Anasayfa SliderAnasayfa YazılarArşivSON EKLENENLERson-eklenenler

SAADET PARTİSİ VE GENÇLİK YAPILANMASI AGD’NİN İRAN SEVGİSİ

Sözlerime mübarek Şam topraklarının mağruz kaldığı zulüm ile başlamak istiyorum. Biliyoruz ki mübarek Şam topraklarındaki zulüm, Batılı güçlerin ve Şia akidesi mensuplarının Esed’e olan desteği ile devam etmektedir. Hal böyle iken AGD ve avanesini nasıl olur da sırf İran savunuculuğu yapmak için Şam topraklarındaki savaşın Müslümanı Müslümana kırdırma projesi olduğunu söyleyebilir. Nasıl olurda Şam topraklarındaki kıyamın bir İsrail projesi olduğunu söylenebilir.

Şimdi soruyoruz sizlere: Zalim Esed ile işbirliği içerisinde olan, Sünni katliamı yapan İran mı Müslüman? Müminlerin annesi Aişe (r.a)’ye zina isnad eden Şia akidesi mensubu İran mı Müslüman? Allah Rasûlunun ashabına lanet okuyan İran mı Müslüman? Biladu’ş Şam’da Sünni avında olan yüz binlerce Müslümanın katili, on binlerce bacımızın tecavüzcüsü olan Esed ve destekçisi İran mı Müslüman?

Savunduğunuz İran’nın Suriye’deki katliamcıları yanlarında taşıdıkları silsilede Ehl-i Sünnet’e ve Rasûlun ashabına lanet okurken, bebek katili Esed ile Sünni kıyımına devam ederken sizler nasıl olurda bu zalimleri Müslüman olarak görebilirsiniz! Suriye muhaliflerinin zalimlerle olan savaşını nasıl olurda ‘’Müslümanın Müslümanı kırması’’ olarak değerlendirebilirsiniz. İsrail ile mutabakatın vicdanlarda yeri olmadığını dile getiren Saadet Partisi’nin gençlik yapılanması AGD, İran ile mutabakatın vicdanlarda yeri olduğuna dair nasıl bir savunma yapabileceksiniz ? Ortadoğu’da en az İsrail kadar tehlikeli ve zalim olan İran’ı nasıl olurda dost kabul edebileceksiniz. Yaptıkları katliamları görmezden mi geleceksiniz ya da onları savunmak adına Suriye muhaliflerine ABD destekçisi diye iftiralar mı atacaksınız ?

İşte Allah Rasûlu (s.a.v) bir hadisinde Şam’ı böyle övmektedir:

Abdullah b. Amr’ın bildirdiğine göre Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Altımdan minderim çekildi; gözlerim o minderimi izledi, baktım ki Şam’a doğru yönelen bir nura dönüştü. Şunu iyi bilin ki, fitneler çıktığında iman Şam’da olacaktır. ” (Fezail’ü-Şam/Albani)

Yıllarca ‘’Şia-Sünni birbirine kırdırılıyor’’ aldatmacasıyla İran’ın sapkın Şia akidesine aldırmadan, Amerika’nın Irak işgalinde; Amerika ile İran’ın iş birliği yapmasına aldırmadan vahdet dediniz. Şimdi ise Suriye’de Esed ve Rusya ile işbirliği yapmasına rağmen, yüzbinlerce Müslümanın katline ortak olmasına rağmen, sapkın Şia akidesi mensubu İran ile yüzünüz kızarmadan vahdeti istiyorsunuz. Ehl-i Sünnet akidesi asla ve asla böyle bir vahdeti kabul etmez.

Bizler Biladu’ş Şam’daki tevhid ve şirkin savaşında Batılı güçlere, Esed’e, Rusya’ya ve İran’a karşı direnen Mücahidlerin yanındayız. Sizlerin ise Mücahidlere attığınız iftiralar neticesinde Suriye direnişçilerinin yanında olmadığınız kesin. O zaman şunu söylemeden geçmeyeceğim: herkes sevdiği ile haşr olsun!

İşte bizler bu yiğitlerin yanındayız! Allah Rasûlu (s.a.v) Şam ehlini başka bir hadisinde ise böyle övmektedir:

İbnu Havâle (r.a.) anlatıyor: “Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki: “Bu iş, sizin bir kısım toplu gruplara ayrılmanıza neden olacak: Şam’da bir grup, Yemen’de bir grup, Irak’ta bir grup!” Ben: “Ey Allah’ın Resûlü! dedim. O güne erdiğim takdirde (bunlardan en hayırlısı hangisi ise şimdiden) bana seçiverin!” dedim.

“Öyleyse dedi, sana Şam’ı tavsiye ederim! Çünkü orası, Allah’ın, arzında mümtaz kıldığı yerdir. Allah kulları arasında seçkin olanları oraya tahsis eder. Ancak (oraya gitmekten) imtina ederseniz, size Yemen’inizi tavsiye eder, (oradaki) havuzlarınızdan için derim. Zira Allah, Şam ve ahalisini (fitnelerden koruma hususunda) bana garanti verdi.” (Ebu Davud)

Ey Saadet Partisi ve avanesi ! Kendinize gelin! Ortadoğu’da Batı ile beraber Şia fitnesini yayan İran’ın bizzat kendisi Ehl-i Sünnet’e düşmandır ve amacı asla ve asla şu dilinizden düşürmediğiniz ‘’vahdet’’ değildir, amaçları; Sasani İmparatorluğunu yeniden canlandırmak, Sapkın Şia akidesini Ortadoğu’da yaymaktır. Bunun ne demek olduğunu söylemek dahi istemiyorum ama bunu anlamanız için dile getirmek mecburiyetindeyim:

Ey Anadolu Gençlik Derneği!

İran ele geçirdiği bütün bölgelerde Şia akidesini yayacak, hutbelerinde Müminlerin annesi Aişe’ye (r.a) zina isnad edecekler, Ebu Bekir es-Sıddîk’e (r.a), Ömer bin Hattab’a (r.a), Osman bin Affan’a ve Allah Rasûlunun ashabına lanet okuyacaklar! Toplumda sapkınlıklarını yayacaklar! Bütün bunlara rağmen İran’nın kucağına oturmaya devam mı edeceksiniz?

Sırf üç beş oy için itikat bozukluğuna soyunan, bu ülkenin ateistlerini Müslüman sayan Mustafa Kamalak’ın gençlik yapılanmasından bir şeyler beklemek, demokrat bir partinin, demokrat bir gençlik yapılanmasından bir şeyler beklemek ne kadar doğru olabilir bilmiyorum ama bu yapılanmanın içinde bulunan samimi gençlere uyarı mahiyetinde bir şeyler söylemek isterim: Bu gibi yapılanmalardan kendinizi sakındırın ve bu gibi fitnelere karşı kendinizi muhafaza edin! Doğru bir menhecin savunuculuğunu yapın ve doğru bir yapılanma seçin.

Bizler İslami Gençlik olarak yaşadığımız bu toplumda İran’ın yaydığı Şia fitnesinin ve İran savunuculuğuna geçen her yapılanmanın karşısındayız. Gücümüz yettiğince İran’ın en az İsrail kadar tehlikeli ve zalim olduğunu dile getireceğiz ve bundan vazgeçmeyeceğiz. Biliyoruz ki sapkın olan bu Şia akidesi gençlerimizi hadis inkârcılığına da soyundurdu. Bizler delillerimiz ile İslami gençliği bu noktada da uyarmaya devam edeceğiz. Yanlış olduğumuz noktalar da ise deliller ile bizleri uyarın, biz yanlış olduğumuz her noktadan doğruya yönelmeye hazırız.

Sözlerimizin sonu Allah’a hamddır.

Adem Dereli

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu