Bardakoğlu, Maturidilik Ve Eşarilik
(BARDAKOĞLU’NUN, “DİNİ METOT DİYE BİRŞEY KALMADI” SÖZLERİ HAKKINDA FAKİR’DEN AÇIKLAMA İSTEYEN DOSTLARA!)
Bardakoğlu bu sözü ne hakla söyledi, merak edilir… Zira Bardakoğlu kendisi, dini bilgi metotlarını ortadan kaldırmaya çalıştı ve halen de çalışmaktadır.
Kendisi, Fıkıh ve mezheplerin Arap kültürü olduğunu, Fıkıh Usülü’nün de hüküm çıkarmaya elverişli bir metot olmadığını ve bu ilmin, görüşleri desteklemek için sonradan uydurulmuş bir ilim olduğunu ifade eden zat…
Diyanette 8 sene “dini sahih bilgi” aramaya çalıştı. Bunun projelerini de yaptı, ama dini sahih bilgiyi bulamadan gitti, şimdi de Türkiye Diyanet Vakfı imkanlarıyla Kuramer’de aramaya davam ediyor.
8 sene boyunca bayrağı beraber taşırlarken, en sonunda Görmez’e tamamen teslim etti ayrıldı.
O da Diyanet’te, ekibiyle birlikte, hala “sahih dini bilgi” aramaya devam ediyor. (Bekliyoruz bulacaklar diye…)
Onun da bütün amacı gayesi, yazıları çizileri, tüm İslami metotları yıkmak, yerine Fazlurrahman metodunu koymak. O metot, “yaşayan sünnet” yani, “toplumda uygulanabilir ve toplumun kabul ettiği dini hayat…”
Her ikisi birlikte, Maturidilik ve Eşariliğin temelini oluşturduğu Ehli Sünnet’i, “köhnemiş” ve “köhneleştirici” olarak niteleyen kitaplar bastılar Diyanet’te. Bunları da bedavaya, tırlar dolusu dağıttılar halka.
Söylemlerine bakılırsa onların gayesi, Maturidiliği de Eşariliği de yok edip, yerine oryantalist temele dayanan bir dini anlayış getirmek olduğu görünüyor…
Bu nedenle, Ehli Sünnet mezheplerimiz nasıl daha iyi yıpranacaksa güya, o şekilde değerlendirmelerde bulunmalarından daha tabii bir yaklaşım olamaz.
Birisi (Görmez), “sünnet bize bir model olarak gelmedi”, “hadisler sahabe ve diğer ravilerin uyduğudur” anlamına sözler sarfediyor. “Kitaplarda yazılı hadisler sahih dahi olsa, toplumda uygulanabilir olmadan ve toplumun kabul etmedikçe hiçbir kutsal değeri yoktur” diyor.
Öteki (Bardakoğlu) ise, “Kuran’ın Allah kelamı olmadığını belirten ve bunun yeniden araştırılmasını” isteyen Ebu Zeyd’in bu sözlerini heyet huzurunda tebrik edip memnuniyetini bildiriyor… Bu ne anlama gelir, siz düşünün!
Aynı Bardakoğlu, laikliği, Atatürkçülüğü ve çağdaş birikimi, dinin kaynakları/ayakları arasında zikrediyor.
Halen de başında bulunduğu, Diyanet yönetimindeki Türkiye Diyanet Vakfı/29 Mayıs Üniversitesi/Kuramer’de, “Kuran’ın Allah kelamı olmayabileceğini, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in, Lat Menat Ve Uzza’ya tapmaya meyilli olduğunu, menfaati için bir süre bu putlara taptığını, ayrıca, Hz. Peygamber (s.a.v)’in beşerden bir öğretmeninin olabileceğini” yazan ve “Kur’an’ın, Hz. Peygamber’in eseri olduğu” anlamına gelen ifadeleri ihtiva eden kitapları yayınlamakla meşgul!..
Dolayısıyla, Bardakoğlu’nun yeni söylemlerine şaşmamak gerekir diye düşünüyorum…
03.06.2017
Dr. Ahmet Gelişgen
www.ahmetgelisgen.com