Dinlerarası Diyalog

Bugünkü İnciller – Mehmet Oruç

SEMAVİ DİN KARDEŞLİĞİ MÜMKÜN MÜ?

Belediyelerin, Batıdaki kentleri, ‘Kardeş şehir’ ilan etme modası gibi, son yıllarda, bazı sözde din temsilcileri de, ‘Semavi din kardeşliği’ modasını başlattılar. Kardeşliği pekiştirmek için, noellerine, yortularına, cenazelerine katılarak üzüntülerini, sevinçlerini paylaşıyorlar.
Akıllarınca, bu dinlere, İslamiyetin vermediği, “Kardeşlik” meşruiyetini sağlamak istiyorlar. Onlar da, “Hak, doğru dinlerdir, bir dinin diğer dine göre, üstünlüğü yoktur” düşüncesini hafızalara yerleştirmek istiyorlar. Yürürlükten kaldırılmış bir din, nasıl geçerli, nasıl meşru olur, bunun üzerinde durmuyorlar. Bu, 1924 ve 1960 Anayasalarının, yürürlükte olan 1982 Anayasasının yanısıra bunların da yürürlükte olduğunu söylemek kadar abes, saçma, zırva bir iddiadır.
Zırva tevil götürmez, fakat bu konuların yabancısı olanların kafalarını karıştırdığı için, birazda yürürlükte olduğunu iddia ettikleri, bugünkü İnciller üzerinde durmak istiyorum. Dinimize göre bugünkü İncillerin durumu nedir?

Kur’an-ı kerime göre, Al I ahu” teâlânın peygamberleri vasıtasıyla insanlara gönderdiği dört büyük kitaptan biri “Incil’dir. Hiç şüphesiz Hazret-i isa’ya indirilen Allahü tealanın kitabıdır.
Fakat bugün, Hıristiyanların elinde bulunan ve “Evangelium” veya “Bible” adını verdikleri kitapta, eski hakîkî İncil’den kalmış pek az bilgi vardır. Kur’ân-ı kerîm’de Allahü teâlâ, İncil’i hazreti isa’ya vahyettiğini ve onu peygamber olarak gönderdiğini çeşitli âyetlerde,meâlen şöyle bildirmektedir: “Arkalarından da Meryem oğlu isa’yı gönderdik. Ona İncil’i verdik.” (Âli İmrân sûresi: 3), “(Isa beşikteyken dile gelip) dedi ki: “Ben, hakîkaten Allah’ın kuluyum! O, bana kitap (İncil) verdi. Beni peygamber yaptı.” (Meryem sûresi: 30).
Biz Müslümanlar, diğer ilâhî kitaplarla beraber hakîki İncil’in de Allahü teâlâ tarafından hazret-i îsâ’ya gönderilmiş hak bir kitap olduğuna inanırız. Ancak, Hazret-i isa’ya gönderilen İncil, tek kitaptı. İbrani diliyle yazılmış olan bu hakîkî İncil, bugün mevcut değildir. Bolüs (Pavlos) adındaki bir Yahûdî, Hz.îsâ’ya inandığını söyleyerek ve Hıristiyanlığı yaymaya çalışıyor görünerek, gökten inen İncil’i yok etti. Daha sonra, dört kişi ortaya çıkıp, on iki Havârî’den işittiklerini yazarak, İncil adında dört kitap meydana geldi. Bolüs’ün yalanları, bunlara da karıştı. Böylece Isa aleyhisselâmın hak olan dîni, az zaman sonra Yahûdîler tarafından sinsice değiştirilmiş oldu.
İncil’in hazırlanmasında, Kur’ân-ı kerîm’in yazılmasında gösterilen büyük hassasiyet gösterilmemiştir. Gerçek İndideki bilgilere birçok yanlış düşünceler, efsâneler ve hurafeler eklenmiştir. Aslından uzak dört İncil ortaya çıkmıştır:

1- Meta (veya Matta): Filistinli olan Meta, îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan sekiz sene sonra, birinci İncil’i yazmıştır. Bugün mevcûd olan Matta İncili, İbrânice nüshanın tercümesidir. Bu tercümeyi yapanın da kim olduğu belli değildir.
2- Lııka: Antakyalı olan Luka, Isa aleyhisselâmı görmemiş, îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan sonra, münafık olan Bolüs tarafından güya Hıristiyanlık dînine alınmış ve onun (bozuk) fikirleriyle aşılanarak, Allahü teâlânın kitabını büsbütün değiştiren bir İncil yazmıştır.
3- Markos: îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan sonra îsevî (Hıristiyan) olmuş, İncil ismi ile tercümanı olduğu Petros adındaki havariden işittiklerini yazmıştır. Havârî değildir.
4- Yuhanna: îsâ aleyhisselâmın teyzesinin oğlu olup, hazret-i îsâ’yı birkaç kere görmüştür. Yuhanna’ya âit olduğu iddia edilen bu kitap ona ait değildir, ikinci asırdan sonra aslı meçhul bir şahıs tarafından kaleme alınmıştır.
Bu dört İncil, aynı hususları başka başka anlatan ve insan eliyle yazılmış hikâyelerden ibaret olup, Allah kelâmı değildir ve devamlı olarak değiştirilmektedir. Böyle bir kitaba ilahi kitap, böyle bir kitaba inanan kimselere hak din mensubu, bunlara cennete gidecek diyenlerin ya akılların-dan ya da niyetlerinden şüphe etmek lazım!..

İNCİL’İN BOZULMASI
İncildeki ilk tahribatı Yahûdî olan Bolüs sinsice yaptı. Daha sonra, Yunancaya ve Lâtinceye çevrilirken Putperest Romalılar ve Yunanlılar kendi inançları doğrultusunda değişiklik yaptılar. İncil’deki tek Allah inancının üçe çıkarılmasında, Yunanlıların Eflâtun felsefesinin büyük etkisi oldu.
Ayrıca İncil’in en eski şekli olan İbrânice nüshası başka dillere yanlış tercümeler ile aktarıldı. Mesela, İbrânicede “Baba” kelimesi yalnız bir çocuğun kendi babası değil, aynı zamanda “hürmete değer büyük bir şahsiyet” mânâsına gelmesine rağmen, bu mana verilmedi.
Bunun gibi “Oğul” kelimesi de İbrânicede çok kereler bir şahsın rütbece ve yaşça kendisinden daha küçük olan, fakat kendisine son derece bir sevgi ile bağlı bulunduğu bir şahsı tasvir etmek için kullanılmaktadır. İncildeki, “oğul” kelimesi, “Allah’ın sevgili kulu” mânâsına gelmesine rağmen bu manada kullanılmadı.
Bütün bunlara rağmen bugünkü İncil’in bile birçok yerlerinde Allah’ın tek olduğu, Isâ aleyhisselâmın ise bir “Peygamber” olarak gönderildiği yazılıdır. Bunların bir kıs-mı şöyledir:
Markus (12:30): Allahımız tektir. Tesniye (4:25): Yalnız bir Allah olup, ondan gayrisi yoktur, isa’ya (45:5): Rab benim, benden gayri ilâh yoktur. Yuhanna (5:3): İsa dedi ki, ben kendiliğimden bir şey edemem, işittiğime (yâni bana verilen vahye) göre hüküm ederim. Kendi irâdemi (bir şeyi yaptırmak arzusu) değil, ancak beni gönderenin (yâni Allah’ın) irâdesini ararım.

(Matta 27:57): Isâ aleyhisselâm onlara; “Peygamber, kendi vatanından ve evinden gayrı yerlerde de İtibarsız değildir.” dedi. (Yuhanna 8: 26-27): Beni gönderen Allah’tır. Ben dünyâya ancak O’ndan işittiklerimi söylerim.
Bütün bu cümleler bugün Hıristiyanların elinde bulunan İncil’den alınmıştır. Yâni ne kadar değiştirirlerse değiştirsinler, hâlâ İncil’de muhakkak hakîki İncil’den kalma doğru sözler bulunmaktadır.
Mızrak çuvala sığmıyor. İnsaf sahibi Batılı ilim adamları da bugünkü İndilerin gerçek İncil ile ilgilerinin olmadığını bildiriyorlar:
Moody İncil Enstitüsünden Dr. Graham Scroggie, “İncil, Allah Sözü müdür?” adlı kitabının 17. sahifesinde eliyor ki: “Evet, İncil insan eseridir. Bazı kimseler, neden olduğunu anlamadığım sebeplerden ötürü, bunu inkâr etmektedirler. İncil, insanların dimağında teşekkül etmiş, insanlar tarafından insan dili ve insan eli ile yazılmış ve tamamiyle insan karakteri taşıyan bir eserdir.”
Başka bir din adamı Kennetlı Gragg, Hıristiyan olmasına rağmen, şöyle demektedir: İncil’in Ahd-i Cedîd kısmı, Allah sözü değildir. Burada doğrudan doğruya in-sanların anlattıkları hikâyeler, herhangi bir işin nasıl yapıldığını gören insanların görgü şahitliği vardır. Sırf insan sözü olan bu kısımlar Kilise tarafından insanlara Allah sözüymüş gibi nakledilmektedir.”
Teolog Prof. Geyser: “İncil’in tamâmı Allah kelâmı değildir.” demektedir.
İncil’de yazılı hususlara, bilhassa,”Allah, oğul ve rûhülkudüs” gibi üçlü tanrıya inanmayan papalar bile ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri olan Papa Honorius, üçlü tanrıyı katiyetle reddettiği için ölümünden 48 sene sonra İstan-bul’da toplanan Sinod (Papazlar Heyeti) tarafından resmen lanetlenmiştir (Sene M. 680).

Fransa’da yayınlanan L’Evenement Du Jeudi dergisinin Temmuz-1993 sayısında da bugünkü încillerin sahte olduğu belirtilerek deniliyor ki: “Gerçek İncil’i artık açıklama zamanı geldi… Ancak, bazı güçler, Hıristiyan ve Yahudi medeniyetlerini kökünden sarsacağı için gerçek İncil’i açıklamıyorlar.” Zaman zaman yapılan bu ve benzeri açıklamalar bugünki mevcut indilerin gerçek incil olmadığının delilleridir.
İnciller içinde doğruya en yakın olanı, “Barnabas” incilidir.

GERÇEĞE EN YAKIN İNCİL BARNABAS İNCİLİ
Barnabas İncili’ni kaleme alan Kıbrıs doğumlu Joses idi. Kendisi hazret-i isa’ya inananların en başında gelmekte, ve Havarilerin arasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Kendisine verilen “Barnabas” lakabı, nasihat verici, iyili-ğe teşvik edici anlamına gelmektedir.
Barnabas’ın İncili; bugüne kadar gelen İndilerden gerçek İncile en çok yakın olandır ve en önemlisidir. Barnabas İncili’nde, son Peygamberin 600 veya 1000 sene kadar sonra geleceği bildirilmektedir. Bu İncil’de, tek Allah inancından bahsedilmekte ve teslis yani üç ilah inancı y-lanlanmaktadır.
Avrupa ansiklopedilerinde, “Barnabas İncili diye bildirilen kitap, 15. yüzyılda İslamiyeti kabul etmiş bir İtalyan tarafından yazılmıştır” denilmektedir. Halbuki, Barnabas İncili daha 3. yüzyılda, yani hazret-i Muhammed’in gelmesinden asırlar önce aforoz edilerek ortadan kaldırılmıştır. Demek ki, daha o zaman da içinde fanatik Hıristiyanların işine gelmeyen, teslisin aleyhinde olan, başka bir Peygamberin geleceğini haber veren bahisler vardı. Şark Hıristiyanları, yakın zamana kadar bu İncil’i okurlardı.
Barnabas’ın bu İncili, târih boyunca çeşitli defalar ortadan kaldırılmak ve bütün nüshaları kaybedilmek istenmiş olmasına rağmen, Papa Damorus tesadüfen eline geçen bir nüshasını Papalık Kütüphanesinde saklamıştır.

Kitap. 1590’da el yazısı ile İbrâniceden İtalyancaya çevrilmiştir. Bu nüsha elden ele dolaşarak 1713 yılında Prens Eugene’e ulaşmış ve ölümünden sonra Viyana Kraliyet kütüphanesine nakledilmiştir. 1907’de Bay ve Bayan Ragg tarafından İngilizceye tercüme edilerek Oxford’da basılmış, fakat esrarengiz bir tarzda ortadan kaybolmuştur. Ancak bugün de, British Müseumda ve Amerikan Kongresi Kütüphanesinde birer nüshası halâ muhafaza edilmektedir. Barnabas İncili, Pakistan Kur’ân Konseyi eliyle 1973’te tekrar basılmıştır.
“Resullerin İşleri” kitabında bildirildiğine göre, Hz. İsa’nın ardından ayrılıkların başlamadığı ilk dönemlerde, iman edenler tek yürek ve tek can idi ve hiç biri kendisinin olan şeyler için ‘benimdir’ demiyordu, her şey onlar için ortaktı. Her biri, tarlalarını, evlerini satıp bedellerini getirerek resullerin ayakları önüne koyuyorlardı; ve her birine ihtiyacına göre dağıtılıyordu.
İşte bu zamanda Resullerce çağrıldığı şekliyle Barnabas tarlasını satmış ve parayı getirip resullerin önüne koymuştu. Bu olaydan sonra Barnabas adı Resuller’in İşleri’nde sık sık geçer. Şehir şehir dolaşan Barnabas, Allah’ın sözünü her gittiği yerde ilan etmekte, kardeşlerine yardım için koşmakta ve pek çok kişinin Hakk Dine girmesine sebep olmaktadır.
Barnabas ilk dönemlerde Pavlos’la birliktedir. Fakat, bir süre sonra aralarında, şehirleri dolaşırken Markos denilen Yuhanna’yı da yanlarına alıp almama konusunda şiddetli bir tartışma çıkar ve nihayet ayrılırlar. (Resuiler’in İşleri, 15:36-41)
Bu ayrılma olayından sonra Resuiler’in İşleri’nde Barnabas adı bir daha geçmez ve sürekli Pavlos’tan söz edilir. Buradan, Barnabas ile Pavlos arasında ‘iman’ konusunda derin ayrılığın söz konusu olduğu anlaşılıyor. Nitekim, Barnabas, İncili’nin girişinde şöyle der:

“Şeytan tarafından aldatılan pek çokları, dindarlık maskesi altında en dinsiz akideyi va’z ederek İsa’ya Allah’ın oğlu demekte, Allah’ın sonsuza değin emrettiği sünnet olmayı reddetmekte ve her türlü kirli etin yenmesine izin vermekte olduğundan kurtulasınız, Şeytan tarafından aldatılmayasınız ve Allah’ın hükmü önünde hüsrana uğramayasınız diye, İsa ile yaptığım konuşma ve görüşmelerde gördüğüm ve duyduğum gerçeği yazıyorum.”
Barnabas’ın bizzat kendi yazdıklarına göre, Pavlos’la bir süre arkadaşlık yapmış, fakat, her peygamberden sonra olduğu gibi, Hz. İsa’dan sonra da izleyicileri arasında ayrılıklar çıkmış, bu ayrılıklar dinin özüne de inmiş ve Pavlos, Tevhid’i Şirk’e çevirenlerin başında yer alırken, Tevhid’den kopmayan Barnabas ise, Hz. İsa’nın gerçek dinini, ona inananlar Şeytan’a kanmasınlar diye yazıya geçirme gereği duymuştur.

BARNABAS İNCİLİ’NDEN BÖLÜMLER
Barnabas İncili gerçek incile en yakını olduğu için, ihtiva ettiği bilgiler diğerlerinden çok farklı. Örneğin, Barnabas incilinde geçen şu bölüm Peygamberimizin geleceğini, son Peygamberin Muhammed aleyhisselam ve son dinin de İslamiyet olacağını açıkça bildirmektedir:
Hz. Isa, kendisine, ‘Sen Allanın Oğlusun’ diyen Petrusa çok kızdı. Onu azarladı. Ona, “Def ol” benden uzaklaş! Sen şeytânsın ve bana fenalık yapmak istiyorsun dedi. Ondan sonra havarilerine dönerek, bana böyle söyliyenlere yazıklar olsun! Çünki, Allah bana, bunlara la’net etmek emrini verdi, dedi.”
“Ben kimsenin günâhını af edemem. Ancak Allah günâhları af eder.”
“Ben bu dünyaya, cenâb-ı Hakk’ın dünyaya selâmet getirecek olan Resulünün yolunu hazırlamak için geldim. Fakat sizler dikkat ediniz! O gelinceye kadar sakın aldatılmayasınız. Çünki benim sözlerimi alıp benim İncilimi bozacak birçok yalancı peygamberler zuhur edecektir.”
O zaman Andreas’ın, geleceğini söylediği bu Resul hakkında bize bazı işaretler söyle ki Onu bilelim dediklerinde şöyle cevap verdi: “Bu Resfıl sizin zamanınızda gelmeyecektir. Benim İncîlim tahrif edilmiş olacağı ve hakîkî inananların 30 kişi kadar kalacağı bir zamanda gelecekdir. İşte o zaman, cenâb-ı Hak insanlara acıyarak, elçisini gonderecekdir. Onun başının üzerinde daima beyaz bir bulut bulunacaktır. O çok kudretli olacak, putları kıracak, puta tapanları cezalandıracaktır. Onun sayesinde, insanlar Allahı tanıyacak ve Onu ta’zîz edecek ve ben de o zaman hakîkî olarak tanınacağım. Benim insandan başka bir şey olduğumu söyüyelilerden intikam alacaktır.”

“Kardeşlerim! Ben topraktan yaratılmış bir insanım. Sizin gibi toprak üzerinde yürüyorum. Günahlarınızı bilin ve tevbe edin! Kardeşlerim! Şeytân, Romalı askerlerin yardımı ile, size benim Allah olduğumu söyliyerek sizi aldatacak. Onların, sahte ve yalancı ilahlara kulluk ederek Allahın la’netine uğrayacaklarını görerek, onlara inanmayınız”
“Benim tesellim, hakkımdaki her batıl düşünceyi yok edecek ve dinini tüm dünyaya yayacak olan Elçi’nin gelmesindedir. Ve, bana teselli veren, onun dininin sona ermeyecek ve Allah tarafından el değmeden korunacak olmasıdır.”
Sordular: “Allah’ın Elçisi geldikten sonra, başka peygamberler gelecek mi?”
Hz. İsa cevap verdi: “Ondan sonra Allah tarafından gönderilen gerçek peygamberler gelmeyecek ama pek çok yalancı peygamber gelecek; ki ben buna üzülüyorum. Çünkü, Şeytan onları yerlerinden kaldıracak da, kendilerini, benim kitabımı bahane edinip gizleyecekler.”
Sordular: “Bu tür dinsizlerin öne süreceği hüküm nasıl bir şeydir?”
Hz. İsa cevap verdi: “Bunların öne sürdüğü, kurtuluşa götüren gerçeğe inanmayan, lanete götüren bir yalandan ibarettir. Dünya hep gerçek peygamberleri horlamış ve bu yalancıları sevmiştir.”
Sordular: “Bu elçiye ne ad verilecek ve hangi işaretler onun gelişini ortaya koyacaktır?”

Hz. İsa cevap verdi: “Onun adı hayranlık uyandırır, çünkü Allah, ruhunu yaratıp da, bir nur içine konulduğu zaman ona bu adı kendisi vermiştir. Allah dedi: “Bekle Muhammed; çünkü senin uğruna Cennet’i, dünyayı ve her türlü mahluku yaratacağım, içlerinden seni bir elçi yapacağım, öyle ki, kim seni kutsarsa kutsanacak, kim seni lanetlerse lanetlenecektir. Seni, dünyaya gönderdiğimde senin sözün gerçek olacak. O kadar ki, gök ve yer düşecek. Fakat senin dinin düşmeyecek. Muhammed O’nun kutlu adıdır.”
O zaman, kalabalık seslerini yükseltip, dediler: “Ey Allah, bize elçini gönder! Ey Muhammed, dünyanın kurtuluşu için çabuk gel!,,

RESİMLİ EROTİK İNCİLLER
Gazetelerde İncil’i okutma kampanyaları ile ilgili haberler çıkmıştı. Gençler İncil’e, Hıristiyanlığa ilgi duymadıkları için yeni metotlar deniyorlar. Çünkü son 50 yıldır, gençler hızla Hıristiyanlıktan uzaklaşmaktalar.
Sebebi de İncillerdeki çelişkili ifadeler. Çünkü birçok İncil var piyasada. Her biri farklı farklı. Gerçek İncil bir tane olduğuna göre bunların hangisi doğru?
İndileri okuyanlar manasını anladıkları halde ondan uzaklaşıyorlar. Manasını anlamadıkları halde, Kur’an-ı kerim okuyanların, Müslüman olanların sayısı çığ gibi büyüyor. Bu tespit bizim değil kendilerinin.
Şimdi gelelim haberlerden birine: Resimli incil ile ilgili. İndilerin “erotik” baskısı yapılıyormuş. Sebebi, İncil’i daha çekici hale getirmekmiş. Bunu nasıl yapacaklarını merak ediyorsanız söyleyeyim: Ünlü modellerin fotoğrafları, resimleri konacakmış yeni baskı İndilere.
Bunun için İsveçli girişimciler, İncil’in erotik versiyonu için çalışmalara hemen başlamışlar. Amaçları da özellikle İncil’i 15-30 yaş grubu için daha çekici hale getirmekmiş. Girişimciler böyle söylüyor. Nasıl çekici hale getirileceği hususunda biraz daha detay veriyorlar: Erotik yani müstehcen İncil’de dünyanın önde gelen ünlü fotomodelleri ve fotoğrafçıları kullanılacakmış. İncil adeta bir “magazin ” haline getirilecekmiş. Bunun için de, dünyanın en ünlü iki modeli Claudia Schiffer ve Markus Schenkenberg, Adem ve Havva rolünde poz vereceklermiş. Adem ve Havva’nın Nevv York’ta sokakta el ele… yürüyüşlerinin fotoğraflarını yeni magazin İncil’in sayfalarına yansıtacaklarmış.

Bu pozların da sıradan bir fotoğrafçı tarafından çekilmesi beklenemez tabii ki. Bu görüntüler ünlü fotoğrafçı Paolo Roversi tarafından çekilecekmiş.
Hatırınıza gelmiştir herhalde. Bütün bu kepazeliklere Kilise, Hıristiyan din adamları ne demişler, nasıl bir tepki göstermişler. Buna niçin tepki göstersinler ki. Tepki anormal şeyler için gösterilir. Yapılanlar onlara göre anormal şeyler değil ki tepki göstersinler.
Birkaç yıl önce, bir filimde Hz. İsa rolündeki adam iğrenç işler yaptığı için, Avrupa’daki Müslümanlar ayaklanıp filmin gösterildiği sinemayı kuşatmamışlar mıydı? Hıristiyanların kılı bile kıpırdamamıştı. Bunlardan nasıl bir tepki bekleyebilirsiniz ki.
Tepki göstermedikleri gibi, takdir bile etmişler. Hıristiyan din adamları da “esas”in tadını kaçırmamak şartıyla bu ilginç girişimi desteklediklerini ve memnunlukla karşıladıklarını ifade etmişler.
Halbuki ellerindeki bozuk indilerde de bu tür, erotik yaklaşımlar yasaklanıyor. Mesela Matta İncilinde, zina yasak olduğu gibi, zinaya sebep olan kadına da şehvetle bakmanın yasak olduğu yazılıdır. (Matta Bâb 5, ayet 27-28) Hal böyle iken, Hıristiyan milletler bırakın zinayı, homoseksüel erkeklerin evlenmesine bile izin veriyor, bunun için kanun çıkartıyorlar.
Gelelim şimdi diğer bir habere. Haberin başlığı şöyle: “Bak, peygamber futbol oynuyor!” Haber sonra şöyle devam ediyor: “Gençlere Hıristiyanlığı sevdirmek adına ünlü modellerin çıplak resimlerinin yer alacağı bir incil’in bastırılmasının ardından, Amerika’da bir fîrma da Hz. İsa’yı çeşitli sporlar yaparken gösteren süs eşyaları satmaya başladı.”

Christian Supply firması tarafından internet üzerinde satışa sunulan eşyalar büyük ilgi toplamış. Hz. İsa’yı beyaz kıyafetler içinde futbol, basketbol ve beyzbol oynarken gösteren eşyalar, tanesi 20 dolardan satılıyormuş. Bu girişimin sebebini, “Böyle bir eşya üretmelerinin nedeninin Hz. İsa’yı günümüz şartlarına uyarlamak” olduğunu söylüyor şirket yöneticisi Laura Traina.

Derler ya, araba yoldan çıkınca nerede duracağı belli olmaz. Dinler ilahi mesajdır. Orijinalliği muhafaza edildiği müddetçe etkili olur. Eğer orijinalliği bozulmuşsa hangi kılıfa sokarsanız sokun İlgi çekmez. Aksine itici olur. Bugünkü Hıristiyan aleminin durumu da zaten bunu açıkça gösteriyor. Harcanan milyarlarca dolara rağmen halk Hıristiyanlıktan uzaklaşıp hızla dinsiz oluyor. Çırpındıkça da daha çok batıyorlar dinsizlik batağına.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu