Ali Eren

Kadir gecesi, ibâdet, dolayısıyla af gecesi demektir…

Gecelerin en değerlisi olan Kadir Gecesinde ibâdet etme şans ve imkanına kavuşan Müslüman, büyük bir bahtiyarlığa ermiş demektir. Çünkü -Kadr sûresinde ifade buyrulduğu gibi- bu gece bin aydan daha hayırlıdır. Bin ay, seksen üç sene dört ay ediyor. Bu mübârek gecenin bin aydan ne kadar hayırlı olduğu bilinmiyor.

Demek ki, Kadir gecesinde ibâdet eden Müslümanlar seksen üç sene dört aydan daha fazla ibâdet etmiş gibi sevap kazanıyorlar. Bir Müslüman meselâ hayatında on tane Kadir gecesini ibâdetle geçirmiş olsa, sekiz yüz otuz üç sene dört aydan daha fazla bir zamanı hiç ara vermeden ibâdetle geçirmiş gibi sevap kazanıyorlar. Ne büyük saadet!

Aynen Ramazan ayı gibi kıymetini Kur’an’dan alan Kadir gecesi, sene içindeki beş kandilden en faziletli olanıdır. Çünkü, Kur’an o gece indirilmiştir. Kur’an’ın bu gecenin ismini taşıyan Kadr Sûresinin ilk âyetinde, bu hususa işaret buyuruluyor: “Şüphesiz biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik.”

Kur’an’ın, Ramazan ayı içinde Kadir gecesinde indirilmesi, bu gecenin üstünlüğünü göstermeye yeter. Rabbimiz, Kur’an nurunu taşıyan bu geceyi feyiz, bereket ve nurlarla süslemiştir. Bu geceye ilgiyi artırmak için de, Kadr sûresinin ikinci âyetinde, “Kadir gecesinin ne (kadar büyük) olduğunu bilir misin?” buyurulduktan sonra, cevap mahiyetinde bilgi veriliyor: “Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır.”

Dikkat! Bildirilen, bu gecenin bin ay kadar olduğu değil, “bin aydan daha hayırlı olduğu”dur. Kadir gecesinde ibâdet etmek bin ay ibâdetten daha hayırlı ama, bu fazlalığın ne kadar olduğu ise bilinmiyor.

Âyette, “O gecede, melekler rablerinin emriyle her hayırlı iş için inerler, Ruh (Cebrâil Aleyhisselam) da iner” buyuruluyor.  Bu hususta ashabdan Hz. Enes’in (r.a.) rivayeti şöyle: “Kadir gecesinde Cebrâîl –Aleyhisselam- meleklerden bir toplulukla beraber iner. Melekler, zikir ve ibâdetle meşgul olan birini görünce, onun için Allah’tan rahmet dilerler.”

O kadar melek iner ki, yeryüzü meleklere dar gelir. Meleklerin bir bölüğü gider diğeri gelir. Melekler mü’minlere devamlı selam verirler. Bu hal, gece boyunca devam eder durur. Nitekim buyuruluyor ki: “O gece (baştan başa) selâmettir. O gece, (bütün bereketleriyle beraber) fecre (imsak vaktine) kadar devam eder.”

Peygamberimiz şöyle buyuruyorlar: “Kim Kadir gecesini inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek ibâdetle geçirirse, geçmiş günahları affolunur.”

Şunu bilmeli ki, insan sevap kazanacağına ne kadar kesin gözle bakarsa, ibâdet kendisine o kadar kolay gelir.

Bu geceyi namaz, Kur’an, zikir ve duâ gibi değişik ibâdetlerle geçirmelidir. En az 4 rek’at namaz kılmalı, 1. ve 3. rekatlarda Fâtihadan sonra 3 İnnâ enzelnâhü…, 2. ve 4. rekatlarda da yine Fâtihadan sonra 3 İhlas sûresi okumalıdır.

Allah’ı zikri yerine getirmek için, bir defa da olsa, Allâhü ekber, Allâhü ekber, Lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber. Allahü ekber ve lillâhil hamd demelidir. Bilenlerin, yüzer defa Elemneşrah leke… ve İnnâ enzelnâhü… sûrelerini okumaları güzel olur. Bilmeyenler, birkaç yüz defa  İhlas sûresi yani Kul hüvallâhu ehad… okurlarsa Kur’an okuma ibâdetini de yerine getirmiş olurlar. Peki bu gecede duayı nasıl yapmalı?

Hazret-i  Âişe Vâlidemiz, Peygamberimiz’e “Yâ Resûlallah! Kadir gecesine kavuşursam nasıl duâ edeyim?” diye sormuş, Peygamberimiz de şu duâyı okumasını tavsiye buyurmuştur: Allâhümme inneke afüvvün, tühıbbül afve fa’fü annî. Manası: Allahım! Sen affedicisin; affetmeyi seversin; beni affeyle…

Bu duâyı da 100 kere okumalıdır. Manası da Arapçası da okunabilir. Bilmeyenler, Arapçasını 100 kere okurlarsa, yüz kerede ezberlemiş olurlar. Bundan sonra Arapça aslını okuyabileceklerdir.

İslam büyüklerinin nasıl ibâdet ettiklerini hatırlarsak, bu gecelerde ibâdet yapmak zor gelmeyecektir.

Meselâ, Hz. Ömer (r.a.) yatsı namazını mescidde kıldıktan sonra evine gider, sabaha kadar namaza devam ederdi.  Hz. Osman (r.a.) gündüzlerini oruçla gecelerini namazla geçirirdi. Hz. Ali’nin kölesi, Hazreti Ali’nin odasından bir gecede bin tekbir sesi saydığını söylemiştir.

İmam Şâfiî Hazretleri, Ramazanda kıldığı namazlarda Kur’an’ı 60 defa hatmederdi. Hz. Katâde, Ramazanda her üç gecede bir hatim, son on günde ise her gece bir hatim yapardı. “Hadiste öğle uykusu tavsiye edilmiştir” buyuran ve sadece öğle vakti biraz uyuyan İmam-ı Azam Hz.’nin, kırk sene yatsı abdestiyle sabah namazını kıldığı o kadar meşhurdur ki, bunu kabul etmemek tarihi yok saymak gibidir. İmam Gazâlî’nin İhyâ isimli eserini şerh eden Ebûtâlib Mekkî’nin rivayetine göre, tâbiînden kırk kişinin yatsı abdestiyle sabah namazı kıldığı tevâtüren sabittir.(kesindir) İbrahim b. Edhem Hazretleri. Ramazan ayı boyunca hiç uyumaz devamlı ibâdet ederdi.

Kadir gecesinin bütün İslam âlemine hayırlar getirmesi duâ ve temennisiyle…

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu