Mealcilik

‘Bize Kur’an Yeter’ Sözünün Çarpıtılması

Bize Allah (c.c.)’ın kitabı Kur’ân yeter.” diyerek Kur’ân’ı; sünnet ve âlimlerin açıklamaları olmadan anlamaya çalışmak doğru mudur?

Elbette Kur’an kıyamete kadar bütün insanların bütün meselelerine yeter ancak:

Müslim‘de rivâyet edildiğine göre, İbn-i Mes’ud (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v.)’den, “Dövme yapan ve yaptıran, peruk takan ve taktıran… Kadınlara lanet olsun.” hadîsini rivâyet edince, bu hadîsi işiten Ümm-ü Yâkup adında Kur’ân okuyan bilgiç bir kadın gelerek itiraz eder: Müslim‘de rivâyet edildiğine göre, İbn-i Mes’ud (r.a.), Hz. Peygamber (s.a.v.)’den, “Dövme yapan ve yaptıran, peruk takan ve taktıran… Kadınlara lanet olsun.” hadîsini rivâyet edince, bu hadîsi işiten Ümm-ü Yâkup adında Kur’ân okuyan bilgiç bir kadın gelerek itiraz eder:
“Sen dövme yapanları da yaptıranları da… lanetliyormuşsun.” der. İbnu Mes’ud (r.a.):
“Resûlullah (s.a.v.)’ın lanetlediğine ben niye lanet etmeyeyim, üstelik bu, Allah (c.c.)’ın Kitabı’nda da var.” diye cevap verir. Kadın:
“Ben, Kur’ân’ın iki kapağı arasında her ne varsa eksiksiz okudum; ama senin söylediğin lanetlemeyi bulamadım.” deyince İbn-i Mes’ûd (r.a.):
“Şâyet hakkıyla okusaydın mutlaka bulurdun. Allah, Kur’ân’da: “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da sakının.” (Haşr s. 7) buyurmuyor mu?” cevabını verir.
Bu yüce sahâbenin davranışını değerlendiren usulcülerimiz şu hükme varırlar: “Görüldüğü üzere hüküm çıkarmada, Kur’ân’la yetinmek câiz değildir. Mutlaka O’nun şerhi ve beyanı durumunda olan ‘sünnet’e de bakmak gereklidir”.[1] Mutarrif b. Abdullah, “Bize Kur’ân’dan bahsedin, hadîsten değil.” diyen kimseye: “Biz, hadîsi Kur’ân’a tercih etmiyoruz. Hadîsleri anlatmaktaki amacımız, Kur’ân’ı en iyi bilenin (Resûlullah (s.a.v.)’in) bildiklerini söylemektir, uyarısında bulunmuştur.[2]

(Hak Dinin Batıl Yorumlarına Cevaplar, MİSVAK NEŞRİYAT, İstanbul, 2014)

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu