Dinlerarası Diyalog

Hz. Peygamber (S.A.V.)’in Olmadığı Yerde İslam’dan Söz Edilemez!

Nebî (s.a.v.)’nin risaletini kabul etmeden kurtuluş mümkün müdür?
“Gönderilen peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene îmân etti, mü’minler de îmân ettiler. Onlardan her biri; Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına, resûllerine îmân ettiler. (Biz de onun için) Allah’ın resûllerinden hiçbirini ayırmayız (hepsine inanırız). Onlar: “İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, mağfiretini niyaz ederiz. Dönüş ancak sanadır.” dediler.” (Bakara, 285)
Peygamberler arasında ayrım yapmanın manâsı, onların bazılarına inanıp bazılarına inanmamaktır. Nitekim Allahü Teâlâ başka bir âyette bunu şöyle açıklar: “Allah’ı ve resûllerini inkâr edenler ve (inanma hususunda) Allah ile resûllerini birbirinden ayırıp ‘Bir kısmına îmân ederiz ama bir kısmına inanmayız.’ diyenler ve bunlar (îmân ile küfür) arasında bir yol tutmak isterler.” (Nisâ, 150) Bütün müfessirlere göre bu âyet-i kerîme, Yahûdî ve Hıristiyanlar hakkında nâzil olmuştur. Çünkü peygamberlerin bir kısmını kabul edip bir kısmını reddedenler onlardır. Yahûdîler Hz. Mûsâ (a.s.)’ya îmân ederken Hz. Îsâ (a.s.) ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’i inkâr etmekte; Hıristiyanlar ise Hz. Îsâ (a.s.)’ya îmân ederken Hz. Muhammed (s.a.v.)’i reddetmektedirler. Bu yüzden Allahü Teâlâ, “İşte bunlar gerçek kâfirlerin ta kendileridir.” buyurarak onların hepsinin kâfir olduğuna hükmetmiştir.

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu