KADİR GECESİ VE EFENDİMİZ (S.A.V)’İN ALLÂH (C.C.) İNDİNDEKİ YÜCE KADRİ

Bir hadîs-i şerîfde: “Kadir gecesinde Kadir sûresini okuyan, Kur’ân-ı Kerîm’in dörtte birini okumuş olur” buyuruldu.
Başka bir hadis-i şerif’te bu gece okunacak şu duâ öğretilmiştir: “Allâhümme inneke afüvvün tühıbbül afve fa’fü annî” (Yâ Rabbi, muhakkak ki, sen afvedicisin, afvı seversin, beni de afvet.)
İbn-i Abbâs (r.a.)’den bildirilir: Kadir gecesi olduğunda, Allâhü Te’âlâ, Cebrail (a.s.)’a yeryüzüne inmesini emreder. Sidre-i Müntehâda bulunan yetmiş bin melek de, ellerinde sancaklarla beraber onunla inerler. Yeryüzüne indiklerinde Cebrail (a.s.) ve melekler, sancaklarını dört yere dikerler. Bunlar, Kâ’be-i’ Muazzama, Ravda-i Mutahhara, Beytü’l-Mukaddes Mescidi ve Tûr-i Sînâ Mescidleridir. Sonra Cebrail (a.s.) meleklere dağılınız der. Onlar da, içinde mü’min bulunan ev, oda ve gemilere girerler. İçinde köpek, domuz, şarap, cünüb ve resim bulunan eve girmezler. Melekler girdikleri evde tesbîh, takdîs ve tehlîl ederler. Hz. Peygamber (s.a.v.) ümmeti için sabaha kadar istiğfar ederler. Sabah olunca gökyüzüne yükseldiklerinde, dünya göğünde bulunan melekler onları karşılayıp, “Nereden teşrif ediyorsunuz?” derler. “Dünyâda idik. Çünkü bu gece Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinin gecesi olan Kadir gecesi idi” derler. Dünya göğündeki melekler, “Allâhü Te’âlâ, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinin istekleri için ne muamele buyurdu?” derler. Cebrail (a.s.) buyurur ki: “Allâhü Te’âlâ onların sâlihlerini afv ve mağfiret etti, sâlihlerini günahkârlarına şefaatçi kıldı.”
(Abdulkâdir Geylânî (k.s.), Gunyetü’t-Tâlibîn, s.306-307)