Fethullah Gülen’in Kelime-İ Şehadet’in İkinci Kısmıyla Olan Problemi
“Kelime-i Tevhîd’in ‘Muhammed Allah’ın Resûlüdür.’ kısmını söylemeksizin yalnızca birinci kısmını söyleyen kimselere de rahmet nazarıyla bakılmalıdır.” (Fethullah Gülen, Küresel Barışa Doğru, s. 131) Yine yukarıdaki ifadelerin sahibinin “Allah (c.c.)’ın rahmetini kimsenin sınırlandırmaya hakkı yoktur.” gibi sözleriyle anlatılmak istenen, Allah (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)’nün buyrukları dışında bir hoşgörü anlayışının dînimizde yeri nedir?
Nebi (s.a.v.) Efendimizin peygamberliğine inanmamak değil; herhangi bir sünnetini hafife almak, O (s.a.v.)’den geldiği kesin olan herhangi bir şeyi bilerek reddetmek veya küçümsek bile Allah’ın rahmetinden uzaklaşmayı ve ebediyyen cehennemde kalmayı gerektirir.
İbn-i Abbas (r.a.)’ın naklettiğine göre: “…Allah (c.c.) buyurdu ki: Kimi dilersem onu azâbıma uğratırım; rahmetim ise her şeyi kuşatır…” (A’raf, 156) mealindeki âyet nazil olunca şeytan ileri atılarak ‘Ben de bir şey olduğuma göre, Allah (c.c.)’ın rahmetinde benim de payım var!’ demiş. Aynı şekilde Yahûdî ve Hıristiyanlar da pay iddia etmişlerdir. Fakat yukarıdaki âyetin devamı olarak: “Fakat onu, (kötülükten) sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize inananlara yazacağım.” (A’raf, 156) mealindeki âyet inince şeytan Allah (c.c.)’ın rahmetinden ümîdini kesmiştir.
Fakat Yahûdîler ve Hıristiyanlar: “Biz hem şirkten kaçınıyor hem zekât veriyoruz ve hem de O’nun âyetlerine inanıyoruz.” deyince aşağıdaki âyet nazil oldu: “Yanlarındaki Tevrat ve İncil’de yazılı buldukları o elçiye, o ümmî Nebî’ye uyanlar… O Resûl’e inanıp ona saygı gösteren, yardım eden ve onunla birlikte gönderilen nûr’a (Kur’ân’a) uyanlar var ya, işte kurtuluşa erenler onlardır.” (A’raf, 157) Bu âyet inince Yahûdî ve Hıristiyanlar da Allah (c.c.)’ın rahmetinden ümîdlerini kestiler. Böylece Allah (c.c.)’ın rahmetinin, sadece mü’minlere mahsus olduğu meydana çıktı.
NOT: Sitemizin sağ sekmelerinde Fethullah Gülen hakkında ayrıntılı bilgi mevcuttur.
(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)