Ayaklarını yıkamadan sadece mesheden Şiîler ve Caferîlerin arkalarında namâz kılmak câiz midir?
Eğer bir kimse; ilk üç halîfenin halîfeliklerinin meşrûluğunu inkâr ederse, yahut sahâbeliğini reddederse, yahut mü’minlerin annesi Âişe (r.anhâ) Vâlidemize iftirada bulunursa, yahut Allahü Teâlâ’nın cisim olduğunu yahut da cisme benzediğini iddia ederse, ya da irade-i cüz’iyyeyi inkâr eder yahut kaderi reddederse, ehl-i sünnetten iyice uzaklaşmış ve ehl-i dalâletten olur. Böyle bir inanç sahibinin imamlığı da sahîh olmaz, arkasında kılınan namâzın da tekrar kılınması farz olur.
Ayrıca abdest almalarda ayağını yıkamayıp sadece çıplak ayağa meshetmekle yetinen kimsenin de imamlığı câiz olmaz, arkasında kılınan namâzın iâdesi lâzım gelir. Zîrâ ehl-i sünnet nezdinde abdestin farzından biri de çıplak ayağı tümüyle yıkamaktır. Hatta yıkama esnasında ayağında kuru yer kalsa abdest sahîh olmadığından namâz da câiz olmaz. Bundan anlaşılıyor ki, abdestte ayağını yıkamayıp meshetmekle yetinen Şiî ve Caferîlerin imamlığı câiz olmayacağı gibi, arkalarında namâz kılmak da sahîh olmaz.
(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)