Risale-i Nur

Ehl-İ Sünnetin Temel Prensibini Kabul Etmiyor

Ehl-i Sünnetin en temel prensiplerinden ve akaid metinlerinin en başına yerleştirilen kurallarından birisi; eşyanın hakikatı sabittir. Yani eşya, alem, insan vardır. Halbuki Said Nursi, buna muhalif olarak şöyle diyor:

“İşte, şu sırdandır ki, bazı ehl-i velâyet, dünyanın, dünya cihetiyle ademine hükmetmişler. Madem böyledir. Hayat-ı maddiye-i nefsiyeyi bırak; kalb ve ruh ve sırrın derece-i hayatlarına çık, bak: Ne kadar geniş bir daire-i hayatları var! Senin için meyyit olan mazi, müstakbel, onlar için hayydır, hayattar ve mevcuttur.” (Sözler, s. 443)

Yani Said Nursi, Yunan felsefe akımı olan Sofestanın dediği gibi, eşyanın varlığı sabit değildir ve yoktur, demiştir.

Halbuki en temel akaid metinlerinden olan Nesefi’nin ilk maddesinde şöyle der: “Ehli Hak (Ehli sünnet âlimleri) derki: Eşyanın hakikatleri sabittir, bunlarla (sabit olmaları ile) alakalı ilim, gerçektir. Bu, felsefecilerin hilafınadır.”

Nureddin Sabuni’nin Maturidi Akaidi metninde şöyle der: “İşte dünyanın ademine (yokluğuna) hükmetmek ancak Yunan felsefesinden gelmiştir.”

İmam Taftazani’ye göre bunlar ayrıca İnadiyye’dendir ve İmam Pezdevî’ye göre bu inançta olanlar küfür üzeredirler.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu