Ali Eren

Başörtüsünü aç, etekleri kısalt…

Yetişkin iki ayrı cinsin bir arada bulunmasını normal karşılamayan bu millete önceleri şöyle deniliyordu:

“Kızlarla erkekler karışık okur/karışık olurlarsa, aralarında kardeşlik duyguları gelişir. Dolayısıyla birbirlerine cinsî hislerle, kötü niyetle yaklaşmazlar.”

Bunun doğru olmadığını, söyleyenler de bal gibi biliyorlardı ama o zaman böyle konuşmaları icap ediyordu. Gençlerin senli benli oldukları görülünce bu sefer de ağız değiştirip, “Gençler arkadaşlık ortamında birbirlerini yakından tanırlarsa, ilerde sıhhatli evlilikler olur” demeye başladılar.

Öyleyse, adliye dolaplarındaki boşanma davalarına bakıp , bahsettikleri sıhhatli(!) evlilikleri görsünler.

Hani bilirsiniz, Temel ölmeden önce mezar taşına, şöyle yazdırmış: “Hastayım tetum inanmadinuz, hastayım tetum inanmadinuz.  Şimdi ne oldi?”

  1. MADDEYE NE OLDU?

Baştan ileriyi görenler “Kız-erkek karma eğitim olmaz” diyenler “Zararlıdır” dedi, ama bunda israr edildi. Peki, şimdi okullar ve yetiştirme yurtları ne halde? Temelin dediği gibi, şimdi ne oldi?

Onu bunu bırakın, yönetmeliğin en basit bir maddesi tatbik edilebiliyor mu? Ne gezer…

Milli Eğitim Bakanlığı ile diğer bakanlıklara bağlı okullardaki görevlilerle öğrencilerin kılık kıyafetlerine ilişkin yönetmeliğin, kız öğrencilerle ilgili 12. maddesi şöyle:

“Kız öğrenciler diz kapağını örtecek şekilde bir forma giyerler.”

N’aber! Tatbikat nerede? Hani yönetmeliğin uygulaması? Kız öğrenciler, bellerinden kıvırarak eteklerini basbayağı mini etek haline getirip bu şekilde hem sokaklarda gezip hem de okula gelmiyorlar mı?

Milli Eğitim bu hususta resmen sınıfta kaldı. Yönetmeliğin 12. maddesi raflarda ama tatbikatı yok…

Ama hiç yok değil. Tatbik edildiği yerler de var. Meselâ Ardahan gibi soğuk yerlerdeki kız talebelerin etekleri yönetmeliğe uygun. İstanbul gibi yerlerde ise bunu hatırlayan da yok, hatırlatmaya cür’et edebilen de.

Kanun ve yönetmelikler tatbik edilmek için düzenlenir, yoksa yazılıp raflara konulmak için değil. Her maddenin müeyyidesi vardır. Karşı gelenlere bu müeyyide uygulanır. Bu maddeye uymayanlar hakkında da deniliyor ki: “Aksine hareket edenler hakkında disiplin cezalarına ilişkin cezalar uygulanır.”

Talebelerin çıkış saatinde bakınca, görülecektir ki kız talebelerin neredeyse tamamına yakınının etekleri diz kapağının üzerinde. Okula bu şekilde yani kıyafet yönetmeliğine ters giyinen talebeler hakkında “Disiplin cezalarına ilişkin” cezaların uygulandığı ise yok. Milli Eğitim Bakanı’mıza soralım: Sayın Bakanım niçin yok?

BAŞÖRTÜSÜNÜ AT,  ETEĞİ KISALT MI?

Üniversiteli kızların başörtüsünden bahsedilince, kurulmuş saat gibi “kılık kıyafet yönetmeliği” demeye başlayanlar! Eğer iyi niyetliyseniz orta öğretimdeki bu yönetmelik ihlalini de buyurun hep beraber ele alalım…

Öyle ya, yönetmelikse yönetmelik, ihlalse ihlal… Haydi,  hep beraber uğraşıp bu ihlali ortadan kaldıralım.

TÖRE CİNÂYETLERİŞMİŞ…

Bir “Töre cinayeti ortadan kalkmalı” sözü tutturuldu gidiyor. “Bu, insanlık dışıdır. Böyle bir şey olmamalı” diyorlar. Töre cinâyetleri insanlık dışı da nikâhsızlık insanlık içi mi? Evet, bir insan ne suç işlerse işlesin, insanlar kendi başlarına onu cezalandırma hakkına sahip değiller; yapılanlar yanlış. Ama bir şey daha var:

Töre cinayetlerine karşı çıkanlar, nikâhsızlıklara aynı derecede niçin karşı çıkmıyorlar? Samimi olduklarını bileyim ki, şöyle desinler: “ Maalesef memleketimizde töre cinâyeti diye kötü bir tatbikat var. Bunun önüne de geçilemiyor. Öyleyse gelin, töre cinâyetlerine sebep olan kötü durumları ortadan kaldıralım.”  

Hayır, böyle demiyorlar. Ahlaksızlığı yapan yapsın, yaptığı yanına kâr kalsın ama, ona bir şey denilmesin. Hani, hiç olmazsa “Suç işleyen bu insanların suçunu kanun versin” deseler rahatlayacağım. Onu bile demiyorlar. Yoksa diyorum, içlerinden şöyle mi diyorlar: “Bırakın isteyen hayvanlar gibi sevişsin.”

Sizin de bildiğiniz gibi, bugünlerde bazı yetiştirme yurtlarında ırza geçme hadiseleri olduğu ortaya çıktı.

Dikkat ediyorum da, “Töre cinayetleri ortadan kalkmalı” diye ter ter tepinenler, bu yüz kızartıcı, utanç verici hadiseler karşısında sessiz mi sessiz. Acaba töre cinayetlerinin ortadan kalkmasını ister görünürken, aslında zinanın kötü görülmesinin ortadan kalkmasını mı istiyorlar?

Nasıl olsa, zina kanunen suç olmaktan çıktı. İnsanların zihninde de suç olmaktan çıksa  iyice rahatlayacaklar galiba.

Bunun için çalışmıyorlarsa, bekliyoruz, buyursunlar biraz da nikâhsızlıkların aleyhinde konuşsunlar…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu