islamda kadın

Çocuk-Genç- İstismar ve Hain Planlar

Abdullah Bir Diyor ki,

Son zamanlar da Ülkemizde ki gündem yogunluğu ( Zeytin dalı operasyonu vb) nedeniyle “bulanık suda balık avlamak isteyen” zihniyet ve bu zihniyetin değirmenine su taşıyan cahil, basiretsiz ve hainler ÇOCUK İSTİSMARI konusu üzerinden Müslüman Türk Milleti ve Ailesi’nin altını oymaya hız vermiş durumda.

Konu cok hassas ve gündeme getirenler de profesyonel, amaçları da bağcıyı dövmek olunca profesonelce yapılan bu algı operasyonuna karşı çıkmak her babayigidin harcı olmuyor malesef.

AB uyum yasaları nedeniyle zinanın serbest bırakılması, süresiz nafaka, cocukların velayetının anneye verilmesi, kadınların çalışmaya tesvik edilerek çocuk yapma ve doğum oranlarının düşürülmesi, 6284 vb yasa ve tesvikler ile mevcut olan Müslüman Türk Ailesi’ni dagıtmayı ve yenilerinin kurulmasını da engellemeyi temel amaç edinmiş yapı, zihniyet, bu zihniyete hizmet eden “cahil ve hain kişi ve kurumlar” şimdide “cocuk istirmarı” haberleri ile altyapısını oluşturdukları “HAİN, KAHPE, AŞAĞILIK PLANI” iyi niyetli ama madalyonun arka yuzunu göremeyecek kadar saf insanlar (gazeteci, siyasetci, bürokrat, din adamı(?), bilim adamı vb ) üzerinden son hızla yasalaştırmaya çalışıyor.

Bu yasanın arka planını ve nasıl uygulanacağını simdiden fark eden, anlayan, öngören, basiretli Müslümanların veya kendisine adil diyen birilerinin buna engel olması veya en azından engel olmaya çalışması gerekiyor.

Ben de bu sebeple konuyu gündeme almayı uygun gördüm.

“Çocuk İstismarı” konusu üzerinden çıkartılacak yasalar ( kimyasal hadım, ağır hapis cezaları vb ) asıl yapılmak istenen aslında çok farklı bir sey için hukuksal zemin hazırlamak.

Asıl amaç,

Tarafların ailelerinin ve tarafların karşılıklı rızası ile bile olsa erken yaşta (16-17 yas) yapılan “normal evliliklerde” bile çıkartılacak yeni yasalar ile erkeğe ağır (kimyasal hadım, ağır hapis vb) cezalar vererek sözde o erkeği, gerçekte ise o erkek ile severek, ailesinin bilgisi dahilinde ve gönül rızası ile evlenmiş olan yası 18 den küçük kızları, her iki tarafın ailesini, ve hasılı özetle MüslümanTürk toplumunu cezalandırmak suretiyle normal aile kurulmasına engel olmak, zinayı yaygınlaştırarak Türk toplumunun ahlakını ve nufus yapısını bozmak, doğum oranlarını düşürmek, genç nufusu azaltmak, ekonomık ozgurluğu olan boşanmış veya bekar kızları ucuz iş gücü ve potonsiyel müşteri olarak kullanmak suretiyle istedikleri düzeni ülkemizde tesis etmektir.

Peki bunu bu konu üzerinden nasıl yapacaklar?

Aslında kendi “kahpe ve hain” amaçları için bu konuyu gündeme getirenlerin bütün çabası ortalığı ve insanların zihinlerini bulandırarak halkın, yetkililerin ve siyasilerin aklı yerine intikam duygularını ön plana çıkartıp koyun-sürü psikoljısı ile bu sorunun gerçek cevabını ve gerçek niyetlerini gizleyerek kolayca amaçlarına ulaşacaklar.

Bunu da

Yan yana getirdikleri “İKİ KELİME” üzerinden ve insanların genelinde olan “algısal yanılgı, peşin hükümlülük” özelliğini kullanarak yapacaklar.

O iki kelime “ÇOCUK ve İSTİSMAR”

İSTİSMAR ( cinsel taciz, tecavüz vb) kelimesi özellikle son zamanlarda medyanın etkisiyle kavram olarak halkın büyük çogunluğu tarafından manası öğrenilen, bilinen bir kelime oldu.

Peki ÇOCUK kelimesinin manasını halkımızın kaçı doğru olarak biliyor, aynı şekilde algılıyor?

Emin olun sandığınızdan çok çok az bir kesimi bu kelimenin hukuksal anlamını doğru biliyor.

İşte Müslüman Türk Toplumu olarak bu konu üzerinden çıkartılacak yasalar nedeniyle ileride yaşayacağımız sıkıntının, büyük problemlerin de bu konu üzerinden toplum mühendisliği yapmak isteyen HAİN YAPI’nın da insanımızı aldattığı , tuzağa düşürdüğü, beslendiği ASIL KAYNAK halk dili ile devletin dilinde ki ÇOCUK ifadesinde ki farklılık.

Bir baska ifade ile halkımızın kafasında ÇOCUK olarak kabul ettiği, gördüğü insan ile devletin yasalarına göre “ÇOCUK” kabul ettiği birey, insan arasında ki BÜYÜK İFADE ve ANLAM FARKI hainlerin işini kolaylaştırıyor.

Özellikle son zamanlarda 3-5-8 yaşlarında ki cocuklara yönelik cinsel saldırı haberleri kullanılarak halkımızın gözünde ki, beynınde ki “sabi-sübyan- çocuk” kavramı pekiştirilerek devletin yasaları ile 18 yasını doldurmasına 1 gün bile kalsa 18 yas altında ki her bireyin devlete göre “sabi-sübyan-çocuk” olduğu gerçeği gizlenmeye çalışılıyor.

Peki çocuk ifadesinde MİLLET ile DEVLET arasında ki bu ALGI FAKLILIĞI bu şerefsiz hainlerin işlerine nasıl yarayacak?

Sizlere sadece bir soru sorarak empati yapmanızı sağlamaya calışacağım.

Siz 20-25 yaşalarında bir Müslüman bir Türk erkeğisiniz, nufusta 16-17 yaslarında görünen bir kızı sevdiniz, kızda sizi sevdi, Allahın emri ve Resulullahın sünneti gereği kızı ailesinden istediniz, aile de evlenmenize razı oldu ve evlendiniz. Aynı kızı isteyen ama kızın istemediği başka bir erkek veya sizi seven ama sizin istemediğiniz başka bir kız sizi ÇOCUK İSTİSMARI suçlaması ile polise veya savcılığa şikayet etti, yargılandınız, suçlu bulundunuz ve kimyasal hadım ile cezalandırıldınız.

Devletiniz ve yasalar hakkında ne düşünürdünüz?

Sizin akibetinizi gören cevreniz de ki insanlar ve halkımız bu tür olaylara sahit olduktan sonra ne yapardı?

Bu tür de ki bir çok soruyu, cevaplarını ve sonuçlarını alt alta sıralamak için bilim adamı veya müneccim olmaya gerek yok.

Karşımızda ki düşman sadece terör ile üzerimize gelmiyor. Allah’ın düşmanları olan yapı bütün bir toplumu ve devleti bu tür hainlik, ayak oyunları ve kahpeliklerle kendilerine ve seytana köle, devletine düşman yapmak için gece gündüz çalışıyor.

Benim tezime inanmayanlar benzeri yaka oyunları ile sözde kadını siddetten korumak amacıyla 2012 nisan ayında çıkartılan 6284 sayılı yasa çıkmadan önce aile içi şiddet ile öldürülen kadın sayısı ile yasa çıktıktan sonra ki yıllarda aile içi şiddet ile öldürülen kadın sayısına bir baksınlar.

O tarihten (Nisan 2012) sonra önceki yıllara göre fazladan öldürülen her kadının kanı dönemin Aile bakanı Fatma ŞAHİN ve o yasanın çıkmasına katkısı olan siyasilerin ellerine bulaşmıştır ve herkes hesap gününde bu dünyada yaptıklarının ve yapmadıklarının hesabını verecektir.

Safımızın belli olması için bu konuyu bu açıdan da siyasilerin gündemine almasını sağlamak boynumuzun borcudur.

(www.cocukaile.net sitesinden alınmıştır)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu