Şî’a’nın Sırf Kurân-I Kerîm İn Tahrif Ve Tahribi Konusuna Tahsis Ettikleri Müstakil Eserler- Prof. Dr. Durmuş Ali Kayapınar
13)Ahmed b Muhammed b HâlidiT-Berkî’nın (274/887) ‘Kitâbü’t- Tahrifi.
14)Es-Sıka Muhammed b Hâlıd’ın ‘Kitâbti’t-Tenzîl ve’t-Tağyir’.
15) Eş-Şeyh Ali b Hasen b. Fezzâl’ın (290/902) “Kitâbü ‘t-Tenzîl Mine ‘l-Kur’ân ve ‘t-Tahrîf’i.
16) Es-Sika Ibnü’l-Haccâc diye tanınan, Muhammed b. Abbas b. Ali b. Mervâııi’l-Mâhiyâr’ın “Kitâbü Kırâeti Emîril-Mü’minm”! ile “Kitâbü KırâetiEhlVl-Beyt”i.
17) Ebü Tâhir Abdülvâhidi’bni OmeriT-Kummî’nin “Kitâbün Fi Kırâeti E mîrî 1-Mü ‘minin ve Hurûfihi”sı 111
18) Şia’nın en mu’teber muhaddisi en-Nûri et-Tabersî’nin (548/1153) isminden de açıkça anlaşılacağı üzre sırf bu konuya tahsis ettiği: “Faslü’l- Hıtâb Fi İsbâtı Tahrifi Ki tâbi Rabbi’l-Erbâb”\… Bu ismi türkceleştırecek olursak: “Rahlarm Rabbı Allah’ın Kitabının Tahrif Edildiğinin îsbâtma Dâir Son ve Kesin Söz” diye biliriz. Bu kitâb sâdece Kur’ân’ın tahrif ve tahkîkıyle ilgili uydurma hadislerle doludur. Önemli ve diğer çoğu kitapların bu kitabı, konuyla ilgili ana kaynak ittihâz edindikleri için ayrıca tanıtmak istiyoruz
Ayrıca İran’dan sonra en kalabalık şıl topluluğunu içinde barındıran Hmd Kıt’ası’nın Şıı âlimlerinin sırf bu konuya tahsîs ettikleri kitaplar var. Burada birkaç örnek de bunlara verelim:
19) Es-Seyyid Hâmid Huseyni’I-Kühnevî’nın intikam öneren “Istiksâ- ü’l-Efhâm ve Isûfâül-Intikâm”\.
20)Mırzâ Ahmed Sültân’ın farsça “Tashîf-i Kâtibin veya Târiha-i Kur’ân-ı Mübîn” \112
21)Es-Seyyid Nasır Huseyn’m “Raşku’n-Nibâl Alâ EshâbVz-Zalâl: Ehl-i Zalâle (Yani sapık ehli sünnete) okların yağdırılması” adlı kitabı.
22) Şemsü’l-Ulemâ Zeydî el-Müstebsıri’1-Azîm Abâdî’nin Urduca “Mısbâhu’z-Zulm: Zulüm Lambası” adlı kitabı.113
Ve daha nice eser, risale, makâle, kendi içlerinde ve okullarında yaptıkları özel öğretim, konferans ve sohbetler…
Bütün bu Şî’a ulemâsı kitaplarının isimlerinden bile açıkça anlaşılacağı üzere. Kur’ân’ın tahrif edildiğini ısrarla savunmaktadırlar. Ayrıca bu konuda kitap yazan ya da bu konuya kitaplarında geniş yer veren Şî’a ulemâsı da sâdece bunlardan ibaret değildir. Bu büyük literatür bize Şı a’nın elimizdeki Kur’ân’a inandığına dâir sarf ettikleri sözlerin bir takıyye politikasından ileri gitmediğini göstermektedir.
Asrının İmâmı Zahirî İbnü Hazm’ın (456/1063) de dediği gibi. îmâmiyye, yanı Şî’a’nm eski yeni ortaya attığı: “‘-Kur’ân değiştirilmiştir. Ondan .olmayan bir takım ilâveler ve birçok eksiltmeler yapılmıştır. ‘114 “gibi iddialar ve hırisliyanların. Şia’nın bu iddialarını örnek alarak Kur’ân’da tahrifat yapıldığını ileri sürmelerinin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Şi a’nın bu iddiaları ne Kur ân-ı Kerim, ne de miıslümanlar için asla deli! Teşkil etmez. Çünkü ne onlar bizdendir, ne de biz onlardanız… ” 115
Hiç bir devir yoktur ki Şî’a bu sapık iddialarını kuvvetlendirmek ve Kur’ân’in muharref olduğu inancını mensuplarının kalbinde canlı tutmak için birçok eserler yazmamış. Şiilerin yaşadığı hiç bir ülke yoktur ki kitapları ve sözlü vazıh çeşitli yayınlarında bu sapık fikirlerini yayma ışını aralarında paylaşarak yürütmemiş olsunlar.116
Dünden bugüne hiçbir Şî’î âlim yoktur ki eserlerinde bu menfur inancın dışına çıkmış olsun.
Şî’a’nm yüce şeyhi. “Aslü ‘ş-ŞVa ve Usûlühâ” kitabının yazarı Muhammed Huseyn Al-i Kâşifi’1-öıtâ (1373/1953) gibi bir iki Şî’a âlımı çıkmış da, bu sapık iddiaların tersine ehl-i sünnetin görüşüne yakın bırşeyler yazmış, ya da söylemışse; bilinmelidir ki bu, insanları aldatarak kurduktan tuzaklara düşürmek ve duyarsız hâle getirerek sapıklıklarının ağları içme alabilmek için planladıkları bir uygulamanın ürünüdür.
Bunun en açık delili adetâ kitâbmı şîıler için değil de Sünnîler için yazmış olan mezkûr Kâşifü’l-Ğıtâ’nın şu sözleridir:
“Bizim belirlediğimiz anlamda “İmamef’e inananlar, özel anlamda mii’min; imanlarını Şia’nın “Erkân-ı Erba’a”sına inhisar ettirenlerse genel anlamda hem miislim, hem de mü ‘mindirler. Böylelerinin canı, kanı, malı, ırz ve namuslarının saygınlığı ve dokunulmazlığı; yoklukları hâlinde bütün bunların dokunulmaz ve muhterem sayılarak korunmalarının vücûbu üzerinde bütün İslâm ahkâmı geçerlilik arzeder. Nedeni, aynı kimse “İmamefe inanmaması hâlinde -Allah korusun-müsliiman olmaktan çıkar.”117
Bununla beraber Şî’a’nm temel prensiplerini bilenler, onlara göre, “İmamet Dîni” ile dînlenmeyenin dîninin ve buna kesinlikle inanmayanın îmânının olmadığını bilirler. Nitekim “İmâmiyye” imamlarından herhangi birine inanmayanın ve Allah’ın onlara kayıtsız şartsız itaati farz kıldığını inkâr edenlerin sapık ve ebedî olarak cehennemlik odukları üzerinde ittifak etmişlerdir.118
Şi’a şeyhlerinden Lutfullah es-Sâfî, sünnilere karşı Şî’a’nın Kur’ân’m tahrifi inancını savunurken:
“Böylesi konularda aramızda ihtilâf çıkarmamız doğru olmaz. Zira bu davranış, müsteşriklerin eline Tevrat ve İncil ‘de olduğu gibi müsliimanların mahfuz ve masun olduğunu iddia ettikleri Kur ân ‘da da gerçeğe aykırı şeyler bulunduğuna dâir silah vermek olur… ” demiştir.119
Bir taraftan Kur’ân’dan ismen tasrîh ederek:
‘ ‘Sûre tü ‘n-Nurayn,120 Sure tti’ /- Ve lâye,121 Sûre tü ‘l-Hafd,122 Sûretü’l-Hal”123 gibi bir çok sûrelerin çıkartıldığını, Ahzâb Sûresi’nin Bakara sûresinden uzun bir sûre iken birçok âyetlerinin yok edildiğim, aslında altıbin küsur olan Kur’ân âyetlerinin, 18.000 âyet iken hepsinin tahrîb ve imha edildiğini, Alî Mushaf’ı, 123 Fâtıme Mushafı 124 ve el-Câmiamıza inzal edilen gerçek Kur’ân olup herşeyi içme aldıklarını ve içlerinde bugün ellerde dolaşan Kur’ân’dan bir harf bile bulunmadığını iddia edeceksiniz; öbür taraftan da yavuz hırsız misâli ev sahibine üstün çıkarak sünnîleri müsteşriklerin eline silah vermekle suçlayacaksınız!…
Aslında Şi a’nm kendisi, sıyâseten batıya, özellikle Amerika’ya kafa tutması dışında a dan, z ye her şeyiyle müsteşriklerin elindeki .eşsiz silahtır. İslâm’ın ana kaynağı Kur’ân ve ikinci kaynağı hadis’z yönelttikleri saldırılar, ehl-i beyt sevgisi duygusallığına kapılarak uydurdukları bunca iftiraları ne tarihî gerçekler ve ne de hadîs gelenek ve vüsûkuyla asla bağdaşmayan düzme delillerle müsteşriklerin, zındıkların, dürzîlerin, yahûdîlerin, hırıstiyânların ve diğer tüm İslâm düşmanlarının arayıp da bulamadıkları tükenmez hazîne ve bitmez cephane durumundadır. Gel gör ki buna karşı ehl-i sünnet büyük çoğunluğu ile maalesef daha mezhebinin ne ve elindeki altının ne değerde olduğundan habersiz derin uykuya dalmış uyumaktadır. Ve gâlıbâ sûr-u İsrafil’i beklemektedir. Yukarda verdiğimiz örnekler arasında En-Nûrî et-Tabersî’nm Faslü’l-Hitâb FîlsbâtiKitabiRabbi’l-Erbâb’ı Şiilerin iç yüzünü ve bu konuda dış düşmanlara ne kadar kıymetli ve mebzul miktarda malzeme vermiş olduklarım açıkça ortaya koymaktadır. Şimdi bu kitabı ve muhtevasını tanıyalım. 126
111 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 48.
112 et-Tahrânî, Ağa Büzürk, ez-Zerî’a ilâ Tesânifi’ş-Şî’a: 2/31: Zahîr, İhsan İlâhî, eş-Sî’atüve’l-Kur’ân: 93-94.
113 et-Tahrânî, Ağa Büzürk, ez-Zerî’a ilâ Tesânifi’ş-Şî’a: 21/113: Zahîr, İhsan İlâhî, eş-Sî’atü ve’l-Kur’ân: 93.
114 İbnu Hazm, el-Hâfız, el-Faslu Fi 1-Milel ve ‘n-Nihal: 4/182.
115 İbnu Hazm, el-Hâfız, el-Faslu Fi 1-Milel ve ‘n-Nihal: 2/78.
116 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 93.
117Kâşifü’l-Ğıtâ, Muhammed Huseyn. Aslü’ş-Şî’a ve Usûlühâ: 103-104; Zahîr, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 95.
118el-Bahrânî, el-Hâşi,, el-Bürhân Mukaddimesi: 20; Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 95.
119 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve’l-Kur’ân: 15, 16, 18, 22.
120 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî ‘atü ve ‘I-Kur’ân: 14, 15
121 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve l-Kur’ân: 98.
122 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî ‘atü ve I-Kur’ân: 141.
123 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî ‘atü ve I-Kur’ân: 34.
124 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve l-Kur’ân: 32.
125 Zahir, ihsan ilâhî, eş-Şî’atü ve ‘l-Kur’ân: 31
126 Zahir, İhsan İlâhî, eş-Şî’atü ve ‘l-Kur’ân: 32.