Hadisleri Hafife Alanlar

Kur’ân Ve Hadis-İ Şerif’ler Varken Neden Mezhep İmamlarına Başvuruyoruz?

Bu dört mezheb imamlarının (tek amacı Kur’ân ve sünneti açıklamak olduğu için) kitap, sünnet ve ashâbın icmaına (daha uygun bir delîl bulduklarında ilk bildirdikleri görüşten) döndüklerine dair birçok sahîh rivâyetler mevcuttur. Bunlar, Görüşüm, sahîh hâdise muhalif düşerse, hadîs mezhebimdir. Sahîh hâdise karşı, sözümü duvara çalın. gibi sözlerle, hükümlerde mutlaka ana kaynaklara bağlılıklarını ifade ederler.
Onların bu ifadeleri, güvenilir kaynaklarda zikredilmektedir. Hiçbirisi, kendisini herhangi bir kanun koyucu olarak görmemiştir. Gerçek kanun koyan, helal ve haramı açıklayan Allahü Teâlâ’dır. Bu kanunları insanlara tebliğ eden ve açıklayan Allah’ın Resûlü (s.a.v.) Efendimizdir. Mezheb imamları da kendilerinden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir vukufiyetle Kur’ân ve sünneti açıkladıkları için onlara tâbi oluruz. Nitekim İmâm-ı A’zam’dan sonra kimseye 4000 kişiden ders almak, İmâm Ahmed b. Hanbel’den sonra da kimseye 1 milyon hadîs ezberlemek nasîb olmamıştır.
“Sahîh hadîsi bulduğunuz zaman, sözümü duvara çalın.” sözünün muhatapları da bu mezheb imamlarından sonra gelen, onlara tâbi olma metodunu bilen, menkul ve makul ilimlere tam olarak hâkim ve muttaki, “Mezhebte müçtehid” ilim adamlarıdır. Bunların çoğu hatta tamamı; hadîsleri ezberlemiş, mezheb imamlarının delîllerini, kuvvet ve zayıflığını bilen, bütün usul ve furu’u yutmuş, halleri fetvalarından daha temiz ve takva yolunu daima tercih etmiş zatlardır.
Hâfız ve Fakîh İmâm Nevevî şöyle demiştir:
Muhaddis Huzeyme (r.h)’ye “Şâfiî’nin, kitâblarına koymadığı sahîh bir sünnet var mıdır?” diye soruldu. O da: “Hayır yoktur.” dedi. Buna rağmen, -(her şeyi) kuşatmak beşere imkânsız olduğundan- Şâfiî (rahimehullâh), (kendi kavline muhalif bir şekilde) sâbit olan sahîh hadîsle amel edilmesini söyledi.
Ebû Amr (Hâfız İbn-i Salâh rahimehullâh) söyle dedi: İmâm Şâfiî’nin dediği sözün zâhiri ile amel etmek öyle kolay değildir. Her fakîhe hüccet gördüğü hadîsle müstakil olarak amel etmesi câiz değildir…” Bu, ancak mezhebde içtihâd rütbesi olan kimse hakkındadır.
Bu konuda dört mezheb imamını taklid ettiği için bütün ümmeti tekfir eden eş-Şevkânî gibi marjinal kimselerin icmaa aykırı görüşlerine itibar edilmesi de söz konusu olamaz.

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu