Ali Eren

Bunların yatacak yeri yok…

Her türlü kötülük içinde yüzenler hakkında “Onun yatacak yeri yok” derler. Oysa herkesin  yatacak bir yeri vardır. Peki niye böyle söylerler? Bunun mânâsı ne? Efendim, bu söz dünya ile değil âhiretle ilgili bir söz. Yani  “Onun öyle bir günahı var ki âhirette yatacak  yeri yok” demek. Bunu bazıları argo olarak şöyle de söylerler: “Ulan senin yatacak yerin yok be!”

Peki öyle mi? Her türlü kötülüğü işleyenlerin âhirette yerleri olmayacak mı? Olacak olacaaak, hem de çok geniş olacak. Âdeta uçsuz bucaksız… O ateş âleminde öyle geniş arsaları olacak ki, kullanabildikleri kadar kullansınlar. Ne var ki, o geniş arsa onları orada yatırmak için değil, her bir yerinde çeşit çeşit azap tattırmak için… Cehennemde rahatlık yok ki, yatmak olsun. Öyleyse “Onun yatacak yeri yok” sözünün söylenmesi doğru ve yerinde.

İnsan, şu kartelin yaptıklarına bakınca da ister istemez “Sizin yatacak yeriniz var mı!” demekten kendini alamıyor. Kartelin şu haberini okuyunca siz ne diyeceksiniz bakalım. Haber şu:

   “Avusturya’daki 13 bin 500 liseli, mezuniyet hediyesi olarak verilen 60 bin prezervatifle Antalya’ya geliyor.”

   Haber bu kadar değil. Henüz gençlik rüzgârı yaşayan gençlerimizi Avusturyalılara imrendirecek bir cümleyle devam ediyor: “Türkiye’deki liseliler ise ÖSS telaşı yaşıyor.”  

Bu cümleler, henüz gençlik heyecanı içinde olan ve her şeyi doğru tahlil edemeyen birçok gencimize pekâlâ şöyle dedirtebilir: “Vay be!… Onlar taa Avusturya’dan buralara gezmeye geliyorlar, biz ise ÖSS telaşı içirdeyiz…” Zaten, gaye bu olmasa bu haber niçin böyle verilsin?

Evet, gayeleri, gençlere böyle söyletip onları çalışma temposundan uzaklaştırmak değilse nedir?..

Haberde, mayolu kızların ağırlıkta olduğu ve kızlarla erkekleri karışık gösteren bir de fotoğraf var. Fotoğrafın yanına büyük harflerle şu kelimeler konulmuş: Çılgınlık serbest.

Haberi veren gazeteye soralım: Bu kelimeleri kullanmaktaki gayeniz ne? Gençlerimize “İyi ki biz onlar gibi çılgınlık yaşamıyoruz da terleye terleye ders çalışıyoruz” dedirtmek mi, yoksa “Keşke biz de bu Avusturyalı gençler gibi olsak” dedirtmek mi? Siz ne diyorsunuz değerli okuyucular?

Gazete, gençlerimizi Avrupa ile Türk gençliği arasındaki farkı düşünmeye yönlendiriyor: “Avrupa ile Türk gençliği arasındaki fark, tatilde de kendini gösteriyor.”

Antalya’daki otellerde 3 hafta kalacak olan talebelerin bizimkilerle farkını açıkladıktan sonra bir karşılaştırma yapıyor: “Otellere konulan yüzlerce kamera ile aileler, çocuklarını internetten canlı olarak izleyecek. Türk liseliler ise oturup ÖSS’ye çalışacak” 

Öner ŞAN imzalı haberin başlığı bile dikkat çekici: ELE TATİL BİZE ÖSS

Ya ne olacaktı!!? Bilgi edinmeyi bırakıp hayvanlar gibi sevişen Avusturyalı yaşıtları gibi  bizimkiler de mi hayvanlaşacaktı! Onlar insanlıktan çıkıyor diye bizimkiler de mi çıkacaktı!

Başka bir milletten bazı anne-babalar, kızlarının ve oğullarının otel odalarında ne yaptıklarını canlı olarak seyredecek kadar iğrençleşmişse, bunu özendirir bir havada vermenin arkasındaki gaye ne!

Hangi sözün ne manaya geldiğini bilen sayın savcılarımızın dikkatlerine sunuyorum:

Haberin bu şekilde verilişi, şu mânâya gelir mi: “Ey Türk gençleri! Avusturyalı gençlerle aranızdaki farkı görün. Onlar otel odalarında ..……..  iken sizin terleye terleye ders çalışmanız reva mı?” Haber bu mânâya gelmiyorsa mesele yok. Geliyorsa bunun hiç mi müeyyidesi yok.

Bu hal gençlerimizi çalışmaktan uzaklaştırmaya ve fuhşa özendirmeye yönelik mi değil mi?

En önemlisi, Avusturyalı ailelerin bu rezalete razı olduklarını haber yapmakla hedeflenen nedir?

Avusturyalı talebelerle karşılaştırılan gençlerimiz liseyi bitirip ÖSS’ye hazırlanan gençler olduğuna göre, bu mesele Milli Eğitim Bakanı’nı ve YÖK’ü hiç mi ilgilendirmiyor ki tek kelime etmiyorlar?

Sayın Milli Eğitim Bakanı o günlerde seçim koşuşturması içinde olabilir. Ama seçim çalışmaları arasında bakanlık çalışmaları durmuyor ki! Öyleyse böyle bir habere bakanımız niçin sessiz kalıyor?

Değerli okuyucular! Side’ye gelen bu Avusuturyalı 13 bin 500 liseliden erkek olanların her birine 9-10 prezervatif düşüyor. Bu prezervatifleri 3 hafta içinde otel odalarında kullanıyor, anne ve babaları da internetten çocuklarını canlı olarak izliyor…

Bu, insanlık olmaya insanlık değil de,  “Hayvanlar  gibi sevişmek” denilen şey bu mu yoksa?

İyi de üzerimize ölü toprağı mı serpildi? Bize ne oluyor? Bizi yönetenlere ne oluyor?!!

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu