Ali Eren

Yapılması zor, sevabı bol bir ibâdet: HAC

Peygamber (sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimiz Hazretleri’nin beyanına göre, İslam 5 esas üzerine binâ edilmiştir: Allah’dan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed Mustafa’nın onun kulu ve resûlü olduğuna şehâdet, namaz,, oruç, zekat ve hacc…

Birinci olan şehâdetten, hiçbir zaman uzak kalınmaması şart. Dünyadan, bu şehâdetle gidenler âhirette onunla ebedî beraber olacaklar. Ebedî olan cennette, Allah’a ve Peygamberimiz Muhammed Aleyhisselam’a inanmayan hiçbir kimse bulunmayacak.

Âhiret ibâdet yeri değil mükâfat yeri. Cennette sadece iki ibâdet olacak: Îman ve nikah. O âlemde İslamın diğer 4 şartını yerine getirme mecbûriyeti yok.

Ramazandan sonra gelen Şevval, içindeki bulunduğumuz Zilkâde ve önümüzdeki Zilhicce, hac aylarıdır. Kur’an-ı Kerim’de bu aylar hakkında, “Hac bilinen aylardadır” buyuruluyor.

Fakat bu, “Hac bu aylarda istenilen zamanda yapılabilir” demek değil,  “Hac ihramına bu aylarda girilebilir” demek. Hacc, kurban bayramından iki gün önce başlayıp, bayramın üçüncü günü biter. Haccın zamanı işte bu günlerdir. Bu günlerin dışında hac yapılamaz.

Geçen senelerde söylenen, buna zıt ve iyi niyetle telifi mümkün olmayan bir takım sözler ilmî olmaktan uzaktır. Öyle sözleri ciddi olarak ele almaya da değmez de ha şöyle gülünç bir fıkra niyetine yazmış olalım. Fıkra gibi olan o sözlerden biri şuydu:

“Hac birkaç güne sıkıştırıldığı için çok kalabalık oluyor. Haccı senenin tamamına yayalım da herkes rahatça hac yapabilsin.”

Bunu söyleyenlerin derdi, gayreti aslında haccın rahatça yapılması falan değil. Dertleri aksine haccın yapılmaması. İstiyorlar ki, hac, hac olmaktan çıksın.

Hatta bir kimsenin böyle bir şey söyleyebilmesi için sadece ilimden değil muhakemeden de nasipsiz olması icap eder. Nasreddin Hoca’nın “Kar ile pekmez yemeyi ben icat ettim ama ben de beğenmedim” dediği gibi, bu sözün sahipleri bu tekliflerini kendileri beğeniyorlar mı acaba?

Beğeniyorlarsa buyursunlar söylediklerini önce kendileri tatbik etsinler. Ama dediğim gibi zaten onların dertleri hac falan değil… Kendileri namazla ezanla alâkalı olmadığı halde “İlle de ezan Türkçe okunsun” diyenler var ya bunlar da öyle işte.

Sormak lâzım: Haccın senenin bütün aylarına yayılmasını istiyorsun. Peki sen, diğer bütün müslümanlar gibi hac yapmaya niyetlendin de yapamadın mı? Yapmak isteyip de yapamadınsa, kendi istediğin gibi hac yapmaya uğraştın mı? Yani her hangi bir şekilde hac yapmaya niyetlendin mi?

Ne ne niyetlenmesi canım! Türkçe ezan isteyenlerin niyeti neyse onlarınki de o işte…

Farzedelim ki, İslâmî ilimlerden uzak biri çıkıp şöyle dedi:

“Cuma namazları çok kalabalık oluyor. Cuma namazını haftanın bütün günlerine yayalım da Cuma namazları rahatça kılınsın. Bayrak namazları daha kalabalık oluyor. Onları da senenin diğer aylarına yayalım ki bayram namazları da rahat rahat kılınsın.”

Bunu söyleyen hakkında, “Bu adamın aklı yerinde mi?” demezler mi? Yahu adı üstünde, Cuma namazı. Bunu Perşembe günü kılarsan adına Cuma namazı mı diyeceksin Perşembe namazı mı?

Değerli okuyucular!

Sevgili Peygamberimiz haber veriyor: İmandan sonra en değerli ibâdet, cihad ve hacdır. Amr b. As Hazretleri’ne, üç şeyin kendinden önceki günahları yok ettiğini haber veriyor. O üç şey şunlar: Müslüman olmak, Allah için hicret etmek ve haccetmek…

Hac yolculuğunda; bütün yaratılanların en üstünü olan efendimizi ziyaret de var. Efendimiz, “Beni vefatımdan sonra ziyaret eden hayatımda ziyaret etmiş gibidir” buyuruyor.

Değerli okuyucular! Bendeniz  bu niyet ve bu düşüncelerle yönümü Mekke ve Medine’ye döndürdüm. Kırk iki günlük hac yolculuğuna çıkıyorum. Kâbe’ye yüz sürmeye, günahlarımı itiraf edip af dilemeye gidiyorum. Peygamberimiz’den şefaat dilenmeye gidiyorum. Onun iman sırrına mazhar olan Hz. Ebûbekir Efendimiz’in, adalet sırrına mazhar olan Hz. Ömer Efendimiz’in himmetlerini talep etmeye gidiyorum. Mü’minlerin anneleri olan Paygamber zevcelerini ziyaret edip, biz evlatlarının hallerini arza gidiyorum. Medine/Uhud’da Hz. Hamza Efendimiz’in, Mekke/Cennetü’l-Muallâ’da Hz. Hadice annemizin duâlarına mazhar olmak niyetiyle gidiyorum. Ve kırık dökük ifadelerle o mübârek mekânlarda bütün müslümanlar için duâ etmeye gidiyorum…

Nasipse, Ocak  ayı başında görüşmek dileğiyle fî emânillah… Ve ile’l-likâ…

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu