Ali Eren

Kutlu Doğum, kainatın baharıdır

Rabbimizin, mukaddes kitabımızla gelen ilk emri “Oku!” olmuştur. “Oku!” ama, tabii ki “Önüne ne gelirse, eline ne geçerse oku” demek değil. Bu emrin verildiği ayetin peşinden, ikinci ayet izah getiriyor: “Yaratan rabbinin ismiyle oku.”

Onun içindir ki, ilimlerini doğrudan Peygamberimiz (s.a.v.) den alan nice alimler çıktı. Bu ilim ondan ona aktarıla aktarıla devam etti ve bir ilim medeniyeti teşekkül etti. Bu bakımdan, İslam tarihi aynı zamanda bir ilim tarihidir. İslama sarılanlar, gayretleri nisbetinde cahillikten uzak kalmışlardır. Bu din “Cahiliye devri”ni yıkmıştır; çünkü cahilliğin düşmanıdır.

İslamda, “Bir alimin ölümü, alemin ölümü”gibi kabul edilir. Bir alimin yetişmesi de, alemin bahar açması gibidir. Her bir alimle, dünyada yeni baharlar açılmış demektir…

Alimlerin dünyaya tesiri böyle. Ya alemlere rahmet olarak gönderilen gül peygamberin dünyaya gelişi… Onun gelişiyle kainat nurla dolmuş, bütün kainatta bahar açmıştı…

Bu sözlerimizle biz onu layıkıyla övmüş olamayız. Şu kadar var ki, O’ndan bahsetmekle sadece kendi sözümüzü süslemiş oluruz.

Onu Rabbimiz övüyor; O’na itaat etmenin kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. Ebedi felaketten kurtulup ebedi saadete ermemiz için, Onun her emrine uymamızı, yasakladığı her şeyden kaçınmamızı emrediyor. Bize, insan nümunesi olarak onu gösteriyor. Yapılan ibadetlerin boşa gitmemesi için, O’nun yanında yüksek sesle konuşulmasını bile yasaklıyor. Hz. Allah, O’na, “Seni alemlere rahmet olarak gönderdim” buyurarak, başka hiçbir kula, hiç bir peygambere nasip olmayan makamı veriyor.

Ona ahirette de en üstün makam, “Makam-ı Mahmud” verilecektir.

Rabbimiz, mukaddes kitabımızda “Muhammedün Resulüllah/Muhammed Allah’ın resulüdür” buyurarak, O’nun ismini kendi ismiyle beraber ve ikinci isim olarak zikrediyor.

Evet… Bir yaratan var bir de yaratılanlar… Rabbimiz, kainatın yaratıcı olarak birincidir, birdir, tekdir, rabtir. Yaratılanların en üstünü ise Peygamberimiz (s.a.v.)dir; ikincidir, kuldur.

İkincilik, Peygamberimiz’in bütün hayatında vardır. Pazartesiye Arapçada “Yevmü’l-isneyn”denilir, ki ikinci gün demektir. Peygamberimiz’in hayatında Pazartesi’nin önemli bir yeri vardır. Ahmed ibni Hanbel Hazretleri, İbni Abbas (r.a.) dan şu rivayeti veriyor:

“Peygamberimiz Pazartesi günü doğdu. Pazartesi günü peygamber oldu. Pazartesi günü vefat etti. Mekke’den Medine’ye hicret için Pazartesi günü çıktı. Medine’ye Pazartesi günü geldi. Hacer-i Esved’i Pazartesi günü kaldırdı.”   

Adem Aleyhisselam’dan  Peygamberimiz’e kadar gelen onbinlerce peygamberin de  ümmetleri olmuştur.  Peygamberlerin en üstünü olduğu gibi ümmetlerin en üstünü de vardır.  Kur’an’ın ifadesine göre, Peygamberimiz’in ümmeti “En hayırlı ümmet”tir. Bu hayırlılık o mübarek peygambere bağlılıktan ileri gelmektedir.

İslam alimleri, Hz. Resulüllah’ın üstünlükleri hakkında çok eserler kaleme almışlardır. İmam Süyuti’nin Hasais-i Kübra’sı ve Kadı İyaz’ın, ruhlara şifa veren ve Şifa-i Şerif diye anılan Eş-Şifa fi Tarifi Hukuki’l- Mustafa’sı bunlardandır.

Kalbi hasta olanların, sevgili Peygamberimiz’in üstünlüğü dile getirildiğinde dudak bükmeleri normaldir ve öyle yapmaktadırlar. Bu kimseler, Peygamberimiz’in üstünlüğünü sadece reddetmekle kalmayıp, onu diğer insanlarla bir seviyede gösteriyor ve “…ümmetin her ferdi de bir peygamber gibidir” diyebiliyorlar. Bu kimseler, “Kurtubi tefsiri, Bakara, 253’üncü ayetin tefsirinde, Hz. Peygamber diğer peygamberlerden üstündür demeye dahi cevaz vermemektedir.” yalanını söylemekten de geri kalmıyorlar.Allah’tan korksunlar.

Değerli okuyucular! Sevgili Peygamberimiz’in doğduğu Rebiul-evvel ayındayız. Bu  ayda Peygamberimiz’e salevat okumaya daha fazla ağırlık vermeli, sevgisinin iyice yerleşmesi için çoluk çocuğumuza O’ndan daha çok bahsetmeli ve Peygamberimiz’in hayatından bahseden kitaplar okumalı ve okutmalıyız. Rabbim, bizi ve neslimizi O’nun yolundan ayırmasın. AMİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu