İslâm’ın Kurandan Sonra En Sağlam Kaynakları ‘Kütüb-Ü Sitte’, Buhârî Ve Müslim’e Saldırılar- Prof Dr. Durmuş Ali Kayapınar
İslâm düşmanlığını meslek edinen bu insanlar, müslümanların, peygamberlerinin hadîslerini toplarlarken, gerek o hadîsleri nakleden kimselerin isimlerini oluşturan senedlerde ve gerekse hadîslerin metinlerinde gösterdikleri titizliğin esen olan ‘Hadis Usûlü’, ‘el-Cerh ve’t-Ta’dü’ gibi ilimlerin muazzamlığını pek âlâ bilirler.
Ve bu sahada geliştirilen “Tenkid Metodu”nu dünyanın hiçbir zaman tanımadığım da bilirler. Bu metodlardan kendileri de kendi menfur gayelerini gerçekleştirmek için a’zamî derecede yararlanırlar. Döner bir de, yanlışın geçmesine asla imkân vermeyen bu müthiş metodun eseri olan hadîslere, ümmetçe en üstünü, Kur’ân’dan sonra ilk dînî kaynak kabul edilen Buhârî ve Müslim hadîslerine kadar “mevzu”.uydurma damgası vurmakta te- reddüd etmezler. Halbuki İmâm Buhârî’nin koyduğu şartlardan Rasûlüllah S.A.’in sözlerinden başka bir sözün geçmesi asla mümkün değildir Bu adamlar bu amansız ve tabansız savaşı, kendi Tevrat ve İncîlleri, müslümanlarca “mevzu”: uydurma olarak ilân edilen hadîs(!)lerden daha muharref, daha uydurma ve çok daha gülünç halde iken nasıl sürdürüyorlar? bilinmez!…
İmâm Buhârî (256/869) 600.000 hadîs içerisinden eleye eleye sâdece 4.000 kadarını “Sahîhu’l-Camz”ıne almış ve şartlarına uygun olmasına rağmen, okuyucuları bıktırmamak için birçok sahîh hadîsleri Sahîh’ı dışında bıraktığını ve kitabına almadığı sahîh hadîslerin aldıklarından daha çok olduğunu söylemiştir. İmâm Ahmed b. Hanbel de (241/855) 30-40 bin hadîsten oluşan el-Müsnedini 1.000.000 hadîs içerisinden
170 seçtiğini söylemiştir.
Sanırım bizim, aslında İslâm düşmanlarının körüklediği bu mevzu’ hadîs furyasına kapılıp “Kütüb-ü Sitte” gibi ince eleklerden elenmiş ve ümmetin icmâ’ı ile hüsn-ü kabul görmüş hadîs kitaplarıyla değil de, bu kitaplar dışında kalan sahih hadîsleri bulup çıkarmakla uğraşmamız gerekmektedir Sanırım onlar içinde bir çok hazînelerimiz bizim kendilerini bulup çıkarmamızı ve Müslümanların hizmetine sunmamızı beklemektedir.
Yine sanırım bizim, aslında İslâm düşmanlarının ikide bir ortaya atıp körüklediği bu “Mevzu’ Hadîs” furyasına kapılıp “Kütüb-ü Sitte” gibi, ince eleklerden elenmiş hadîs kitaplarındaki hadîslerle uğraşmak yerine, ümmetçe mu’teber olan bu kitaplar dışında kalan sahîh hadîsleri bulup çıkarmamız, en az bu düzme “Mevzu’ât”ı ayıklamak kadar önem taş ısa gerektir. Zira bizim zayıf, hatta mevzu’ denilen hadîslerimiz bile. yukarıda gördüğümüz gibi, Goldziher’in önünü çektiği İslâm düşmanlığında işbirliği eden Yahûdî ve hırisUyanların kitapları olan Tevrat ve İncil’in metinlerinden çok daha sağlam, çok daha ilâhî ve çok daha semavî olsa gerektir.
170 Naîm, Ahmed, Sahîhu Buhârî Muhtasarı Tecrîd Tercemesi: 63.
Goldzıher’ın (1850-1921). ed-Dârekutnî’nın (385/995) Buharı (256/869) ve Müslim’in (261/875) 200 zayıf hadîs ihtiva ettiğine dâir kitap yazdığı. O Buhârî ki. 600.000 hadîsten eleye eleye sâdece 4.000 kadar hadîsi seçmiş. Sahîh’ıne almış ve almadığı sahîh hadîslerin aldıklarından daha fazla olduğunu 180
söylemiştir.
O Buhârî ki. “Kebîr”, “Evsat”e “Sağır” adıyla üç târih yazmış, bu eserlerinde sahabeden kendisine kadar, senedlerinde yer verdiği erkek, kadın, sıka. zaîf 40.000 kadar hadîs râvîsını incelemiş; kendisinden sonra el-Hâkim en-Nısabûri (405/1014) Buhârî’nın bu kitaplarına aldığı râvîlerın mecruh olanlarını tesbît için müşteki! bir kitap yazmaya kalkışmış da, Buhârî’nin tanıttığı bu 40.000 râvî içerisinde, cerh için üzerinde durmaya değer 181 sâdece 126 kişiden başkasını bulamamıştır.
O Buhâri ki. Sahîh’i, bütün İslâm ümmetmce Kur’ân’dan sonra İslâm’ın en muteber kaynağı olarak ittifakla kabul edilmiştir.
Ve O Müslim ki, hemen hemen Buhâri kadar sağlam olduğu için hep “Sahihayn ” adıyla Buhâri ile birlikte anılmış ve ümmetçe hemen hemen aynı mevsûkivyet ve aynı yüksek değen hâiz olmuştur.
180 İslâm Ansiklopedisi:5/52; Goldziher. Muhammedaniche Studien: 11/257.
181 Naîm, Ahmed, Sahîhu Buhâri Muhtasarı, Tecrîd Tercemesi Mukaddimesi: 361.