ABD ve AB’nin cibilliyeti bu
Karikatür hadisesiyle, “kadın-erkek karışık namaz” unutuldu. Bir an ona dönelim.
İmanımız odur ki, Kur’an-ı Kerim’in bildirdiği gibi, “Kafirler hoşlanmasalar da Allah nurunu tamamlayacak ve İslam dini diğer bütün dinler üzerine galip gelecektir.”
Gazete ve televizyonlarda ağırlıklı haberlerin hep din ve din olarak da sadece İslam olması bu gerçeğin habercisidir. Nitekim, Avrupa’da Müslüman olan olana…
Bu gerçek, İslam düşmanı Hıristiyanları çıldırtıyor. Hıristiyan misyonerler tırlar dolusu para harcadıkları halde, aklı hayra ve şerre yetmeyen üç-beş zavallıdan başka Hıristiyan olan yok. Binbir yalanla, altın kolyeler ve İncil arası dolarlarla Hıristiyan yapılanlar ise, bu para kesilince Hıristiyanlığı terk ediveriyorlar.
İslam aleminde ise ne misyonerlik teşkilatı, ne harcanan tırlar dolusu para ve ne de -Allaha şükür- başkalarını Müslüman yapmak için tenezzül edilen yalan-dolan var…
Buna rağmen Müslüman olanlar çoğaldıkça İslam düşmanları deli oluyorlar…
Oluyorlar ama İslamiyetin önünün alınamayacağının da farkındalar. Gördükleri tek çare şu: İslam dinini sulandırmak, yumuşatmak ve bozmak. Yani İslam olmaktan çıkarmak…
Şimdiye kadar erkek-kadın karışık, kadın imamın arkasında, hem de Kilisede Cuma namazı kılındığı görülmüş duyulmuş bir şey mi? İslamda böyle bir şey var mı! Ama, kafasına kıytırık bir başörtüsü koyan suratsız bir avrat, erkek- kadın karışık, toplama birkaç kişiye ABD’deki bir kilisede Cuma namazı(!) kıldırmaya kalkışıyor.
Kısa bir müddet sonra, aynı ülkede benzer bir rezalet daha deneniyor.
Niye kendi başlarına yapıyorlar? Yaptıklarının İslamla alakası yok da ondan. Gayeleri açık. Gündem olup, “Vay be! Bu şekilde de namaz kılınabiliyormuş” dedirtmeyi denemek.
Üsküdardaki kadın-erkek karışık sözümona Cuma namazındaki gaye de bu.
Bunu ben değil onların içinden gelenler söylüyorlar.
Bunlardan birisi, başpapazlığa kadar yükselmiş eski bir misyoner olan İlker Çınar. Müslüman olan ve din adamlarına bu hususta konferanslar veren İlker Çınar, bu faaliyetlerin altındaki korkunç niyetin İslam inancını yıkmak olduğunu söylüyor. Misyonerlikten ayrıldıktan sonra her türlü zorlama ile karşılaşan ve ölüm tehditleri alan İlker Çınar, “Dinlerarası Diyalog da bir misyonerlik atraksiyonudur”diyor.
İlker Çınar, “Ben Bir Misyonerdim” isimli bir kitap yazmış. Kitapta, 20 sene içinde bulunduğu misyonerliği, ayrıntılarıyla anlatıyor… Misyonerlerin hem Türkiye üzerindeki menfur emellerini öğrenmek hem de gençlerimizi bu tehlikeli faaliyetlere karşı uyarmak, onları iyi tanımakla olur. Eseri okuyunca, “Vay be! Ellerinde imkan olsa demek neler yapacaklarmış” diyor insan. (İsteme adresi: Ozan Yayıncılık 0212 5119395- 5204390)
Malum cenahı rahatsız ettiğine bizzat şahit olduğum diğer bir kitap da Ali Rıza Bayzan’ın Küresel Vaftiz isimli eseri. (İsteme yeri: Kültürsanat yayın. 0212 5209112)
Değerli okuyucular, Avrupalıların, Peygamberimiz’e hakaret taşıyan karikatürleri yayınlamakta birbirleriyle yarıştıklarını gördük. Bize, “Gelin diyalog yapalım. Birbirlerimizi hoş görelim, arada düşmanlık olmasın” diye yaklaşanların, bu karikatür rezaleti karşısında tek kelime etmemeleriyle gerçek niyetlerine bir defa daha şahit olduk. Vatikan’ın, Müslümanlarla Diyalog yapmak üzere vazifelendirdiği ve bizden bazı Müslümanların pek sevdikleri meşhur Tomas Mişel’in sesini de duymadık.
Onlar, Peygamberi Zişan efendimiz’i yalancı sayıyor, ona inanmıyor ve ona yapılan hakaret karşısında susuyorlar. Peki bizdeki bazıları hiç mi kımıldamayacaklar.
Efendim, bazı zevatın protestoya zamanı yok. Zira, gençlere, Hıristiyanların cennete gireceklerini telkin etmekle meşguller. Maalesef, benim lise tarih öğretmeni olan bir akrabamı da kandırmışlar. Peygamberimiz’e hakareti bile göremeyen bu zavallı genç, “Cennet geniş; hıristiyanlar niçin cennete giremesinler” diyor. Bazıları böyle eserleriyle övünebilirler…