Din TAHRİPÇİLERİ
  • Anasayfa
  • Din Tahripçileri
    • Tarihte Din Tahripçileri
    • Günümüz Din Tahripçileri
  • Seçme Yazılar
    • Editör
    • Ahmet Gelişgen
    • Ahmet Şimşirgil
    • Ali Eren
    • Bedri Gencer
    • Ebubekir Sifil
    • Ekrem Buğra Ekinci
    • Erem Şentürk
    • Harun Çetin
    • Hüseyin Avni
    • İhsan Şenocak
    • Kemal Özer
    • Mehmet Şevket Eygi
    • Melikşah Sezen
    • Murat Yazıcı
    • Ömer Faruk Korkmaz
    • Sema Maraşlı
    • Yusuf Kaplan
    • Muhtelif Yazarlar
  • Konular
    • Şia – Alevilik

      Modernizm ve Mezhepsizlik

      İslam’da Kadın

      Selefi’lerin Anatomisi

      Tasavvuf Adına Sapmalar

  • Gayemiz
    • Gayemiz
    • DİN TAHRİPÇİLERİNİN ÖZELLİKLERİ
    • NE YAPMALI
    • NEDEN dintahripcileri.com ?
  • Ehli Sünnet
    • Ehli Sünnet Akaidi

      İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe (R.A.)’in Akaid İle İlgili…

      Erzurumlu İbrahim Hakkı İtikad Manzumesi

      İtikadname-i Mevlana Halid Bağdadi

      Türpüşti Risalesi ve Elfaz-ı Küfür

  • Ne Okumalı?
    • Reddiye Eserler
    • Temel Okunacaklar
    • İleri Okumalar (Türkçe – Arapça)
Son Yazılar
GÖRÜCÜ USUL GİTTİ, KIZLAR KOCA BULMA TELAŞINA DÜŞTÜ
Toplumsal Cinsiyette geri adım yok
Genç evlilik, çocuk evliliği midir?
TARİHSELCİLİK
Tarihselcilik ya da Katolisizmi Olmayan Kuran-ı Mübin’in Protestanca...
Ashab’ın Herhangi Biri Aleyhinde Konuşmak Caiz Değildir
Şianın Doğuşu – Necip Fazıl Kısakürek
Abduh’u Seven Ulu Hakan’ı Sevemez!
Mustafa İslamoğlu’nun Şia’yı Şirin Gösterme Girişimleri
İhsan Eliaçık’ın ‘Yaşa(yama)yan Kur’ân’ı
İslamoğlu çıldırdı: “Hadis usülü yalan söyleme usulüdür.” (!).
Hadis-İ Şerif’ler Ve Günümüz Şartları
Sünnet İslam’ın İkinci Ana Kaynağıdır
GÖRMEZ’İ VEYA DİYANET’TEKİ İCRAATINI TEZKİYE EDEN İYİ NİYETLİ...
DURUM(!), KARAMAN’IN OYUNU MESELESİ MİDİR?
İbn Arabî’nin Sünnete Bağlılığı
Ebu Hureyre (r.a.)’e İftiralar
Şiilik ve Tahribatı – Kazım Albay
İBLİS’İN, KİTLELERİ “SÜRÜLEŞTİRME” VE “KONTROL ETME” YÖNTEMLERİ!
Hadislerin Ayıklanması Meselesi
Mustafa Öztürk’ten Kur’an ve Resulullah Hakkında Haddi Aşan...
KUR’ÂN, ALLAH SÖZÜDÜR!..
Necid Depreminin Türkiye Sarsıntısı – Ömer Faruk Korkmaz
Şevkânî Kimdir?
Kadınlık Ve Erkeklik Üzerine
Kitaplarından Alıntılarla Ali Şeriati – Ali Eren
Def Çalmanın (Ve Bu Şekilde Zikir Yapmanın) Tasavvufta...
İmam Mâturîdî’den Tarihselci Çıkarmak – Melikşah Sezen
İRAN’SIZ İSRAİL, İSRAİL’SİZ İRAN AYAKTA KALAMAZ !
Değişik Bir Hadîs İmha Yolu: Peygamberimiz (S.A.V.)’in Dînle...
Söyleyin, Hangisi Daha Kötü Yâhut En Kötü? –...
Dört Halifenin Dindeki Yeri
Humeyni’nin Hz. Peygamber (S.A.V.)’e İftiraları
İslâm’ın Hükümleri Zamanla Değişir mi? – Ömer Faruk...
Bu zata dikkat! – Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
Sünnet İslam’ın İkinci Ana Kaynağıdır – Mehmet Şevket...
Ayşe Böhürler, TV Net’de Fazlurrahmancı Mehmet Görmez’in Reklamını...
Yeryüzünde Evliyaullah Eksik Olmaz -Ömer Faruk Hilmi
KADINLARIN DOKUNULMAZLIĞI VAR AMA ERKEKLER AŞAĞILANIP HORLANAN KÖLELER
Uğur Getirmez Bir Koşu – Kemal Özer
Ebu Hureyre (r.a.)’e İftiralar
TEHLİKE BÜYÜK: PEYGAMBERSİZ, AMENTÜSÜZ BİR İSLAM İCAT ETMEK...
Sünnete Sarılmalıyız Çünkü…Doç. Dr. Aynur Uraler
BU KUR’AN’DA VAR MI? – Ekrem Buğra Ekinci
Şiilik ve Tahribatı – Kazım Albay
Hadisler Günümüze Kadar Nasıl Gelmiştir?- Dr. Ahmet Çolak
ACI AMA DOĞRU GERÇEKLER
TEHLİKELİ SÖZLER
Dinde Reformcu Yaklaşımlar Veya Dinî Modernizmin Yükselişi -1-
Diyanet Vakfı Yayınlarının Şia Propagandası

Din TAHRİPÇİLERİ

  • Anasayfa
  • Din Tahripçileri
    • Tarihte Din Tahripçileri
    • Günümüz Din Tahripçileri
  • Seçme Yazılar
    • Editör
    • Ahmet Gelişgen
    • Ahmet Şimşirgil
    • Ali Eren
    • Bedri Gencer
    • Ebubekir Sifil
    • Ekrem Buğra Ekinci
    • Erem Şentürk
    • Harun Çetin
    • Hüseyin Avni
    • İhsan Şenocak
    • Kemal Özer
    • Mehmet Şevket Eygi
    • Melikşah Sezen
    • Murat Yazıcı
    • Ömer Faruk Korkmaz
    • Sema Maraşlı
    • Yusuf Kaplan
    • Muhtelif Yazarlar
  • Konular
    • Şia – Alevilik

      Modernizm ve Mezhepsizlik

      İslam’da Kadın

      Selefi’lerin Anatomisi

      Tasavvuf Adına Sapmalar

  • Gayemiz
    • Gayemiz
    • DİN TAHRİPÇİLERİNİN ÖZELLİKLERİ
    • NE YAPMALI
    • NEDEN dintahripcileri.com ?
  • Ehli Sünnet
    • Ehli Sünnet Akaidi

      İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe (R.A.)’in Akaid İle İlgili…

      Erzurumlu İbrahim Hakkı İtikad Manzumesi

      İtikadname-i Mevlana Halid Bağdadi

      Türpüşti Risalesi ve Elfaz-ı Küfür

  • Ne Okumalı?
    • Reddiye Eserler
    • Temel Okunacaklar
    • İleri Okumalar (Türkçe – Arapça)

Bu zata dikkat! – Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil

tarafından Din Tahripcileri 7 Aralık 2018
7 Aralık 2018
Fazlurrahman!.. 1919 yılında Pakistan’ın Hazara şehrinde doğan Fazlurrahman, 1940’ta Pencap Üniversitesi Arapça bölümünü bitirdi. 1942’de aynı üniversiteye asistan olarak girdi. Burada başladığı doktora çalışmasını, daha sonra İngiltere’ye giderek devam ettirdi. Daha on yaşında iken Kur’ân-ı kerimi ezberlemiş ve uzun yıllar boyunca tanınmış Ehl-i sünnet âlimlerinden dersler alarak yetişmiş olmasına rağmen İngiltere’deki hocaları, kendisinin İslam felsefesi(!) üzerine yönelmesini sağladılar. İslam felsefesi sahasını, uzun yıllardır ihmal edilmiş bir alan olarak gösterip bu yolda çalışmasının kendisine büyük imkânlar sağlayacağını ve meşhur olacağını belirttiler. Genç bilim adamı İngiliz müsteşriklerin tesirine girmiş bulunuyordu.
1950 yılında İngiltere’nin Durham Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. Burada İran kültür ve medeniyetiyle İslam felsefesi okutmaya başladı. Artık çalışmalarını tamamen İslam felsefesi üzerine yöneltmişti. Farabi, İbni Sina, İmam-ı Gazali ve Ebü’l Hasen el Eş’ari üzerine tahliller yapıyor dinin temel meselelerini felsefi olarak değerlendirmeye çalışıyordu. Mesela Peygamberlik hususunu tamamıyla felsefi bir yaklaşımla ele alarak çözmeye uğraşıyordu.
İngiliz müsteşrikler bir taraftan da kendisini büyük din âlimi(!) diye İslam dünyasına tanıtmaya ve pazarlamaya devam ediyorlardı. Nitekim on yıl içinde şöhreti dünyayı tutan Fazlurrahman’ı ülkesi Pakistan’da bu fikirlerini yayması ve oradaki akademik çevreleri etkilemesi için gönderdiler.
Aynen bir dönem Fransa’da Peygamber efendimizi felsefi bir nazariye ile değerlendiren ve nice mucizelerini inkâr eden Hamidullah’ın, Türkiye’deki üniversitelere misafir hoca sıfatı ile gönderilerek dersler verdirilmesi gibi Fazlurrahman da 1961 de ülkesi Pakistan’a gelerek fikirlerini Üniversite camiasına aktarmaya başladı.
Fazlurrahman, 1962’de Pakistan İslami Araştırmalar Enstitüsü genel müdürlüğüne atandı. Bu arada mükemmel İngilizce bilmesi ve İngiltere ile rahat iletişim kurabilmesi nedeniyle Pakistan Devlet Başkanı Eyyüp Han’ın danışmanlığına da getirilmişti. Artık fikirlerini daha rahat yayma imkânı bulacaktı. Bir taraftan üniversitelerdeki akademisyenlere din felsefesi adı altında bozuk düşüncelerini aktarırken bir taraftan da makale ve kitaplarını yayınlamaya girişmişti.
Dinde büyük yıkım!
1965 yılında basılan “Islamic Methodology in History” adlı eserinde hadis, sünnet ve fıkıh alanında yeni anlayışlarla ictihad yapmanın önemini vurguluyordu. Yine “Islam” adlı eserinde ise asırlardır İslam akaidini ortaya koyan Ehl-i sünnet âlimlerinin Kur’ân-ı kerim ve hadis-i şeriflerden aktardıkları söz ve yazılarını tenkit ederek artık bu fikirlerin değişmesi gerektiğini savunuyordu. Onun bu kitapları Ehl-i sünnet ulema ve halk nezdinde büyük tepki topladı ve infiale sebep oldu. Âlimler kendisinin mürted olduğunu açıkça belirttiler.
Tepki o kadar büyüktü ki Fazlurrahman ülkeyi terk etmek mecburiyetinde kaldı ve Amerika’ya gitti. 1969 yılında Chicago Üniversitesi’ne İslam düşünce profesörü olarak göreve başladı.  Ancak ona özel bir misyon verilecekti. O, bundan sonra farklı İslam ülkelerinden gelen Müslüman öğrencilerle ilgilenecek ve onlara fikirlerini aşılayacaktı. 1988’de ölümüne kadar bu görevi eksiksiz yerine getirdi…
Okurlarımı öncelikle bir hususta uyarmak isterim. İslam bir düşünce sistemi midir? Şurası net olarak bilinmektedir ki, düşünce, nazariye, teori gibi ifadeler, içerisinde mutlak olarak bir şüpheyi barındırmaktadır. Bu ifadeler asla kesin bir hükmü göstermez.
İslam ise kesin bir hükümdür. Naslar ve hadislerin bulunduğu bir yerde, düşünce teori ve nazariyeye yer kalmaz. Bu sebeple;
Âyet ile hadise inanmazsa bir kişi
Ona hiç cevap verme konuşma bitir işi
Demişlerdir. Dolayısıyla faiz nazariyesi, namaz düşüncesi, oruç teorisi denmez. Faizin, namazın ve orucun hükmü denilir.
Bu itibarla dini bozmak ve yıkmak isteyen müsteşriklerin hedefi imandan ibadete kadar bütün İslam inanç ve akidesini “düşünce potası” içerisine alarak tartışmaya ve yeni yorumlara açmaktır. Bunda da büyük oranda başarılı oldular.
Görmez nereye koşuyor?
Geçtiğimiz günlerde eski DİB Başkanı Mehmet Görmez’in İslam Düşünce Enstitüsü diye bir kurumun başına getirilmesi bana Fazlurrahman’ın faaliyetlerini hatırlattı.
Mehmet Görmez bir FETÖ projesi olduğu neredeyse yüzde yüz kabul görmüş olan Kutlu Doğum Haftası uygulamasından ısrarla vazgeçmeyerek DİB Başkanlığından alınırken, bazılarınca, neredeyse kurulacak bir İslam Üniversitesi’nin başına tayin dahi edilmişti. Nedense böyle bir üniversite bir türlü ortaya çıkmadı. Bazıları kendisini unutturmama adına sık sık medyada gündem ettiler ve etmekteler. Dergilere röportajlar verdirdiler. Gelmiş geçmiş en iyi DİB Başkanı(!) olarak da lanse etmeyi hiç unutmadan tekrarladılar. Fakat nedense bir türlü o görev gelmiyordu.
Bu defa öyle bir pazarladılar ki sanırsınız YÖK nezdinde bir üniversiteye bağlı İslam Düşünce Enstitüsü başkanı oldu. Kendisini de Sayın Başkanımız atadı!
Hâlbuki böyle bir durum asla yoktu. Sadece mezhepsiz ilahiyatçılara kapı açan İnsan ve Hikmet Vakfı adlı bir kuruluş böyle bir enstitüyü oluşturmuş ve başına da Mehmet Görmez’i atayıvermişti. Fakat piyasaya başka türlü lanse etmeyi becermişlerdi.
Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu beyler bu yeni kurumun neresinde idiler? Bu kurumu içeriden ve dışarıdan kimler finanse ediyor? Araştırılırsa veya açıklanırsa pek güzel olur.
Gelelim Fazlurrahman-Görmez ilişkisinin arka planına ve asıl büyük tehlikeye!
Ali Bardakoğlu, Görmez ve ekibi tarafından kurulan Ankara Okulu, İslamiyet ve Kitabiyat yayın gruplarının faaliyetlerini ve çalışmalarını gözden geçirmek bu konuda net bilgileri gözler önüne serecektir. Zira bu grupların faaliyetlerinin odak noktasında hep Fazlurrahman yer almaktadır. Bu yayın grupları onun ulaşılabilen bütün kitaplarını çevirdiler. Hatta bunlardan bir kısmı Ankara İlahiyat Fakültesi’nde ne yazık ki yıllardır ders kitabı olarak da okutulmaktadır.
Öte yandan Bardakoğlu ve Görmez ekibi son on altı yıldır Diyanet’e de hâkim durumda bulunuyordu. İlahiyat fakültelerindeki modernist ve reformist düşünceli öğretim üyelerinin Diyanet’te görev almaları ile birlikte Diyanet’in tüm basın yayın ve matbuatı da modernist fikirlerle örülmeye başlandı. Haseki Eğitim Merkezleri de bundan fazlasıyla nasibini aldı.
Yine Bardakoğlu ve Görmez’in Diyanet’te etkili olduğu sırada Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı olan Mehmet Aydın’a da dikkat çekmek isterim. Fazlurrahman’ın en büyük hayranlarından olan bu zat “Kur’ân-ı kerimdeki bilgilerin yüzde kırkı atılmalıdır” diyerek kimlerin emrinde çalıştığını ve nasıl bir İslam arzuladığını ortaya koymuştu.
Bakınız Fazlurrahman’ın insanı dehşete düşüren şu fikirlerine de dikkat kesilelim:
“Dinî modernizmin yapmak zorunda olduğu ilk şey İslam hukukuna, şeriata değişiklik getirmektir.”
O, bu ifadesiyle Kur’ân-ı kerimdeki ve hadis-i şeriflerdeki hükümlerin zamana göre istenildiği şekilde değiştirilebilmesini savunmaktadır.
“Peygamberin vahiy olayında hissettikleri manevi bir histir. Bu hisleri ihtiyaç oldukça doğrudan kelimelere dökülmüştür.”
Fazlurrrahman’ın bu ifadeleri ise vahyin Allah tarafından indirildiği ve Allah kelamı olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz mı? Böylece ona göre Kur’ân-ı kerimin Hazreti Peygamberin hayalen gerçekleştirdiği keyfi bir tasarruf olduğu ortaya çıkar.
Evet, Kur’ân-ı kerimi ortadan kaldırdıktan sonra din mi, iman mı kalır?
Amerika, İngiltere ve beynelmilel siyonist güçler, “İslam Düşüncesi” diyerek müesseseler kurdurmakta, Kur’ân’sız ve Peygambersiz bir İslam’ın kapısını aralamaya çalışmaktadırlar.
Pensilvanya’ya, Chicago’ya aldıkları şahısların İslamiyet’i yıkan fikir ve düşüncelerini Müslüman ülkelerine empoze etmekte pek maharetli davranmaktadırlar. Zira içeride onların yetiştirmeleri, bu görevi, Şövalye Ruhu(!) içerisinde yerine getirmektedirler.
Nitekim Chicago’da Fazlurrahman’ın başında bulunarak İslam ülkelerine reformist bilim adamları yetiştirdiği bölümün adının İslam Düşüncesi olmasıyla, Mehmet Görmez’in şimdi başkanı olduğu enstitünün adı, size aynı mihrakın ürünleri olduğunu ve İslamiyet’teki yıkım faaliyetinin hız kesmeden devam ettirilmek istendiğini göstermiyor mu?
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil
Türkiye Gazetesi – 7.12.2018
Paylaşın:
0 Yorum
Önceki İçerik
Sünnet İslam’ın İkinci Ana Kaynağıdır – Mehmet Şevket Eygi
Sonraki İçerik
İslâm’ın Hükümleri Zamanla Değişir mi? – Ömer Faruk Korkmaz

Beğenebileceğiniz Yazılar

HANGİ DİYANET, SÖYLER MİSİNİZ SAYIN MÜFTÜM!

8 Ağustos 2018

Dinde Reformcu Yaklaşımlar Veya Dinî Modernizmin Yükselişi -III-...

4 Haziran 2018

Tarihselciliğin Tarihi – Hasan UÇAR

7 Haziran 2018

Görmez Fikirlerinden Gerçekten Döndü Mü?

13 Haziran 2018

Mehmet Âkif Ersoy

4 Haziran 2018

İmam Gazali Karşıtları Mehmet Oruç

4 Haziran 2018

“Kur’an İslamı / Kur’âniyyûn” Anlayışı İtikadi Bir Sapmadır!

13 Haziran 2018

Kur’an Hangi Esaslara Göre Anlaşılır?

4 Haziran 2018

Kişisel Gelişim Ayetleriymiş!

18 Haziran 2018

Fazlurrahmancılık Afeti Ve Diyanet

13 Haziran 2018

Yorum Yazın Cevabı İptal Et

Sosyal Medyadan Takip Edin

Din Tahripçileri Listesi

  • Tarihte Din Tahripçileri

    • Ali Şeriâti

    • Cemalettin Afgani

    • Elbânî

    • Fazlurrahman

    • Humeyni

    • İbn-i Teymiyye

    • Mevdudi

    • Muhammed Hamidullah

    • Muhammed Abduh

    • Muhammed Esed

    • Musa Carullah

    • Reşit Rıza

    • Seyyid Kutub

    • Şevkani

  • Günümüz Din Tahripçileri

    • Abdülaziz Bayındır

    • Alparslan Kuytul

    • Ankara İlahiyat Teologları

    • Bayraktar Bayraklı

    • Cemal Nur Sargut

    • Fethullah Gülen

    • Haydar Baş

    • Hayrettin Karaman

    • Hüseyin Atay

    • Mustafa İslamoğlu

    • Mehmet Okuyan

    • Mustafa Öztürk

    • Nurettin Yıldız

    • Süleyman Ateş

    • Süleyman Uludağ

    • Yusuf el-Kardavi

    • Bazı Diyanet Mensubları

    • Zakir Naik

    • Üveysilik

    • Fatih Nurullah

    • Taslaman – Dorman

    • Uğur Koşar

    • Fatih Tezcan

    • İsrafil Balcı

Twitter

IBNI TEYMIYYE'NIN ANORMAL GÖRÜŞLERI Allah’ın mekanı için de sınır vardır. Allah Arş’ının üzerinde, göklerin üst… https://t.co/fe7Sz475eu

02-Sep-2018

Cevapla Retweet Beğen
Tipik bir Nurettin Yıldız Sokuşturması! Hz Peygamber (sav)'in olduğu yere nasıl lanet iner? "Lanet inecek" lafz… https://t.co/iFyPeWvsGc

02-Sep-2018

Cevapla Retweet Beğen
Iki ajan bir karede ve her sakallıyı müslüman sanan garip bir hesap... https://t.co/OvBJW3RNaw

01-Sep-2018

Cevapla Retweet Beğen

Faydalı Siteler


Din Tahripçileri
  • Facebook
  • Twitter
  • Youtube

@2018 - dintahripcileri.com.


Yukarı