Görmez, “Sahih-İ Buhari Muhtasarı Tecrîd-İ Sarîh Terceme Ve Şerhi” Adlı Hadis Kitabına Konan Ambargo Sebebini Açıklıyor!
Kısa ifade ile “Tecrîd-i Sarîh Tercemesi” olarak anılan “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Terceme ve Şerhi”, Ebü’l- Abbâs Zeynüdddin Ahmed b. Ahmed ez-Zebîdî rahmetullahi aleyh (vefatı, Hicri, 893) tarafından “Sahih-i Buhâri”nin muhtasarı olarak tertiplenmiştir. Zebidî, bu çalışmasında, Sahih-i Buhâri’deki tekrarları düşerek ve hadislerin senetlerini kaldırarak, Buhari hadislerine okuyucunun kolayca ulaşmasını amaçlamıştır.
Zebîdî’nin bu eseri, Cumhuriyet’in ilk yıllarında TBMM kararı ve Mustafa Kemal’in onayıyla tercüme ve şerh edilmek üzere Osmanlı’nın son dönem alimlerinden Dârulfünün Müderrisi Babanzâde Ahmed Naim Bey (1872-1934)’e verildi. Ahmet Naim, mukaddime ve ilk iki cildi hazırladıktan sonra vefat edince görev, büyük hadis alimi ve Afyon Mebusu Kâmil Miras (1874-1957)’a devredildi. Kâmil Miras tarafından eser tamamlandı. 12 cilt ve bir fihrist haline gelen eserin basımı görevi de o gün itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığına tevdi edildi.
Eser’in ilmi değeri, erbabı tarafından oldukça takdire şayan bulunmuştur. Bu bakımdan, devlet kitabı olması hasebiyle de öğrencisinden hocasına, memurundan amirine, işçisinden patronuna, yediden yetmişe her seviyede Anadolu insanının kolayca temin edebildiği kaçınılmaz bir başvuru ve kaynak kitabı haline gelmişti. Tâ ki, (Görmez’in 2002 yılındaki toplantıda serdettiği ifadelerinden anlaşıldığına göre) 2000’li yılların başında ambargo getirilene kadar… Görmez, eserin basımının durdurulmasına karar verilen Diyanet toplantısında, İsmail Hakkı Ünal’la birlikte kendisinin de bulunduğunu söylüyor.[1]
Her dönemde Diyanet tarafından oldukça ucuza basılıp halkın hizmetine sunulan “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Terceme ve Şerhi”nin yayından kaldırılma sebebini Mehmet Görmez, Diyanet’in, Güncel Dini Meseleler Toplantısı’nda açıklıyor:
“Kültüre dayalı yorumlar bulunması, özellikle kadınla ilgili konularda zayıf ve uydurma hadislerle dolu bir kitap olması!..” [2]
Evet bunu, Mehmet Görmez söylüyor. Hangi hadisler için söylüyor? Buhari-i Şerif hadisleri hakkında söylüyor…
Halbuki Buhâri’nin hadisleri, ulema tarafından en sahih hadis kaynağı olarak kabul edilmiştir. Bu hususta ulema, görüş birliği içerisindedir.[3] Buhari’de “Terâcim” denilen bab başlıklarında yer alan az sayıdaki muallak olan hadisleri dahil olmak üzere, tüm hadislerinin muttasıl ve sahih oldukları konusunda herhangi bir problem yoktur.[4] İbn Salâh, ilim ehli fukahanın şu konuda ittifak ettiği görüşünü nakletmektedir: “Bir kimse, Buhârî’deki bütün hadislerin sahih olduğuna ya da bu hadislerin tamamının Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sözü olduğu konusunda talaka yemin etse, talak vaki olmaz.”[5] Aynı iddiayı Suyûtî de nakletmektedir.[6]
Öyleyse, “Buhari’nin şu hadisi çağdaş anlayışa uymuyor, dolayısıyla bu hadis zayıftır, uydurmadır” diyenlerden iyi niyetli olanların ya anlayışları yeterli değildir ya da o hadisi anlamak için hadis şerhlerine müracaat etmemişler demektir. Kötü niyetliler hakkında ise zaten denecek bir şey yoktur.
Mehmet Görmez, İstanbul’da düzenlenen I. Güncel Dini Meseleler İstişare Toplantısında, Türkiye’nin çok ciddi bir hadis kaynağı sorunu olduğunu dile getirdikten sonra, sahih hadislerden oluşan yeni bir hadis külliyatının oluşturulması için ikinci Büyük Millet Meclisinde Mustafa Kemal Atatürk’ün huzurunda ittifakla alınmış bir karardan söz etmekle, adeta ileride yapacağı bu çalışmaya atıfta bulunmaktadır.[7]
Bu karara istinaden o dönemden beri Diyanet tarafından basılan “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi”nde, kültüre dayalı yorumlar bulunması, özellikle kadınla ilgili konularda zayıf ve uydurma hadislerle dolu bir kitap olması dolayısıyla bu eserin basımına son verdiklerini dile getirmektedir.[8]
Yani, Atatürk’ün bile tahammül ettiği “Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrîd-i Sarîh Terceme ve Şerhi”ne, bu dönemde Bardakoğlu ve Görmez ekibi tarafından da tahammül edilemiyor ve bu yüzden kitabın basımı hala yapılmıyor. Yerine ise “Hadislerle İslâm” çalışması konuyor. Basına yaptığı konuşmada Görmez, bu çalışmanın, Atatürk’ün geçmişte aldığı kararın gerçekleştirilmesi amacına yönelik olduğunu ifade etmektedir. (CNN Türk TV, 23.06.2006 tarihli Taha Akyol Programı). Basılacak kitabımızda ya da ondan ayıracağımız bir makalede, “Hadislerle İslâm” adlı çalışmanın durumundan ve bu eserdeki “ılımlı İslam” izlerinden size bahsedeceğiz inşallah!
12 Nisan 2017
Dr. Ahmet Gelişgen
[1] Güncel Dini Meseleler Birinci İstişare Toplantısı – I / 15-18 Mayıs 2002, İstanbul, DİB baskısı, Ankara, 2004, s. 350).
[2] Güncel Dini Meseleler Birinci İstişare Toplantısı – I / 15-18 Mayıs 2002, İstanbul, DİB baskısı, Ankara, 2004, s. 350).
[3] Suyûtî, Tedribü’r-Râvi, I/161.
[4] İbn Salâh, Ulûmü’l-Hadîs, s. 24.
[5] İbn Salâh, Ulûmü’l-Hadîs, s. 26.
[6] Suyûtî, Tedribü’r-Râvi, I/203.
[7] Bkz. Güncel Dini Meseleler Birinci İstişare Toplantısı – I / 15-18 Mayıs 2002, İstanbul, DİB baskısı, Ankara, 2004, s. 350.
[8] Bkz. Güncel Dini Meseleler Birinci İstişare Toplantısı – I / 15-18 Mayıs 2002, İstanbul, DİB baskısı, Ankara, 2004, s. 350.