Diyanet

Görmez’i Başkan Yapan Görüşme Mi?

DİYANET OPERASYONUNDA BU GÖRÜŞMELERİN PAYI VAR MI?

http://ahmetdursun374.blogcu.com/mehmet-gormez-diyanet-abd-ye-calismiyor/9197648

Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Akif Emre, Odatv’de de kısmen alıntılanan, “Diyanet’e uluslararası rol mü?” başlıklı yazısında, yeni Diyanet İşleri Başkanı’nın, devir teslim sırasında, “dünyadaki tüm Müslümanlara, yeryüzünün tüm mazlum milletlerine, tüm Müslüman azınlıklara hizmet ilkesinden hareket edeceğini” şeklinde yaptığı açıklamaya dikkat çekmiş ve yazısını da bu açıklamanın üzerine oturtmuştu. Yeni Şafak’ın bir başka yazarı İbrahim Karagül ise 2007 yılında Timaş Yayınlarından çıkan “Hesaplaşma Yüzyılı” isimli kitabının “Diyanet işleri ve BOP” başlıklı bölümünde bakın neler yazmış:

 

“…Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Görmez, ABD Dış İşleri Bakan Yardımcılarından Matt Bryza ile görüşmesine yönelik spekülasyonlara verdiği cevapta, Diyanet’in devletlerin uluslararası projelerine din adına destek vermediğini vurgulayarak, “Diyanet ABD’ye çalışmıyor” dedi. Görmez’e göre görüşmede sadece imamların nasıl yetiştirildiği konuşulmuştu.

 

Hemen belirtelim; din adamlarının yetiştirilmesi ve eğitim müfredatı ABD’nin “yeni din inşası” olarak tanımlanan çalışmalarının en temel unsurlarından biri. Görüşmede neler konuşulduğunu elbette bilmiyorum ama imamların eğitiminin aslında Büyük Ortadoğu Projesi’yle bağlantılı olduğunu biliyorum. Bu bütün müslüman ülkelerde böyle. Çünkü BOP, sadece siyasi ve askeri bir proje değil; dini, kültürel ve sosyal alanda derin dönüşümleri zorlayan bir proje.

 

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun bundan üç yıl önce, 26 Şubat 2004 tarihinde ABD’ye yaptığı görüşmeler, sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Diyanet İşleri’nin de aslında projenin hiç de dışında olmadığını ortaya koydu. Dış İşleri Bakanlığı ve ABD Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC) yetkilileriyle bir araya gelen Bardakoğlu’nun temas ettiği kurumların niteliği ve görüşülen konuların özellikleri hiç de din hizmetleriyle sınırlı değil.

 

 

Mesela, kimse bir Diyanet İşleri Başkanı’nın ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ile hangi gerekçeyle, hangi yetkiyle ve hangi amaçla görüştüğünü sormadı. Bu Konsey’in özelliğini bilmeyen yok. O zaman Konsey’in Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı ile ne amaçla temaslarda bulunduğu da ayrı bir soru. Konsey’in İslam’la, Diyanet’in de güvenlikle ne işi olabilir? Bu ülkede ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ile görüşecek başka bir kurum yok mu?

 

Bardakoğlu, NSC’nin “Ilımlı İslam” ve bu projenin bütün Ortadoğu’da uygulanması için kendilerinden proje istendiğini söyledi. Böyle bir proje verildi mi bilmiyoruz. Ancak bu alanda yakın çalışma içinde olunduğunu tahmin ediyoruz. Türkiye’de üniversitelerden medyaya ve sivil toplum örgütlerine kadar geniş bir yelpaze, İslam’ın ABD küresel denetiminin önünü açacak şekilde yumuşatılması, bölgesel direnç merkezlerini tasviye edecek şekilde denetlenebilir hale getirilmesi için oldukça kapsamlı bir iş birliği yürütülüyor.

 

Bütün bunlar, güya terör-İslam yakıştırmasının önünü almak amacıyla yapılıyor. Ama çalışmaların niteliği hiç de öyle değil. Müslüman çevre ve kuruluşların peşine takıldığı projenin, İslam’ın belirleyici rolünü yok etme, ABD hegemonyasının, yeni sömürge dalgasının önünü açma çalışması olduğunu bilmeyen kalmadı. “Sivil toplum örgütü” ve “küreselleşme” dışındaki bütün kavramları hafızalardan silen muhafazakar çevrelerin ve kişilerin, Osmanlı’nın son dönemindeki İngiliz himayesini talep etmelerine benzer şekilde bugün ABD’ye yanaşmaları ne kadar da hazin bir durum. (…)” .

 

İbrahim Karagül’ün 3-4 yıl önce kaleme aldığı satırları özümsedikten sonra, Akif Emre’nin yazısını ve yeni Diyanet İşleri Başkanı’nın açıklamasını yeniden gözden geçirmek de fayda var. Hatta Eski Başkan Bardakoğlu’nun görevinden alınmasını bile Karagül’ün ortaya koyduğu resmin içinde arayabiliriz.

 

Ahmet Dursun

ahmetdursun374

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu