Ehli Sünnet

Erzurumlu İbrahim Hakkı İtikad Manzumesi

“Ehl-i Sünnet Ve-l Cemaat” İtikadı [İtikad Manzumesi] İbrahim Hakkı Erzurumi (K.S)’den:
1- Allah (Huda) Rabb’imdir, O bütün alemlerin Rabbıdır.
2- Peygamberim, Resulullah Efendimiz Muhammed Mustafa’dır.
3- Dinim, İslam’dır.
4- Kitabım Allah’ın kelamı olan Kur’an-ı Kerim’dir.
5- İtikadlar içerisinde gittiğim yol, Ehli Sünnet Vel Cemaat mezhebidir.
6- Amelde ise Ebu Hanife’nin görüşleri Mezhebimdir.
7- Hazreti Adem aleyhisselam’ın neslindenim.
8- İbrahim aleyhisselam’ın milletindenim.
9- İbadetlerde yöneleceğim yer; kıblem Ka’bedir (Beytullahtır).
10- Alemde Allah’ın zıddı, benzeri, şeriki (ortağı) yoktur.
11- Allah, suretten, şekilden münezzehtir, paktır, yücedir.
12- Allah altı i’tibariye ve sekiz subutiye sıfatla vasıflanmıştır
13- Allah doğmaktan, doğurmaktan münezzehtir.
14- Allah bir tek’tir; dengi yoktur.
15- Allah, cisim değildir
16- Allah’ın bir mekana ihtiyacı yoktur
17- Allah, Yemez, içmez, üzerinden zaman geçmez. Zamana ihtiyacı yoktur.
18- Allah Araz değildir; Cevher de değildir.
19- Hasılı, Allah, madde ve madde sıfatlarının hepsinden münezzehtir.
Not: Yaratılmışlar alemi, içinde bulunduğumuz kainat cevherler ve arazlardan meydana gelmiştir.
Cevher: “kendi başına boşlukta yer tutan ve başkasına bağlı olmadan kendini gösterebilen şey”e denir. “Bölünmeyen en küçük parçaya cevher denir.”
Araz: Başka bir nesne ile varolan, kendi başına var olmayan “devamlı olmayan şey’e” araz denir. “Başkasına yani cevher ve cisme bağlı olarak varlığını gösterebilen ve devamlı olmayan şey”dir (nureddin es-sabuni, el-bidaye, ankara 1982, 19).
Araz’ı bir de şöyle tanımlıyorlar: Süratle varlığını kaybedendir.. Herhangi bir cevherin varlığı için zaruri olmayan vasıftır. Mesela: Şekerin beyaz rengi, ya da küp şekli şekerin varlığı için zaruri değildir. Bunlar süratle değişebilirler.
20- Allah, dönüşmekten, değişmekten, renklerden, suretlerden uzaktır.
21- Allah, göklerden, yerlerden; sağ, sol; ön ve arka gibi cihetlerden münezzehtir. Allah’ın, mekanı asla olmaz.
22- Allah vardır, varlığının başlangıcı ve sonu yoktur. O’nun varlığı, Kendi’nden başkası değildir.
23- Allah, bu alem yok iken dahi mevcuddu, var idi. Tek ve yalnız idi.
24- Allah, gayrına muhtaç değildir. Herkes herşey daima O’na muhtacdır.
25- Allah’ın içine hiç bir şey hulul etmez, girmez.
26- Hiçbir şey O’na Vacib olmaz. O bir şeyi yapmaya mecbur değidir, hiç kimse, hiç bir şey O’nu mecbur edemez. Kendisi neyi dilerse, o nesne kudretiyle meydana gelir.. Kendisine kulunun yararına sebepleri yaratmak gerekmez ki onu yaratsın.
27- Çünkü her işte O’nun hikmeti vardır. Elbette Allah başıboş, gereksiz, boş (öylesine) iş işlemez.
28- Allah, O Zat hiç bir kulun, hiç bir şeyin içine hulul etmez, girmez.
29- Allah, hiçbir ferde zulmetmez.
30- Allah’ın, Zat-ı Şerif’inin kemalatı, Zat’ıyla birlikte ezelidir; değişmeyi kabul etmez. Allah hakkında sonradan meydana gelecek bir kemal söz konusu değildir.
31- Celal ve Azamet sahibi olan Allah, kemal sıfatlarıyla daima vasıflanır.
32- Allah, (Mahluka isnadı mümkün olan) bütün noksan sıfatlardan beridir.
33- Allah’ın Zati olan subuti sıfatları; İlim, irade Hayat, Kudret, Halk (Tekvin), Basar, Semi’ ve Kelam olmak üzere sekizdir.
34- Allah’ın İlmi her şeyi kuşatmıştır. İlmine kimsenin aklı erişmez.
35- Allah, İrade sahibidir, dileyicidir. Ve her şeye kadirdir. Artık kendisi neyi dilerse, O’nun muradına muvafık olarak peyda (var) olur.
36- Bütün hayırları, şerleri Kendisi diler; tespit eder; yaratır.
37- Allah, kulunun ancak hayırlı işlerini sever (razı olur); şer işlerini sevmez. (razı olmaz)
38- Allah Basirdir, görücüdür. Büyük küçük Her şeyi görür. Görüşünden tek bir nesne, tek bir mana dahi kaçamaz, uzak olamaz. Lakin bizler gibi maddi göz sahibi olmaktan, gösteren, görmeye yardımcı alet, edevattan münezzehtir. Görmek ancak Allah’ın sıfatıdır.
39- Allah Semii’dir, işiticidir. Gizli ve aşikar her sesi işitir. Kulaktan da münezzehtir. İşitmek ancak Allah’ın sıfatıdır.
40- Allah Mütekellimdir, konuşucudur. Amma dil ve ağızdan beridir. Kelamullah, konuşma sıfatı, ses, harf ve lafızla değildir.
41- Allah’ın subutiye sıfatları, ne kendisi ne de başkasıdır. (Zatının aynı da değildir gayrı da değildir)
42- Allah’ın subutiye sıfatları ezelidir (öncesi yoktur), daimidir (sonu yoktur)
43- Allah’ın subutiye sıfatları Allah’ın Zatı’yla kaimdir. (Ayakta durur, var olur, varlık gösterir)
44- Yerde ve göklerde melekler, Hakk Teala Hazretleri’nin şerefli kullarıdır.
45- Allah, insanlardan avam mü’minleri, meleklerin avamından üstün kılmıştır.
46- Meleklerde, yemek, içmek, erkeklik ve dişilik yoktur.
47- Allah’ın emrlerine tabii olarak boyun eğerler. Asla Cenab-ı Hakk’a asi olmazlar.
48- Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail, Allah’a en yakın elçilerdir. (en büyük Melekler, Meleklerin Peygamberleridir) Bu dördü Allah’ın emin kullarıdırlar.
49- Allah tarafından Nebiler üzerine yüz dört kitab inmiştir. Dördüne kitab, yüzüne suhuf denilir. Hepsi Allah’ın kelamıdır.
50- Allah, dört kitabdan Tevrat’ı Musa’ya, Zebur’u Davud’a, İncil’i İsa’ya vermiştir.
51- Cebrail, Allah’ın emriyle bunları, onlara getirmiştir.
52- Cebrail, yirmi üç yıl, ihtiyaç oldukça, Allah’tan vahiyle ayet ayet Kur’an’ı Habibullah’a (Hz. Muhammed Efendimize) getirmiştir.
53- Bundan sonra vahiy kesilmiştir. (Kıyamete kadar bir daha Vahiyle haber ve emir gelmeyecektir)
54- Peygamberlerin hepsi, günahtan masum ve mahfuzdur, üstün akıl ve zeka sahibidir, Pak ve temizdir;
55- Allah’ın emirlerini kullarına tebliğ etmede ve her hususta Peygamberlerin hepsinin emin; özlerinde ve sözlerinde doğru olduklarına ve Allah’ın hükümlerini bildirdiklerine inandım.
56- Bütün Nebiler, kir ve pislikten, ahmaklıktan, yalandan, hakkı, doğruyu gizlemek ve hıyanetten, münezzehtirler; beridirler
57- Bazı alimler Nebilerin isimlerinin bilinmesi vacibdir dediler; Kur’an-ı Kerim’de Allah, Nebilerden 28’inin adını beyan etti.
58- Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen 28 Nebi: Adem, İdris, Nuh, Hud, Salih, İbrahim, İshak, İsmail Zebihullah.
59- Ya’kub, Şuayb, Lut, Yahya, Zekeriyya, Harun, Musa Kelimullah.
60- Davud, Süleyman, İlyas, Eyyub, Elyasa, İsa Ruhullah.
61- Zülkifl, Yunus, Hitamı (sonuncusu, üstünleri, mühürleri) Ol Habib-i Hakk Muhammed Rasulullah’dır.
62- Üzeyr, Lokman ve Zülkarneyn ise, bunların Enbiya mı Veli mi olduklarında ihtilaf edildi.
63- Bütün Enbiyanın ilki Hazreti Adem; Sonuncusu Habibullah Muhammed’dir ve Hepsinden üstündür.
64- İkisi arasında, birçok Enbiya gelmiştir. Onların sayısını Allah’tan başka kimse bilmez.
65- Rasullerin ölümleriyle, risaletleri asla batıl olmaz. Peygamberler, büyük meleklerden daha büyüktürler.
66- Bizim Peygamberimiz’in getirmiş olduğu şeraitin hükümleri bakidir. Nitekim mahşerde de Allah bu şeraitle mahluku arasında hükmedecektir.
67- Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Mi’racı hak ve doğrudur; Onun şahsına hastır. Habibullah en yüksek mevkiye çıkmış ve orada Hakk Teala’yı görmüştür.
68- Madde ve mana (mülk ve melekut) aleminde ne varsa, tek tek ve toplu olarak; aynı zamanda kulların yapa geldikleri hayrın ve şerlerin hepsini Allah yaratmıştır.
69- (Mahlukların hepsi) O’nun ilmiyle, iradesiyle, yaratmasıyla, hüküm ve kudretiyle yoktan var olurlar.
70- Madde ve manada, dünya ve ahirette, Allah’tan başka yaratıcı ve var edici yoktur.
71- Kulda, akıl ve aklı kullanmaktan ibaret yapabilme gücü, cüz’i de olsa vardır. Bunun için kullar, yaptıklarından dolayı sevab veyahut da azaba müstahak olurlar. (layık olurlar)
72- Kulun iradesiyle meydana gelen fiilinin güzelinde, Allah’ın sevgi ve rızası vardır. Çirkininde ise, ne sevgisi ne de rızası vardır.
73- Allah üzerine hiçbir hak gerekli olmaksızın kuluna sevab vermesi, fazl u keremidir. Kulu da hiçbir azaba müstehak olmaksızın, Allah’ın onu cezalandırması adaletidir.
74- Kulun istitaatı (yapabilme gücü), kulun işlediği işle beraberdir. İstitaat kulda olduğu müddetçe, Allah’ın şeriatini tatbik etmeye mükelleftir. (yükümlüdür, üzerine vazifedir)
75- Kulun yapabilme veya terk edebilme gücü olmadığı yerlerde, Allah, hilm sıfatıyla tecelli ederek, ona hükümlerini yüklemez.
76- İnsanın boğazından geçen, helal olsun haram olsun, rızktır. Herkes kendi rızkını yer içer. Allah’a yemin ederim ki hiçbir kimse diğerinin rızkını alıp yiyemez.
77- Öldürülen, ecelinin vaktinde ölmüştür. Ve ecel birdir.
78- Ümidsizlik halinde iman etmek, Allah nezdinde makbul değildir. (mesela kısa bir zaman sonra -can hançereye gelmişken- öleceğini kesin bir biçimde anlayan bir kimsenin imanı ve tevbesi makbul değildir, kabul edilmez)
79- Heyula yokdur ezhan içre bir cüzü olduğu hakdır  Ki ol vasf-ı tecezziden biridir der bu Ehlullah
80- Ehlullah (Allah ehli olan alimler, Evliyaullah) (Ehli Sünnet vel Cemaat) dediler ki: Kabil-i taksim olmayan cüzlerden Allah Teala münezzehtir. (Kısımlara ayrılması bölünmesi mümkün olan olmayan bütün maddeden Allah münezzehtir)

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu