Nurettin Yıldız’ın: ‘İmam-I Rabbani de Muhyiddin Arabi’ye Düşmandı, İbni Teymiyye de Düşmandı’ Sözüne Cevap
Nurettin Yıldız: İmam-ı Rabbani ve İbni Teymiyye metod ve hareket olarak aynıdır. Sadece yaşadıkları coğrafya farklıdır. Aralarında fark yoktur. İkisi de mücedditdir. İkisi de İbni Arabi düşmanı…
İmam-ı Rabbani Hazretlerinin Mektubat’ında İbni Arabi Hazretleri Hakkındaki Görüşleri:
…Nasıl müctehid ictihadında hata ederse, sorumlu olmuyorsa, evliya keşfinde hata ederse sorumlu olmuyor. Ancak bu yanlış keşfe uyanlar sorumlu oluyor. Hiçbir müslüman da İbni Arabi hazretlerinin yanlış keşiflerine uymaz. Onun hakkında konuşanlardan bir kısmı haddi aşıyor, bir kısmı büsbütün mahrum kalıyor. Evliyanın büyüklerinden olan Muhyiddin-i Arabi hazretleri, keşiflerindeki hatalardan dolayı büsbütün reddedilemez. Onun vahdet-i vücud bilgisi, görünüşte, ehl-i sünnet itikadına uymuyor ise de, uydurulması kolaydır. Aradaki farkın, yalnız sözde ve kelimelerde olduğunu gösterdim. (m.266)
Kıyas ve ictihad, dinin 4 temelinden biridir. Evliyanın ilhamları böyle değildir. Bunlara uymaya emrolunmadık. İlham, yalnız sahibi için delildir, başkaları için senet değildir. Tasavvufçuların, ehl-i sünnete uygun olmayan sözlerine uyulmaz. Fakat, onlara iyi gözle bakarak dil uzatmamalı, şuursuz (vecd halinde söylenmiş) sözlerinden saymalıdır! [m.272]
Şeyh-i ekberi [yani İbni Arabiyi] caiz olmayan bazı bilgileri ile, yine makbuller arasında görüyorum. Evliya arasında bulunuyor. Onu reddeden, beğenmeyen tehlikededir. [Mektubat, c.3, m.77]
İbni Teymiyye’nin İbni Arabi (k.s.) Hakkındaki İthamları:
Daha sonra bir gurup sufi Allah Teala’yı bilme noktasında son velinin son peygamberden daha üstün olduğunu iddia etmiştir. Şeriat’a, akla, bütün nebi ve velilere muhalefet eden bu iddiayı İbn Arabi “Fütuhat” ve “Fusus”ta savunmuştur.[5] Bu anlayışı benimseyen insanların küfrü, Yahudi ve Hristiyanların hatta Arap müşriklerin küfründen daha ileri derecedir.[6]
İbn Teymiyye, İbn Arabi’nin gerçekte peygamberlik iddiasında bulunmak istediğini fakat bunun imkansız olduğunu fark edince son veli olarak ortaya çıktığını iddia etmektedir. Ona göre İbn Arabi, son velinin Allah Teala’yı bilme noktasında son nebiden daha üstün olduğunu savunmaktadır. Çünkü son veli bilgiyi peygambere vahiy getiren meleğin aldığı yerden almaktadır.[13]
İbn Teymiyye “Mecmuu’l-Fetava” başta olmak üzere hemen her eserinde İbn Arabi’nin Allah Teala’yı mevcudatın aynısı kabul ettiği ve ondan başka varlık tanımadığını iddia etmektedir.
İbn Arabi’ye isnat ettiği “Ondan başka varlık yoktur.” görüşünü açıklarken şunları söyler. O, bu ifadeyi Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem’in “sözlerin en doğrusu şair Lebid b. Rebia’nın ‘Dikkat edin Allah Teala’dan başka her şey batıldır/yok olacaktır.” şiirinde ve “Onun zatından başka her şey yok olacaktır.”[21] ayetinde olduğu gibi eşyanın varlık ve idaresinin Allah Teala’nın emriyle olduğu anlamında kullanmamıştır. Eğer İbn Arabi ve müntesipleri bu manayı kasdetmiş olsalardı bu doğru bir anlama (eş-şuhudu’s-sahih) olurdu. Fakat onlar Allah Teala’nın mevcudatın aynısı olduğunu iddia etmektedirler. Bu ise küfürdür.[22]
[5] Ebu’l-Abbas Takıyyüddin Ahmed b. Abdilhakim İbn Teymiyye, el-Furkan beyne Evliyai’r-Rahman ve Evliyai’ş-Şeytan, Beyrut, 2003, s. 102
[6] İbn Teymiyye, el-Furkan, s. 107.
[13] İbn Teymiyye, Kitabu’r-Redd, s. 347.
[22] İbn Teymiyye, Mecmu’u’l-Fetava, Beyrut, ty., X, 342.