Mustafa İslamoğlu

Mustafa İslamoğlu Ve Kadın Meselesi

İslâm’ın hükme bağlanmış konuları, 1400 yıllık icmâya muhalefet edilerek yeniden tartışmaya açılmakta ve bazı kimseler tarafından şu şekilde dillendirilmektedir:

‘Özel hâllerinde kadınları kimse mescide girmeye, Kur’ân okumaya …zorlamıyor; ama onlar farklı (câiz diyen) ictihada uyar da bunları yaparlarsa yine kimsenin onları engellemeye veya kınamaya hakları olamaz.’ (http://www.hayrettinkaraman.net/yazi/hayat2/0039.htm)

Buhâri’nin bu babın ismini “Âdetlinin tavaf hariç haccın tamamını îfâ etmesi babı” koymasından maksat, hayızlının ve onun anlam alanına giren cünüp kimsenin hiçbir ibâdetten men edilemeyeceğidir… (M. İslamoğlu, Yahûdîleşme Temayülü, s. 287)

Kâbe, mescidlerin anasıdır. Eğer, mescidlerin anasında âdetli kadının bulunması câizse; diğer mescidlerde bulunmasında ne gibi bir beis olabilir?…(M. İslamoğlu, Yahûdîleşme Temayülü)

Âdetli kadınların Kur’ân okumak, câmiye girmek vs. ibadetleri yapmaları uygun mudur?

Hayızlı kadın neler yapabilir, neler yapamaz?

a. Hayız ve Nifaslı Kimseler Oruç Tutamaz, Namâz Kılamazlar

Muaze şöyle anlatmaktadır: Hz. Âişe (r.anhâ)’ya, “Hayızlı kadın, orucu kaza ettiği hâlde, neden namâzı kaza etmiyor?” diye sordum. O, “Biz bu durumla karşılaştığımızda Resûlullâh (s.a.v.), orucu kaza etmemizi namâzı ise kaza etmememizi emrederdi.” diye cevap verdi.

Ebû Saîd el-Hudrî (r.a.)’nin nakline göre kadınların dînen noksanlıklarının ne olduğu sorusuna cevap vermek amacıyla Hz. Peygamber (s.a.v.), “Kadın hayız olduğunda namâz kılıp oruç tutmaz değil mi?” buyurmuştur. Bulûğu’l-Merâm’da (c.1, s. 23) zikredildiği üzere hadîsi, Buhârî ve Müslim rivâyetetmiştir. Hadîslerin, hayızlı kadının namâz kılamayacağı ve oruç tutamayacağına delâletleri açıktır.349

b. Kur’ân Okuyamazlar

İbn Ömer (r.a.)’in nakline göre Hz. Peygamber (s.a.v.), “Cünüp ve hayızlı olan, Kur’ân’dan bir şey okumasın.” buyurmuştur. (Ebû Dâvud, İbn Mâce)

İmâm Tirmizi şöyle demiştir: “Bu hüküm; çoğu âlimlerin, Resûlullâh (s.a.v.)’in ashâbının, tâbiînin ve ondan sonrakilerin (Süfyan es-Sevrî, İbn Mübarek, Şafiî, Ahmed, İshak b. Rahuye gibi) kavlidir. Hanefîlerde de hüküm budur.”

c. Mushaf’a El Süremezler

Zîrâ Allâhü Te‘âlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor: “O’na (Kur’ân’a) ancak çok temiz olanlar el sürebilir.” (Vâkıâ s. 79)

Âlimler, bu âyete göre Kur’an’a abdestsiz dokunulamayacağını söylemişlerdir.

Nesâî, Amr İbn Hazm’dan rivâyet etmiştir ki; “Resûlullâh (s.a.v.)’in Yemen ehline, sünnetler, farzlar ve diyetler hakkında yazdığı mektupta, Kur’ân’a ancak temiz olanlar el sürebilir kaydı vardır.”

Bu hadîs; Malik, Şâfiî ve İmâm-ı Â’zâm Ebû Hanîfe’nin de kavlidir.

d. Mescide Giremezler, Beytullah’ı Tavaf Edemezler

Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: “Resûlullâh (s.a.v.) geldi ve ashâbının evlerini, mescide açılır bir hâlde gördü ve dedi ki; bu evlerin kapılarını, mescidden başka bir tarafa döndürün; çünkü ben hayızlıya da cünübe de mescide girmeyi helal kılmam.” (Ebû Dâvud)

İbn-i Mâce, Ümmü Seleme (r.anhâ)’den şöyle dediğini rivâyet etmiştir. Resûlullâh (s.a.v.), bu mescide girdi ve en yüksek sesiyle şöyle seslendi: “Muhakkak mescidlere girmek cünüb ve hayızlıya helâl değildir!”

“Allâh Resûlü (s.a.v.), bayramlarda hayızlı kadınların da câmiye gelmelerini emretmiş…” sözüne gelince; o devirde bayram namâzı, bilindiği gibi şehir dışında musalla denen açık arazide eda ediliyordu. Mâlumdur ki burası, mescid hükmünde değildir.350

“Ka’be, mescidlerin anasıdır. Eğer burada âdetli kadınların bulunması câizse; diğer mescidlerde bulunmasında ne gibi bir beis olabilir?” sözünün cevabına gelince; el-Hîdaye şerhi Fethul-Kadîr’de şöyle geçiyor: “Cünüb olarak tavaf etmenin haram olması, mescide girmenin (herhangi bir mescid) haram olmasıyla bizzat alakalı değildir. Bilakis, tavafta, taharetin (abdestli olma hâli) vâcib olması sebebiyledir. Bu sebeple eğer, faraza orada mescid olmasa (sadece arsa olsa) kadına, tavaf etmek yine haramdır. Çünkü Beytullah’ı tavaf etmek namâzdır (bazı yönlerden namâza benzer).”

e. Kocası İle Münasebette Bulunamazlar

Kur’ân-ı Kerîm’de; “Onlara (kadınlara) temizleninceye kadar yaklaşmayın.” (Bakara s. 222) buyrulmuştur.

Resûlullâh (s.a.v.), şöyle buyurmuştur: “Nikâhın (cimânın) dışında (yakınlaşmak adına) her şeyi yapabilirsiniz.”351

Ebû Dâvud, Abdullah İbn Sa’d (r.a.)’dan rivâyet etmiştir: “Resûlullâh (s.a.v.)’e, hanımım hayızlı iken bana neyin helâl olduğunu sordum. “Senin için izârın (peştamalın) üzerinden (faydalanmak) vardır.” dedi. (Yâni göbekle diz arasının dışında kalan kısımlardan)352

Dipnotlar

349 Eşref Ali et-Tehânevî, Hadîslerle Hanefi Fıkhı, Misvak Neşriyat, c. 1, s. 409-412
350 Ayrıca hadîste, “Hayızlı kadınlar musalladan uzak dururlardı.” kaydı vardır. (Buharî, Hadîs No:324)
351 Müslim, Ebû Dâvud, Tîrmîzi ve diğerleri Enes (r.a.)’den
352Fethu’l Kadîr, c. 1, s. 169

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu