İslam’da Kadın Hakları
İslam’da kadın hakları Müslüman kadınların en merak ettiği, irdelediği konudur. Bulacaklar hakları şak diye kocaların yüzüne çarpacaklar, şak diye dinsizlerin yüzüne çarpacaklar!
Fakat bu konuda yeterince içlerini soğutacak kaynak bulamamanın mutsuzluğunu yaşar çoğunluk Müslüman kadınlar. Kimi bu yüzden feminizme sarılır kimi de dinine küskünlük besler.
İslam da haklardan pek bahsedilmez, sorumluluklardan bahsedilir.
Zira dünyaya imtihan için geldik ve biz öncelikle kendi sorularımızı çözmek, sorumluluklarımızı üstelenmek zorundayız.
Öncelikle dinimizde kadın-erkek hakkı değil, yaratılmış her şeyin hakkı vardır. İnsan ilişkilerinde de insanın insan üzerindeki hakları vardır ve kadın ve erkek ayrımı yoktur herkes eşittir.
Kalp kırmak, kötü söz söylemek, eziyet etmek, aşağılamak, yargılamak, incitmek…. kötü filler yasaktır ve her şeyden önce kişiyi Allah’tan uzaklaştırır. Bunun kadını erkeği yoktur. Güzel söz söylemek, güler yüzlü olmak, karşılık beklemeden iyilik yapmak, hataları affetmek de emredilmiştir. Bunlar hem insan gönlünü kazanmaya hem de Allah’a yaklaştıran amellerdir.
Dinimizde karı-koca ilişkisi bağlamında sorumluluklar da belirtilmiştir.
Erkeğe karısına karşı sorumlulukları hatırlatılır.
“Kadınlarla iyi geçinin” diye emreder Rabbimiz.
“Kadınlar size Allah’ın emanetleridir.” der ve emanetlere iyi davranılması konusunda uyarır Hz Peygamber.
“Gecelerde kadınların hakları vardır.” d:r erkeklere. Kadının hakkını erkeğe hatırlatır.
Erkeğin hakkını da kadına.
Kadınlara da:
“Kocalarınıza gönlünüzden seve seve Rabbinizin hatırı için saygılı ve itaatkar davranın” der Rabbimiz.
Erkeklere mücadele etmeyi, rekabet etmeyi, dik başlılık edip kafa tutmayı yasaklar dinimiz.
Koca ile iyi geçinmek için gösterilen gayrette cihat sevabı müjdesi vardır. Kadın, içindeki putları kırmalı, kinini temizlemeli ki kocasına güler yüzlü olabilsin.
Kadınlara“Kocasını memnun ederek ölen kadının cennetlik olacağı” müjdesini verir Hz. Peygamber.
Zira kadın aynadır. Erkeğe ne yansıtırsa onu alır çoğunluklar. Öfkeye öfke, kırgınlığa kırgınlık, sevgiye sevgi…
Zira kadın annedir. İçindekileri çocuğuna yansıtır.
“Sabır ve Şükür dinin yarısıdır.” buyurur Hz.Peygamber. Herkes kendi sabrından ve şükründen sorumludur.
Kadınlara, şükür ehli olmaları ve kocalarına nankörlük etmemeleri konusunda ek bir uyarısı vardır Hz. Peygamberin. Şükürsüzlük başta kadının ruh sağlığını bozar. Şükür mutluluğun hapıdır.
Kadın toplumun mimarıdır. Doğurur, besler, büyütür. İçindekileri topluma yansıtır.
Kadın şükrederse toplum şükreder.
Kadın güler yüzlü, yumuşak ve sevgi dolu olursa bu hale hale topluma yayılır.
Karı-kocanın birbirine sorumluluğu vardır.
“Sevgi ilişkisi olan yerde hak davası güdülmez.” Der Hz. Mevlana.
Zira hak arama davasının sonu ya hastanede ya hapishane de ya da mezarda biter.
Hak arama davası kışkırtır; ezilmişlik ve kurban psikolojisi oluşturur.
Hak arama davası saldırganlaştırır ve kadının yaratılış özelliklerini bozar.
Müslüman kadın ve erkek kendi hakkının davasında değil, sorumluluklarının derdindedir. Zira onlardan hesaba çekilecektir.
Hak davası yorar. Sorumluluğun idrakinde olanın yardımcısı Allah’tır.
Sema Maraşlı
cocukaile.net