Şiilerin Oruç ve Ramazan Anlayışı
Öncelikle şunu belirtmek isteriz ki, Şia Ramazanı şerif ayına Muharrem ayı (Hz. Huseyin’in şehid edildiği ay) kadar ehemniyet vermez. Oruçlarını o zaman tutar bazı yemekleri ise kendilerine haram ederler.
Cenab-ı Allah’ın nimeti sayesindedir ki Ehli Sünnet Müslümanları Hz. Resulullah Efendimizin (sav) yolunu kendilerine esas olarak almış, onun hal ve tavırlarını, şeriat ve yasaklarını takip ederek kurallarına uymuşlardır. O’nun yasakladığından uzak durmuş, emrettiklerini yerine getirmişlerdir.
Bunun tam aksine buna ittiba edip terkeden delalete düşmüş bazı topluluklar vardır ve bunlar kendi heva ve heveslerine uyarak, mezheplerine ve ruhbanlarına tabi olurlar. İşte bu kesimler Hz. Resulullahın (sav) emirlerine ve sünnet-i seniyyesine açıkca muhalif bir tavır sergilerler. Niçin? Çünkü onların takip ettikleri mezhep böyle emretmektedirler; zira onlar Rafizidirler (yani reddedenlerdir). Onların bakış açılarına göre Hak (yani doğru) olan şey Sünnilere şiddetli muhalefet etmektir. Bunun en büyük fitne olduğunu bilmelerine rağmen Şeytan onları bu yolda yürümeleri için aldatmaktadır.
Sünniler oruç tutar iftar ederler, iftar yapar ve oruç tutarlar, namaz kılarlar, tekrar namaz kılarlar ve böylece yeryüzünde Allah’ın kendilerine biçtiği zaman sona erinceye kadar bu yolda devam ederler…Rafiziler (Şiiler) Müslümanlara hem usul hem de füru açısından ibadetler ve itikad nokta-i nazarında muhalefet etmektedirler.
Bunlardan bir tanesi de mübarek Ramazan ayında tutulan oruçtur.
Ehli İslam “Hilal’i gördüğünüzde oruç tutunuz ve tekrar Hilali gördüğünüzde bayram ediniz.” Hadis-i şerifi mucibince ilk gün Ramazan ayı orucunu tutarlar. Şiiler ise Müslümanların aksine orucu ilk gün değil vaktin girmesinden bir gün sonra tutarlar.
Müslümanlar sabahtan akşam ezanı okuyuncaya kadar oruç tutarlar ve sabah ezanında oruçlu olarak akşam güneşin batıp ezanın okunmasıyla birlikte iftarlarını açarlar.
Şii Rafizilere gelince onlar sabah oruç tutarlar Şark Yıldızı diye isimlendirdikleri yıldız görününceye kadar iftar açmazlar! Bu yaptıkları Resulullah Efendimizin (sav) öğretilerine aykırı olup Yahudilerin yaptıkları işlere benzemektedir. Şöyle ki Resulullah (sav) “Sizler içinden hayırlı olanlarınız iftarı açmakta acele edenlerinizdir.” Buyurmakta iken Şiiler tıpkı diğer birçok hususta olduğu gibi bu meselede de geç davranıp muhalif tavırlarını ortaya koymaktadırlar.
Ehli İslam Aleyhissalatu Vesselam Efendimizi takip ederek akşamları teravih namazı kılarlar ve hadis-i şeriflerde belirtildiği gibi günahlardan tevbe etmek, bağışlanma dilemek için ibadet ederler, Kadir Gecesinde geçmiş günahlarının bağışlaması ümidiyle daha çok ibadete sarılırlar.
Rafizilere gelince onlar teravih namazı kılmazlar . Sebebi ise Hz.Ömer efendimizin bu namazı cemaatle müslümanlara kıldırmasından yani açıkca Hz Ömer düşmanlığındadır.
Ehli İslam oruç iken içmeyi (sigara) ve cinsel ilişkiye girmeyi orucu bozan haram şeyler olarak görmekte ve böyle hareket etmektedirler.
Rafizi Şiilere (Caferiler) gelince, su içmeyi sigara içmeyi ve oruçlu iken gündüz vakti kadınlar (arkasından olmak üzere) ile cinsel ilişkiye girmeyi gayet normal karşılamakta, bunun orucu bozmadığını iddia etmektedirler.
Bunlar şia’nın başucu kitaplarından muteber kabul ettikleri Tabatabai el Yazdi’nin el Urvetul Vuska adlı kitabının 10. Mesele 2393. Sorusuna verdiği fetvada gözler önüne serilmektedir. Burada “Örneğin kişi cinsel ilişkiye girmek isterse ve girerse orucu bozulmaz!”
2393, 11. Meselede ise “eğer bir hünsa (biseksüel) şahıs ilişkiye girerse orucu bozulmaz, yine bir hünsa bir kadınlar arkasından ilişkiye geçse bile orucu bozulmaz. Dahası iki hünsa ilişkiye girse bile oruçları bozulmaz!” denilmektedir.”…Bu yöndeki çirkin iddialar ve yorumlar kitapta bu şekilde devam ediyor…Hatırlanacağı gibi çokca reklamı yapılan Lübnanlı Şii Alim Seyyid Hüseyin Muhammed Fadlallah da sigara içmenin orucu bozmayacağı yönünde fetva vermişti!…