, rabbinin rahmetine gark olduğu halde onun bu kadar çok ibadetine taaccübünü ve onu arama amacını bildirmiştir.Hz. Peygamber (s.a.v) de ona berat gecesinin faziletini, yapılacak duayı ve o gece af edilmeyenleri anlatmıştır. Sonra Rasülüllah sav,
“يَا عَائِشَةُ تَأْذَنِينَ لِي فِي قِيَامِ هَذِهِ اللَّيْلَةِ / ya Aişe, geceyi ihya etmem için bana izin verirsin” buyurarak, emri vaki bir şekilde odasında ibadete koyulmuştur.
Burada, izin gibi görünen söylemin, izin olmaktan ziyade, bir emri vaki olduğu açıktır. Zira Rasülüllah sav, “İzin verir misin, ibadet edebilir miyim?” demiyor. Bir nevi, “müsade et, ben ibadet edeceğim” diye emrivaki yapıyor. Bu izin değil, kibar yollu bir şekilde ayrılığa zorlamaktır. Bundan, “izin vermezsen ibadet etmeyeceğim” anlamının çıkarılamayacağı açıktır.
Bu bir nevi odamıza gelip de bizi uzun süre meşgul eden birine, “müsadenle toplantıya çıkıyorum” demek gibidir. Bu izin midir, yoksa kibar yollu bir kovma mıdır?…
Kibarca misafire, artık benim yakamı bırak demektir.
Öyleyse, bu hadise dayanarak da “Hz. Peygamber (s.a.v), ibadet etmek için bile hanımlarından izin alırdı” denilmesi çok vahim ve maksatlı bir çıkarım olur. Böyle bir değerlendirme onun peygamberliğini de temsil ettiği de -hâşâ- berbat eder.
Kaldı ki olayın birinci aşamasında, Hz. Peygamber (s.a.v)’in, Hz Aişe r.a.den izinsiz ve habersiz ayrıldığı ve Hz Aişe validemiz uyandığında onu bulamadığı için kadınlık hırsıyla aramaya gittiği açıkça anlatılmaktadır.
En önemlisi, Beyhaki’nin Şuab’ında gelen bu hadis, zayıf rivayetle gelmiştir. “Rasülüllah sav’in, ibadet için hanımından izin alması” gibi ağır bir konuda zayıf hadis asla delil olmaz. Kaldı ki hadis’in nassının bu anlama müsait olmadığını da yukarıda izah ettik.
Öte yanda, zayıf hadis bizim için mukaddestir, fezaili âmâlde, tergip ve terhipte delildir. Çok zayıf hadis, bu konularda da delil değildir. Uydurma hadis hiç ele alınmaz. Çok zayıf hadis ise araştırma için yazılır ve muhafaza edilir.
O zaman, kim demiş ki, bu eleştirilerle Berat gecesi hadisleri çöpe atılmaktadır, diye!..
Hz. Peygamber (s.a.v)’in ibadetini belirlemek itikadi bir konudur. Zayıf hadis, bu konuda delil olmaz, söylediğimiz budur. Hadisi nerede hangi alanda kullanacağınıza göre hüküm değişir.
Üstelik, Berat gecesi hadisleri zayıf da değildir. Doğrudan sahih ve hasen hadisler olduğu gibi, bu konudaki zayıf hadisler de birbirini destekleyerek hasen’e yükselirler. Dolayısıyla, bu hadis de, bu isnadıyla zayıf da olsa, Berat gecesinin faziletine delildir.
HADİS KAYNAKLARI DIŞINDA YER ALAN VE “İZİN VERDİM” İFADESİ GEÇEN HADİS DE ZAYIFTIR (İHYA HADİSİ)
Bu konuda, gelen “izin verdim” ifadesi geçen hadise gelince:
Bu hadiste;
ذريني أتعبَّدُ لربِّي قالت: قلتُ: إنِّي أحبُّ قُربَك لكنِّي أوثرُ هواك فأذِنتُ له
“sana yakın olmak isterim, ama senin arzunu tercih ederim” dedim ve izin verdim”
ifadesi var. Bu hadis, genelde hadis kaynakları dışında yer alan zayıf bir hadistir. Daha önce belirttiğimiz gibi, “Hz. Peygamber (s.a.v)’in farz ibadetini hanımının izniyle ifa ettiği” hususu, zayıf hadisle tespit edilemez.
Metnin altında zaten Iraki’nin hadisi değerlendirmesi konmuştur. Iraki, “cumhura göre bu hadis zayıftır” demektedir.
ŞERHU MÜŞKİLİ’L-ÂSÂR’DA GEÇEN HADİS
Şerhu Müşkili’l-Âsâr’da rivayet edilen, senedi zayıf olmakla birlikte hasen olarak ifade edilen (diğer tariklerle hasen derecesine yükselmiş demektir) hadisi şerifte de Rasülüllah (s.a.v.), “Ya Aişe, izin ver Rabbime ibadet edeyim” ibaresi var. Bu söz üzerine Validemiz, “ben sana yakın olmayı isterim, senin arzunu da!” diyor. Efendimiz ise doğrudan abdest almaya yöneliyor. Buradaki “izin ver” ifadesinden maksat da, yukarıdaki hadiste geçen “beni bırak” ifadesinde olduğu gibi, Rasülüllah efendimiz’in yönelişini göstermektedir. Bu izinden ziyade bir emri vakidir. Zira devamında, “hadi izin verdim” gibi bir ibare yoktur; bir Peygamber için böyle bir şey de düşünülemez. (Hadis için bkz. Tahavi, Şerhu Müşkili’l-Âsâr, XII/33,34).
ELMALILI TEFSİRİNDE GEÇEN TERCEME HADİS
Elmalılı merhumun tefsirinde yer verdiği ilgili hadisin tercemesinde geçen, Hz. Aişe’ye isnad ettiği “mezunsunuz” (izinlisiniz) ifadesi veya bu anlamda bir ibare, ilgili hadisin aslında yoktur. (Elmalılı, II/1256. Ayrıca bkz. İbn Kesir, Tefsiru Kur’âni’l-Azim, I/440, 441).
Tabii ki bu durum, Elmalılı tefsirinin değerini düşürmez. Çünkü Elmalılı hadis kaynağı değildir. Ve Elmalılı bu hadisten, KADEM’in çıkardığı şekilde fasid bir hüküm de çıkarmıyor. Açıklamasında, hadisin bu yönüne temas bile etmiyor. Aksine, konuyu daha iyi anlatmak amacıyla bu şekilde bir ifadeyi tercih ediyor.
Müellifler bazen, ibareyi çevirdikleri dile yaklaştırmak amacıyla serbest tercemeyi tercih ederek, bazı tasarruflarda bulunurlar. Bazen de konu içerisinde hadislere anlam olarak yer verirler.
Bundan dolayı hadisi tahlil etmek isteyen uzman kişi, tefsirde veya tercemede geçen bir hadisten bu ameliyeyi yürütemez. Hadisi incelemek isteyen kişi, hadisi orijinal kaynağından almalıdır. Başka bir ifadeyle, ilmi usulde, Elmalılı’dan ya da hadisler için tali kabul edilen diğer kaynaklardan hadis kaynağı gösterilemez.
EN ÖNEMLİSİ
Peygamberimize teheccüt/gece ibadeti, ümmetinden farklı olarak ona farzdı. Farz ibadeti hanımın iznine bağlamak, mantık dışı olduğu gibi, peygamberlik sıfatıyla, hatta kullukla bile bağdaşmayacak itikadi bir hatadır.
Feminist söylemlerin ya da başka nezaket kurallarının ıspatı için, içeriği örtüşmeyen, hatta iddianın aksini anlatan hadisleri kaynak göstererek, Rasülüllah Efendimiz sav’in farz ibadetini, eşinin iznine bağlamak, batıl iddialara onu alet etmek ve dinin ana kaynağı olan sünneti saptırmak anlamına, son derece üzücü ve vahim bir durumdur.
Mayıs/Ramazan/2019