Seyyid Kutub

Seyyid Kutup Kimdir

Seyyid Kutub, aslmda, bir gazeteci yazardır. 1906 yılında Mısır’da doğmuştur. İbrahim Kutub’un oğludur. İsmi, Seyyid olup, Kutup ise sanıldığı gibi bir unvan değil, onun soyadıdır. Aynı şekilde, zannedildiği gibi Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) efendimizin soyundan da gelmemiştir. İlk eğitimini aile içinde aldıktan sonra, el-Ezher Üniversitesinde orta ve lise tahsilini yaparak, daha sonra Daru’1-Ulum Fakültesi’ni bitirmiştir.
Mezun olduğu bu Fakülte de tarih, coğrafya, Arap edebiyatı, ingilizce, felsefe, sosyoloji, pedagoji gibi bilimler okumuştur. 1933’te aynı fakülte de edebiyat dalında öğretim görevlisi olarak çalışmaya başlamış, o dönemde “Yeni Fikir” adı altında bir de dergi çıkarmıştır.

1941’de sosyoloji doktorası yapmak üzere, Maarif vekaleti tarafından Amerika’ya gönderilmiştir. Yine aynı dönemlerde, Müslüman Kardeşler cemaatiyle bir takım ilişkilere girmiş, 1945’te Amerika’dan döndükten bir süre sonra da, tamamen bu cemaate katılmıştır.

Seyyid Kutub, kendi hayatını iki dönem olarak ifade eder; Birincisi, sosyalizme yöneldiği ve daha çok edebi çalışmalara ağırlık verdiği dönemdir ki, kendisi bunu “cahiliye dönemi” olarak adlandırır. Bu dönemde “Dikenler,” “Köyden Bir Çocuk” ve “Sihirli Şehir” adlı üç romanı yayınlanmıştır. Aslmda, hapiste ağır şartlar altında iken yazdığı, “Fi zilal-il Kuran” adlı, garabet tefsiri de, tıpkı bu romanlar gibi hayal ürünü olup, batıl fikirlerle doludur.

Hayatının ikinci devresi olarak kabul ettiği dönemde ise, ehil olmadığı dini konulara el atarak, ehli sünnet görüşü açısından hatalı bir çok kitaplar yazmıştır. Yazmış olduğu fitne mahsulü bu kitaplarmda, İbn-i Teymiyye’nin ve eski Kahire müftüsü mason locası başkanı Muhammed Abduh’ un dinde reformist fikirlerinin savunuculuğunu yapmış ve bunların batıl fikirlerini kaleme almıştır.

Kitaplarında, Hz. Osman (Radiyallahu anhu) efendimiz başta olmak üzere, bir çok ashaba ve ehli sünnet alimlerine saldırması, kendi sosyalist düşüncelerini islamiyet olarak tanıtmaya kalkışması, “Fi zilal-il Kuran” tefsirinde, Ayet-i Kerime’ lere ehli sünnet alimlerinin görüşlerine göre çok zıt ve yanlış manalar vermiş olması nedeniyle, din düşmanları onu dinde reformist olarak tanıtıp hep gündemde tutmaya çalışmışlardır. Bu din düşmanlarının hedefleri ise, vahhabiliğin kuruluş ve yayılış amacıyla birebir aynıdır. Yani, biz Müslümanları manevi güç kaynağımızdan, Resullullah (Sallallahu aleyhi vesellem) efendimiz ile ashabı güzin efendilerimizin izinden ayırıp, sahipsiz bırakmayı planlamaktadırlar. Bu amaçla, yok dinde reform yapacağız, yok Kur’an-ı Kerim’i 20. asra göre yeniden düzenleyip mana vereceğiz diyerek, Kur’ an-ı Kerimi tahrif edip, dolayısıyla kendi batıl düşüncelerine uygun manalar vererek, Müslümanların itikatlarını bozmayı planlamaktadırlar.

Görüldüğü gibi, Seyyid Kutub; islami ilimler okumamış, bir hak mezhebe göre de bilgi sahibi olmayıp, sosyoloji ve edebiyat alanında eğitim almıştır. Uzmanlık alanı sosyoloji olmasına karşm, kendi sapık fikirlerinden hareketle, Ayet’leri çarpıtarak farklı manalar verip, “bana göre” böyledir diyerek Fi’zilal-il Kur’an adlı garabet tefsirini yazmıştır. Herkes “bana göre” demeye başladığı zaman, ortada ne mezhep, ne de din kalır. Oysa ki ehl-i sünnet görüşünde olan islam alimleri, Ayet’leri yorumlarken diğer Âyet’ler ve Hadis-i Şeriflerle birebir uyum içinde mana verirler. Seyyid Kutub ise Âyet’lere kendi rey’ine göre mana verip bir çok Hadis-i Şerifleri de yok sayarak bana göre böyledir demektedir. “Kur’anı kendi reyi (görüşü) ile tefsir eden cehennemdeki yerine hazırlansın,”1 Hadis-i Şerifini çok iyi düşünmek durumundayız.

Buna rağmen bu adamın yazdığı, “Fi’ zilal-il Kur’an” adlı tefsiri ile batıl kitaplarını yaymayı bir takım çevreler cihad saymaktadır. Bu çevreler dine hizmet ettiğini zannederek aslında, ehli sünnet itikadım bozup Müslümanlar arasmda fitne çıkarmak isteyen din düşmanlarının değirmenine bilerek ya da bilmeyerek su taşımış olmaktadırlar. Netice de, ortalıkta gezen kitapları, her gün binlerce insanımızı zehirlemektedir. Durum bu kadar vahimdir.

Yine Seyyid Kutub’tan övgüyle bahseden, Haksöz dergisi yazarı Hamza Türkmen’in 10 Eylül 2012 tarihli “Islah-Ha-ber” internet sitesinde yayınlanan röportajında şu ifadeleri kullanmaktadır:

“Kutub’un şehadetinden daha bir ay geçmeden Cağaloğlu’ndaki MTTB binasının salonunda Şehidimiz için anma toplantısı yapıldı. Konuşmacılar Sezai Karakoç ve Necip Fazıl Kısakürek’ti. Karakoç da Kısakürek de Kutub’un şehadetini kutlamışlar ve Firavun Nasır’a lanet okumuşlardı. Necip Fazıl Kısakürek, Kutub’u kendinden daha yiğit, “saf ayar dava adamı” olarak tanıtmıştı. Ama daha sonra Kutub’ un islamı Kur’an eksenli algılama çabalarından, daha sonra yayınlanan “Yoldaki İşaretlerdeki ve Fi Zilal’ deki mezhepçiliği, Bâtmiliği ve milli/ulusal dindarlığı eleştiren yaklaşımlarından istifade edeceklerine, bu iki zat da, gelenekçiliğe ve Osmanlı asabiyesine dayanan milli dindarlığa tutunan bir refleksle. Şehidimizin ismini unutturmaya veya “Din Tahrifçileri” kitabında olduğu gibi karalamaya çalıştılar.1

Yukarda ki yazıda: “İslamı Kur’an eksenli algılama..” diye bir ifade kullanılmaktadır. Bu ifade açık bir şekilde, aynı vahhabilerde olduğu gibi Hadis-i Şerifleri yok sayıp Sünnet-i Rasulullaha da açıktan saldırıdır.

Buhari ve Müslim’de Eyyub (Radiyallahu anhu)’dan Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdu ki:

“Her kim benim hadislerimi hafife alarak yüz çevirirse, benden değildir.”2

Ayrıca yine bu yazıda: “S. Kutub’un ehli sünnet mezhebine, batıniliğe (maneviyata ve tasavvufa), Osmanlı devlet yapısına karşı olduğunu, bu fikirde olanlar da açıkça ifade etmektedirler.” Yine bu yazıda “Din Tahrifçileri” diye geçen kitap ise, S. Kutub’la aynı dönemde yaşayıp, 1983 yılında vefat etmiş olan Ahmet Davutoğlu hocanın yazmış olduğu “Dini Tamir Davasında Din Tahrifçileri” adlı kitaptır. Bu kitapta; İbni Teymiyye, masonlukları belgelenen Cemallettin Afgani, Muhammed Abduh, Reşit Rıza başta olmak üzere, bunlarla aynı fikirde olan Mevdudi, Seyyid Kutub ve Türkiye uzantıları vs. bunların ehli sünnete uymayan yanlış fikirleri, belgeli bir şekilde anlatılmaktadır.

Necip Fazıl’da Seyyid Kutub’un yanlış fikirlerinin farkında olmuş ve aleyhinde yazmış olduğu “Doğru Yolun Sapık Kollan” adlı, kitapta demiştir ki: “Sahte Kahramanlar konferansımda gerçek kahraman olarak göstermiştim. Fakat sonradan gördüm ki, Seyyid Kutub bir İbni Teymiyye meddahıdır ve kellesini kaptırdığı “sosyalizma yulannın zoruyla” Hazreti Osman (Radiyallahu anhu)’ya adaletsizlik isnad eden ve dil uzatan bir bedbahttır.”

Buradan da anlaşılıyor ki, o dönemlerde yaşayan ve o günkü oynanan, siyasi olayları çok iyi bilen Necip Fazıl, önemli bir hususa dikkat çekip, “sosyalizma yularımn zoruyla” ifadesini kullanarak, birilerinin maşası olduğunu anlatmak istemiştir. “Yular” ifadesi birilerinin emrinde ve güdümünde olduğunu ifade etmek için kullanılmış anlamlı ve yerinde bir sözdür. Hz. Osman (Radiyallahu anhu) ve diğer ashabı güzin efendilerimiz hakkında söylediği iftira ve hakaretleri, birilerinin talimatıyla sarfettiği anlaşılmaktadır.

Bazı kesimler ısrarla, Seyyid Kutub’un vahhabi olmadığını iddia etmektedirler. Halbuki vahhabiliğin fikir babası, İbni Teymiyye’dir. Seyyid Kutub’da İbn-i Teymiye’yi övmekte ve fikirlerini savunmaktadır. Dolayısıyla İbn-i Teymiyyeci birinin vahhabi olmadığım iddia etmek, pek de inandırıcı olmaz. Zaten kitabımızın ilerleyen sayfalarında da göreceğiniz gibi, Seyyid Kutub sadece ben vahhabiyim dememekte ancak vah-habilikle birebir aynı sapkm iddiaları savunmaktadır. Ayrıca Mürşid ve Allah dostu velileri; alaylı bir şekilde hakaret ederek inkar etmektedir. Tasavvuf ehlini ve yaptıkları tüm ibadetleri de tembellik çağının ürünleri olarak görmektedir. Aym şekilde vahhabiler de tasavvufa, şefaate, evliyaya, keramete inanmazlar ve asla da kabul etmezler.

Dipnotlar

1 Bu kaynak içi Bkz: http:/www.islahhaber.com/seyyid-kutub-cahili-toplum-terkibiyle-tekfiri-
amaclamadi-26282h.htm.
2 Buhari, Nikah 1; Müslim, Nikah 1.

1 Sünen-i Tirmizi, Tesir’ul-Kur’an 1

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu