DİYANET WEB SİTESİ VE TEFSİRİ’NDE TESEETTÜR EMRİNİ İNKAR EDEN SATIRLAR!
Diyanet’in sitesine de konan “Kur’an Yolu” adlı tefsirinde, Ahzab 59 ayetinin tefsirinde, özet olarak;
“Tesettür/cilbab, hür-cariye ayırımı için geldiğinden, hür kadınlara tacizi engelleme amacıyla gelen geçici bir tedbir olarak geldiğinden dolayı tesettür gerekli olmaktan çıkmıştır. Gerektiğinde de tavizi önleyecek başka tedbirler de alınabileceğinden tesettür yine gereksizdir, hem üstelik de hanımların tesettürsüz olarak dışarı çıkma yasağı, peygamberin hanımlarına mahsusdur ve o devrin kültürüne mahsustur (yani tarihseldir)” yazıyor Özet).
Bu düpedüz gavurluktur. Başörtüsü ve tesettür emrini koyan Allah Teala ve Rasülü’dür. Kulların fıtri duygularını en iyi bilen Allah Teala, ona göre hüküm koymuştur. Onun koyduğu hükümler, tarihsel değildir, nesh edilmemişse kıyamete kadar da geçerdir. Nesh de Peygamberimizin sav’in vefatıyla bitmiştir. Çünkü İslam, son dindir. Malum ki, tesettür ya da İslam’ın başka bir emrini yetine getirmemek günahtır/haramdır amma; bu emir veya yasakları kabul etmemek/ yok demek, küfürdür.
Ve tesettürün amacı, kadını hapsetmek değil, onun iffetini korumaktır, zinaya gidebilecek yolu tıkamaktır. Tesettür emri, kadınlardan faklı olarak erkekler için de vardır. 14 asır önceki kadın ve erkeğin birbirlerine karşı ilgisi ne ise bugün de aynıdır. Hatta kışkırtıcı medya etkisiyle bugün, o günden daha da fazladır.
Söz konusu tefsirdeki afetler sadece bundan ibaret değildir. Mut’a nikahının helal olduğunu idade etmesi gibi başka rezaletlet de boldur.
Eski DiB Başkanı Mehmet Görmez de, İslamiyat Dergisinde, tesettürün dini bir emir/taabbudi olmadığını açıklayan (İlahi dinlerde başörtüsü) adlı müstakil bir makale yazmış. “Tabbudi değildir” anlamı, bağlayıcı ve değişmez değildir, demektir ki, yukarıda özetlenen Diyanet tefsirindeki açıklama, tam da bu “taabbudi değildir” ifadesinin açılımıdır.
Hayrettin Karaman ve eski İstanbul Müftüsü Mustafa Çağırıcı’nın, tefsirin başyazarlarından olduklarını hatırlatmış olalım. Karaman her konuda olduğu gibi bunda da bir uyanıklık çekip, “o ifadeleri ben yazmadım” diyebilir. Öyle olduğunu bilmiyoruz ama, öyle dahi olsa, bu rezaletlerin yazılı olduğu bir tefsir ekibinin içinde ne işin var diye de yargılarlar adamı! İçinde olmadan da her şeyde ahkam kesen büyük hoca(!) bu kadak maksatlı ve fahiş rezaletleti neden dile getirmez?..
Seniğ gönlün de o “mavi boncuk”ta olduğu için mi acaba?..
https://kuran.diyanet.gov.tr/tefsir/Ahz%C3%A2b-suresi/3592/59-ayet-tefsiri