Kadına Şiddetle Mücadele Günü
Pek çok kadın örgütü meydanlara çıkacak ve her yılki ezberlerini tekrar edecekler. “Erkek Şiddetine Hayır” diyecekler, “Aileniz batsın” diyecekler vs.
Peki,
Finlandiya’da bütün cinayetlerin yaklaşık %65’inin,
İsveç’te bütün cinayetlerin yaklaşık yarısının,
İngiltere ve Galler’de şiddet suçlarının yaklaşık yarısının,
Avustralya’da eş-sevgili cinayetlerinin %87’si’nin,
İrlanda’da aile içi şiddet vakalarının %59,6’sının,
Alkolle ilişkili olduğunu söyleyecekler mi?
Tabii ki hayır.
Alkol kötüye kullanımı veya bağımlılığında hiç tanı almayanlara oranla saldırganlık prevalansının 12 kat; madde bağımlılığında ise 16 kat daha fazla olduğunu;
Fiziksel şiddet uygulamasının alkol alındığı günlerde 8 kat daha fazla olduğunu, alkol ve kumar birleşince kadına şiddeti 50 kat arttırdığından bahsedecekler mi?
Şiddetin kullandığımız ilaçlarla ilişkisine değinecekler mi?
Emin olabilirsiniz: Hayır.Tek bir kelime alkolden, kumardan, ilaçlardan, yoksulluktan, bahsetmeyecekler.
Dünya Sağlık Örgütü’nün şiddetin faili için saydığı 25, mağduru için saydığı 27 risk faktöründen, Debarbieux’un saydığı 36 risk faktöründen hiç birine değinmeyecekler.
Bize dayattıkları toplumsal cinsiyet eşitliğini en iyi uygulayan ülkelerde kadına şiddetin nasıl arttığını, tecavüz oranlarının nasıl korkunç boyutlara geldiğini, evlilik dışı doğumların ve kürtajın nasıl sıradanlaştığını anlatmayacaklar.
BM’nin 2019’da yayınladığı Küresel Cinayet Raporu’na göre yoksulluk, alkol ve uyuşturucunun cinayetlerin önemli risk faktörü olduğunu; 17 ülkeden elde edilen verilere göre, cinayetlerin %37’sinin bir madde etkisi altındayken, bunların %90’ını alkol etkisi altındayken işlenen cinayetler olduğunu söylemeyecekler.
“Aile=şiddet”, “Erkek=şiddet” diye bağırıp gidecekler.
Rockefeller, Soros, Ford kimi suçlamalarını istiyorsa onu suçlayacaklar. Parayı kimden alıyorlarsa, onların davulunu çalacaklar. Gerçeğin değil manipülasyonun sesini duyacağız.
Ve tabii ki şiddet artmaya devam edecek.
Mücahit Gültekin