Ali ErenAnasayfa SliderAnasayfa YazılarArşivSON EKLENENLERson-eklenenler

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİMİZİN AZİZLİĞİNİ ANLATIRKEN BEDİR MÜCÂHİTLERİNİN RUHUNU İNCİTMEK…

Müslümanları inciten mısralardan birisi Çanakkale Destanı’nda geçen şu mısradır:
“Bedrin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.”
Böyle bir sözü, ancak ashab-ı kiramı bilmekten uzak olanlar kaleme alabilir ve bu sözün sahibini yine ancak öyleleri müdafaa edebilirler. Ama bazı kimseler, ne pahasına olursa olsun Âkif’i ille de aklamak gayretine düşüyorlar. Oysa Mehmet Âkif hatadan masum değildir ve işte her şey ortadadır ve bu mısra basbayağı hata hem de katmerli bir hatadır. Gelin görün ki bazı profesör ünvanlı kişiler bile, bunun bir teşbih olduğunu söylemek gülünçlüğüne düşüyorlar.
İnsan, “Bu bir teşbihtir” derken teşbihin ne olduğunu düşünür de öyle konuşur değil mi? Teşbih bu cümlenin neresinde? Bu mısrada, Türkçede teşbih için kullanılan “Gibi” kelimesi var mı ki teşbih olsun?
Çanakkale harbi tabii ki küçümsenemez. Ancak, Çanakkale mücâhitleri bu sırada abartılı bir şekilde o kadar övülüyor ki, açıkça “Bedrin Aslanları bunlardan üstün değillerdi, olsa olsa ancak bunlar kadar şanlı idiler” deniliyor. Var mı daha ötesi!…
Halbuki, yeryüzünün gelmiş geçmiş en büyük mücahitleri Bedir mücahitleridir. Hiçbir ordunun o ordudan, hiçbir komutanın da o şanlı komutandan yani Hazreti Rasûlüllah’tan üstün olma ihtimali yoktur. Diğer bir husus var ki o da şudur: Bu, ciddi bir meseledir ve ashab-ı kiram âyetle övüldüğü için doğrudan doğruya itikadla alâkalıdır.
Fatih Sultan Mehmet Han’ın, Peygamberimiz’in müjdesine mazhar olan ordusu bile Bedir mücâhitlerinin yanında hiç mesabesindeyken, Çanakkale’de savaşanlara böyle cüretkâr bir yakıştırma nasıl yapılabilir?
Yeni bir nesil yetiştirme gayretinde olan ve hiçbiri dindar olmayan ittihatçı kalemler, bu ve benzeri birçok sözler söyleyip İslâmî kaideleri tepetaklak etmeye çalışmışlardır. Onlardan o beklenir, ama bize ne oluyor?.. Biz, kıyamete kadar gelecek Müslümanların hiç birinin ashabı kiramın derecesine yetişemeyeceğini nasıl unuturuz? Âkif nasıl unutur? Nasıl unutur da böyle bir şey yazar!..
Bakınız! “Şu ceylan, aslan kadar kuvvetli” denilse, aslanın kuvveti dile getirilip ceylanın kuvveti ona kıyasla anlatılmış olur. Ama “Şu aslan ceylan kadar kuvvetli” denilirse, bu söz aslanın kuvvetlini aşağıya çekmek, hafife almak, ceylan seviyesine indirmek ve aslana etmek olur. Bu durumda, “Bedrin aslanları ancak, bu kadar şanlı idi” ne demek olur?


Ali EREN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu