Tasavvuf

Şeyhlik Babadan Oğula Geçer Mi?

Postnişinlik, şeyhlik, mürşidlik gibi mânevî makamlara istişare yahut seçimle gelinir mi? Bir kimse, ehil olmadan, sırf oğlu yahut akrabası olduğu için o zâtın vazifesini devralabilir mi? Mânevî yolda vazifelendirme usulü nedir?
Evliyâ’nın büyüklerinden Mansûr el-Betâhî Hazretleri’nin vefatı yaklaşınca hanımı:
-Efendi! Oğluna vasiyet et onu yerine vekîl bırak, dedi. Mürşidi-i kâmil olan Şeyh Mansûr el-Betâhî Hazretleri:
-Hayır, kız kardeşimin oğlu Ahmed Rufâî’yi yerime vekil bırakacağım, dedi.
Hanımı çok ısrâr etti. Ağladı.
-Oğlumuz varken sen başkalarını, yerine “şeyh” tayin ediyorsun. Bizden sonra çocuklarımızın kıymeti kalmaz, gibisinden çok söylendi.
O büyük zat, hanımını susturmak için, oğlu ile talebesi Ahmed Rufâî’yi yanına çağırdı.
-Gidin bana biraz çiçek toplayın getirin, dedi. Gittiler. Oğlu, demet demet çiçekler getirdi. Her biri değişik renkteydi. İnsanın içini açıyordu. Hoş kokular saçıyordu.
Ahmed Rufâî ise eli boş döndü. Boynunu büktü. Mahçûp bir edâ ile hocasının yanına geldi. Hocası:
-Neden çiçek toplamadın, diye sordu.
Üzüntülü bir şekilde cevap verdi:
-Efendim! Elimi uzattığım her çiçek, Allahü Teâlâ’yı tesbîh ediyordu. Koparmaya kıyamadım.
Hanımı; bu hâli görünce şeyhliğin babadan oğula miras yolu ile geçen bir makam, mevki, saltanat ve mal olmadığını anladı. Sesini çıkarmadı. Isrârından vazgeçti.
Gözyaşları
Seyyid Ahmed Rufaî Hazretleri buyurdu:
“Tarîkat, şeyhlik ve evliyâ olma derecesi, dede ve babadan kimseye miras kalmaz. Çalışmakla olur. İbâdetle olur. Gözyaşları dökmekle olur. Müslümânları sevmekle olur.”
Sahte Şeyhlerin Sohbeti Zehirdir
İmâm Rabbânî Hazretleri sahte şeyhler için şöyle buyurdu:
“Ermeyen bir şeyhin çevresinde bulunmak, onunla sohbet etmek ve ona bağlanmak, zehirli bir kılıç ile yaralanmaktan daha beterdir. Zehirli kılıç, insanın maddî hayatını alır; sahte şeyhler, insanın mânevî hayatını öldürür.”
İddia Sahiplerinden Uzak Durmak Gerek
Şeyh İmâm Allâme Müfessir Muhakkik Seyyid İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) Hazretleri buyurdu:
“Babadan, âbâ ve ecdâddan miras yoluyla şeyhlik iddia edenlere asla tâbi olmamak gerekir. Çünkü babadan miras yoluyla şeyhlik iddia edenlerin, hakîkat âlemine götüren tarîkatta, bir hidâyet ve nasipleri yoktur.”
Bunlara, yâni miras yoluyla şeyhlik makâmına oturanlara uymak uygun değildir. Bunlara uymak ve onlara murid ve talebe olmak câiz değildir. (Muhammed Ma’sûm Fâruki gibi babasından sonra, onun yerine geçen bir kimse varsa da bu, o zâtın kendi durumu ile ilgilidir. Böyle bir zât ile kıyas yapmak yersizdir. İslâm târihinde rüşd ve hidâyeti onunki kadar yaygın olan bir âlim ve mürşid görülmemiştir. Dokuz yüz bin kişi ona talebe olup elinde tövbe etmiş, talebelerinden yüz kırk bini evliyâlık mertebelerine kavuşmuş, yedi bini de mürşid-i kâmil, tam ve olgun bir âlim olarak yetişip irşâd ile emrolunmuştur.)

İmam Rabbânî hazretleri sahte şeyhler için şöyle buyurdu:

“Ermeyen bir şeyhin çevresinde bulunmak ve onunla sohbet etmek ve ona bağlanmak, zehirli bir kılıç ile yaralanmaktan daha beterdir. Zehirli kılıç insanın maddî hayatını alır, sahte şeyhler, insanın manevî hayatını öldürür.”[4]

[1] Evliyâlar Ansiklopedisi c. 8, s. 98

[2] Mecâlisi Ahmed Rufâî, s. 47.

[3] Mukaşefetu’l- Kulub el-Mukarribu ila allamul-Ğuyub S.48 İmam Ebu Hamid el- GAZÂLİ Dar’ul –Ma’rife 1996 Beyrut

[4] İmam Rabbânî hazretleri, Mektubat; c. 1, s.73, Mektup: 61

[5] Ruhu’l-Beyan tefsiri: c. 1, s. 274,

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu